Çocuk Sanat Merkezi mezunu genç çellist Selin Demirel, Almanya’da ‘üstün yetenekli genç’ olarak müzik eğitimi alıyor. Demirel, “Her çocuk enstrüman çalmalı” diyor
Bu hafta, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle sizi Kadıköylü genç bir yetenekle tanıştırmak istiyoruz; 18 yaşındaki Selin Demirel… Kadıköy Belediyesi Çocuk Sanat Merkezi’nin başarılı öğrencilerinden olan viyolonsel sanatçısı (çellist) Demirel, hem yurtdışında konserler veriyor hem de Almanya’da müzik eğitimi görüyor. Demirel ile Türkiye’ye ziyarete geldiğinde, Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde buluştuk. • Müzik eğitimine nasıl başladın?
6 yaşımdan beri Kadıköy’de yaşıyorum. Müzik eğitimime 2006 yılında yani 8 yaşımda iken Kadıköy Belediyesi Çocuk Sanat Merkezi’nde (ÇSM) gitar ile başladım. • ÇSM’ye girişin nasıl oldu? Ailen mi yönlendirdi?
Gitar çalmak istiyordum zaten. Ailem de elbette beni destekledi. Kadıköy’de böyle ücretsiz bir merkez olduğunu duymuş annem. Bana sordu gitmeyi isteyip istemediğimi. Ben de çok istedim. Başvurdum, kabul edildi. Orada güzel ve iyi bir eğitim aldım. Çoğu konservatuar mezunu olan müzik hocalarım, konservatuar sınavına hazırlanmam konusunda çok yardımcı oldular. • ÇSM günlerin nasıl geçti? Biraz anlatır mısın?
Çok memnun kaldım. Net bir şekilde şunu söylemem lazım ki bana müziği sevdirdiler. Her hoca ya da okul bunu başaramayabilir. O kadar sevdim ki müziğin hayatımda hobi olarak kalmayıp mesleğim olmasında, ÇSM’deki hocalarımın etkisi büyük. • Almanya’ya gidişin nasıl oldu?
11 yaşımdayken İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda viyolonsel eğitimine başladım. Konservatuvarın ilköğretim bölümünün okul birincisi olarak mezun oldum. Dört senelik bir eğitimden sonra, kendimi daha da geliştirmek için Almanya’ya gitmeye karar verdim. Detmold Müzik Yüksekokulu’nu buldum. 400 kişinin katıldığı ve genelde sadece bir öğrencinin kabul edildiği bir sınava girdim ve kazandım. (Üstün Yetenekli Genç Öğrenci) bölümünde burslu olarak okuyorum. Hem de dil öğreniyorum, farklı kültürleri tanıyorum. • Şu an kendini müzisyen olarak tanımlıyor musun?
Pek değil henüz. ‘Müzisyenim’ demek biraz zor, dünya sahnelerinde iyi bir yere sahip olmam lazım. Konser verdiğim zamanlarda tabii ki müzisyen sayılabilirim ama şu anda öğrenciyim. • Nerelerde konserler verdin?
Almanya, İsviçre, Macaristan, İtalya, Litvanya ve Türkiye’nin birçok yerinde konserler verdim. Litvanya’da yapılan “Vivace Vilnius” festivaline katıldım. Burada Ignacy Grezelazka ile çalıştım. Hungarian Rhapsody eserini ensemble solisti olarak çalmaya hak kazandım. Edirne’de her yıl düzenlenen 17.Uluslararası Genç Müzisyenler Oda Müziği yarışmasında üçüncü oldum. • Yeldeğirmeni Sanat’ta da konser verdin. Kadıköy’e dönüp burada sahneye çıkmak hoş bir duygu olsa gerek.
Arkadaşım Ela Cansu Bekgöz ile İstanbul’dan tanışıyoruz. O da Münih’te müzik okuyor. Onunla birlikte bir şeyler yapmaya karar verdik. Almanya’da buluşup çalışmaya başladık. Türkiye’deki konserimiz için de burayı tercih ettik. Kadıköy’de sahneye çıkmak beni çok mutlu etti. • Müzik senin için ne ifade ediyor?
Çok klişe bir yanıt olacak ama; her şey… İnsan bir hedefi olduğu zaman her şeyi yapabiliyor. Benim hedefim de müzikte kendimi ilerletmek, iyi yerlere varmak… Bunun için de sürekli çalışıyorum. Bu beni hiç zorlamıyor çünkü çok mutluyum. İnsan sevdiği işi daha kolay yapar. • Sahnedeyken nasıl hissediyorsun?
Benim hiç sahne heyecanım yok, çok rahat hissediyorum. Sahnede değil sahne öncesinde daha gergin olabiliyorum. Ama sahneye çıkıp da çalmaya başladığım andan itibaren rahatlıyorum. Konserlerime gelen her bir insandan çok mutlu oluyorum. Klasik müzikle ilgilenmesi çok şart değil. Bir kereliğine ya da ilk kez bile geliyorsa benim için çok değerli. Çünkü ben sadece klasik müzik dinleyen insanları kazanmak istemiyorum ki. İsteyen, müziği seven herkesi konserlerime bekliyorum… • Yaşıtlarına ve senden daha gençlere müzikle ilgilenmelerini tavsiye eder misin?
Kesinlikle evet! Bence her çocuk enstrüman çalmalı. Nasıl bir enstrüman olduğu önemli değil. Yeter ki denesinler. İnsana bir birikim sağlıyor ve rahatlatıyor. Gerçi enstrümanlar çok pahalı maalesef. Umarım bir gün devlet bunu karşılar. Ama neyse ki Kadıköy’de Çocuk Sanat Merkezi gibi ücretsiz bir yer var. Kadıköylü çocuklara burayı kesinlikle öneriyorum. Belki ileride çok iyi bir müzisyen olacak kişiler vardır da farkında değillerdir. Bunun için de bu eğitime ihtiyaçları var. Kaldı ki illa bu mesleği yapmak zorunda da değiller ki. Hobi olarak da insan için çok önemli bir şey müzik.