Tunuslu heykeltıraş Sahbi Chtioui’nin barış ve kardeşlik heykelleri Caddebostan Kültür Merkezi’nde açılacak sergiyle Kadıköylü sanatseverlerle buluşuyor
Erhan DEMİRTAŞ
Mağripli heykeltıraş Sahbi Chtioui, 16 Haziran- 16 Temmuz tarihleri arasında Caddebostan Kültür Merkezi’nde bir heykel sergisi açıyor. Eserleri sanatsal ve insani nitelikleriyle dikkate değer bulundukları için, Tunus’ta, Fas’ta ve uluslararası sanat çevrelerinde seçkin bir yer edinen Chtioui, Türkiye’deki ilk sergisini geçtiğimiz ay Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde açtı. Kadıköylü sanatseverlerin de heyecanla beklediği İstanbul sergisi öncesinde Sahbi Chtioui ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Kendinizden bahseder misiniz, Sahbi Chtioui kimdir?
Kendim hakkında konuşmayı sevmem. Ancak diyebilirim ki hayat benim için kolay geçmedi. Kültür ve sanatı seven orta halli bir ailenin çocuğuydum. Gerekli temel eğitimi aldım, çırak trapezist olarak sirkte bile çalıştım. Hiçbir zaman heykeltıraş olmayı hayal etmemiştim, kader beni buraya getirdi.
Peki, heykeltıraş olma fikri nerden çıktı?
Ben küçükken evimizde tadilat yapılıyordu, ustalar çalışırken tavandan küçük bir parça alçı düştü. Ben de kırılan alçıyı tamir etmeye çalıştım. İnsanlar etrafıma toplanıp bir şeyler söylemeye başladılar. Yedi yaşındaydım ve söylediklerini anlamıyordum ama kendimi iyi hissettiğim bir şeyi yaptığımı anladım. Böylece sanata yöneldim. Müzik ve tiyatro yaptım. Diğer sanat dalları ile kurduğum ilişki heykel sanatına yönelmemde daha etkili oldu.
“ATA EGEMEN OLUNMAZ”
Hayvan figürlü birçok heykeliniz var ama özellikle atları önemsiyorsunuz bunun özel bir nedeni var mı?
Atlar karakteri ve devrimci hareketleriyle insanın hayvani tarafının yansımasıdır. İnsan ata egemen olduğunu düşünüyor ama ata egemen olunmaz; at hiçbir zaman tahakküm altına alınmaz. At ve insan arasında karakter benzerliği olduğunu düşünüyorum. Atlar bize nezaket dersi veriyor bence. Sen ona doğru iki adım atarsan o sana doğru üç adım gelir. Atlar insandan çok daha güçlü olmalarına rağmen insanoğlunun ona istediği şekilde davranmalarına izin verir.
Ortadoğu’daki savaş ortamından sanatçılar nasıl etkileniyor?
Çok derinden etkileniyorlar. Sanatçı toplumun öncüsüdür. Tüm sanatçılar bir taraf tutar, insanlığın içinde bulunduğu durumu çok iyi anlarlar ve sanatçılar duygu yüklü insanlar olarak acıyı içlerinde