'Şakayı dişi kuş yapar'

Farklı mesleklerden 7 kadının kurduğu, Türkiye’nin ilk kadın komedi grubu olan “Hatunlar Stand-Up”, 13 Aralık’ta İf Ataşehir’de, 16 Aralık’ta da Kadıköy’deki Livingroom’da sahne alacak

08 Aralık 2016 - 14:47
Gökçe UYGUN
Adana’da ergen kızların memelerine büyük olsun diye tas kapatılırmış. İstenmeyen tüylerinizi aldırırken canınız çok yanıyor mu? Şehirde yaşayan, 35’inde ve ‘henüz’ evlenmemiş genç bir kadının toplumla mücadele yöntemleri…
Kadınların ortak meselelerinden bazıları bunlar… Farklı mesleklerden, farklı yaşam biçimlerinden gelen 20-30’lu yaşlarda 7 komik kadın biraya geldi ve bize bu kadınlık hallerini, kadın gözüyle, hem de çok komik bir şekilde anlatıyor.
Peki kim bu kadınlar? Tanıyalım; terapist-tercüman-komedyen Aslı Akbay, özel sektör çalışanı, sanat tarihi mezunu Buse Sinem İren, mizah yazarı Deniz Özturhan, oyuncu Hande Yögen, oyuncu-yazar Meltem Parlak, gastronomi öğrencisi Leyla İrem İncegül ve oyuncu Şirincan Çakıroğlu.
Geçtiğimiz günlerde Barlar Sokağı’nın yeni mekânı Bina içindeki Bant Mag mekanda izlediğim bu komik kadınlarla tanışmak ve sizlere de tanıtmak istedim. Ekipten Aslı Akbay ve Hande Yögen ile Kadıköy’de bir kafede buluştuk. Yan ve diğer masaları kahkahalarla inlettiğimiz röportajdan size kalanlar;
* ‘Kadın kadının kurdudur’ deyişine inat, 7 kişilik bir kadın grubusunuz. Aranız nasıl?
Aslı: çok iyi arkadaşız… Menajerimiz yok, her şeyi kendimiz dayanışmayla yapıyoruz. Herkesin ayrı bir yeteneği var onu grup için kullanıyor. Bu bizi zenginleştiriyor.
* Grup isminde neden ‘kadın’ değil de ‘hatun’ kelimesini tercih ettiniz?
Hande:
Kadın diyemiyoruz diye değil. Hatun kelimesi sempatik geliyor, ondan. Hem kendiyle dalga geçen hem de kendini beğenen kadınlar manasında…
 Aslı: Kadın deyince ‘kadınlar matinesi’ gibi bir şey algılanmasın diye de.
* Kadınların kendini ifadesine basının yaşadığı,  komedyenlerin de genelde erkek olduğu bir toplumda  ‘kadın başınıza’ komiklikle yapıyorsunuz.
Hande:
Komedide cinsiyete inanmıyoruz aslında. Kişi kadın da erkek de olabilir, önemli olan komik olup olmadığı. Feminist bir yanımız ister istemez var ama ‘Erkekleri piyasadan sileceğiz!’ gibi bir hedefimiz de yok yani.
Aslı: Kadın olmamızla değil, yaptığımız mizahla bir yere gelmek istiyoruz.
* Ama bu yarışa, kadın olduğunuz için 1-0 geriden başlıyorsunuz otomatikman.
Aslı:
Cinsiyetin şöyle bir katkısı var; insanlar erkek komedyenlere aşina. Ama şimdi kadınların gözünden farklı bir bakış açısını görüyor.
Hande: Eril dilden yapılan bir mizah var genelde. Biz olayı daha dişi taraftan ele alıyoruz.
*  “Kadın kırılgandır, narindir, sert olmaz” baskısı var üstümüzde. Hele ki küfür etmek mi?! Haşa! Oysa siz sahnede öyle değilsiniz…
Hande:
O önyargıları kırmak çok hoşumuza gidiyor!
*  Şovunuzu izlerken, bir kadı olarak, yaptığım empatiler sonucu kahkahalara boğulduğum anlar oldu!
Kadınlar,  kendi aralarında yaptıkları kadın-kız muhabbetlerini, komik haliyle sahnede dinlemekten memnun oluyorlar. Zaten metinlerimiz de böyle ortaya çıkıyor. İstenmeyen tüylerden romantik ilişkilere dek pek çok konu var. Mesela kadın erkek eşitsizliğinin çilesini biz kadınlar sürekli ‘güzel’ olma baskısıyla yaşıyoruz. Sürekli bakımlı olmak çok zor! İşte bunun gibi, hayatta gıcık olduğumuz şeyleri sahnede anlatıp, bir nevi ‘yeter ulan!’deyince, o kadınların toplumsal isyanına dönüşüyor. Hem de komik bir şekilde…
*  Peki ya erkek seyirciye nereden dokunuyorsunuz?
Aslı:
Erkekler şaşırıyor ki bu gülmenin önemli bir parçası. Kadınlar dünyasına dair bir şeyler de öğreniyorlar. Ayrıca empati de kurabilirler bazı konularda. Mesela artık lazer epilasyona giden erkek çok, biz kadınların yıllardır çektiği acıları tadıyorlar!
Hande: Erkek-kadın fark etmez, komik bir şey varsa gömeriz! Eğer kişinin kendisiyle yüzleşmesi gerektiğini düşündüğümüz bir durum varsa bunun esprisini yaparız mutlaka.
*  7 kişi sahneye 15’er dakika kullanıyor. Aklımda ne çok kalan ve dikkatimi çeken “30’lu yaşlara gelip de hala evlenmemiş kadın’ mevzu. Hepimizin ortak derdi, ha?
Hande:
Kesinlikle. Oysa her hayat kendine özgü, her kişinin zamanlaması başka. Mizah bu genel yargıları kırmak için çok uygun bir araç. Bunu da kullanıp hemcinslerimize destek olmaya çalıyoruz. Sahnede en gıcık olduğumuz ve en absürd konuları şakalaştırıyoruz zaten. Evlilik şakalarında, mizahın yapısı gereği biraz abartıyoruz tabi. Yoksa ‘koca aşkıyla yanıp tutuşan kadınlar’ değiliz tabi ki. Tam tersine kızlara sesleniyoruz; saçmalamayın, böyle yapmayın kızlar. Siz yalnız da güçlüsünüz, illa bir erkeğe ihtiyacınız yok. Gelecekse bir erkek hayatınıza, sizi yükseltmeye gelsin, aşağı çekmeye değil.
*  Sizin hayatlarınızdaki erkeklerin bu stand-up işine bakışları nasıl?
Aslı:
hepsi destekliyor. ‘O tarz konulara girmeyin’ filan diyen yok yani.
Hande:  Desteklemeyen de sevgilimiz olamaz zaten. Çok da fifi! (kahkahalar) Gurur da duyuyorlardır bence, çünkü cesur bir şey yapıyoruz.
*  Erkek egemen ülkede evet bence de. Normalde ve idealde çok da cesaret isteyen bir şey değil aslında. .
Hande:
Aynen. Mesela İngiltere’de de kadın stand-up’çı az. Ama bu bir cesaret meselesi değil orda.  Biz de bir tık cesaret istiyor. Bu kadar sıkıcı, can yakıcı gündemde aslında herkesin gülmeye ihtiyacı var. Aslında gösterimizde siyasetten daha fazla bahsetmek isteriz ama insanların moralini daha da bozmak da istemeyiz. Bence mizahın ülkede kesinlikle sürmesi gerek. İnsanları rahatlaması ve umutlanası için. Mizah, iyileştirici bir şey, hem bir komedyenler hem seyirci açısından.
* Peki, gösteriye gelenler kimler? Kadınlar, beraberinde erkek arkadaşlarını da sürükleyip mi geliyorlar mı?
Hande:
Romantik komedi filmi gibi, ha… (gülüşmeler) Seyircimizin çoğu kadın, evet. Seyirci, şaşırmış, gülmüş, mutlu olmuş ve ülkeye kadına dair umutlanmış olarak çıkıyor salondan.


www.facebook.com/cokdafifihatunlar







 


ARŞİV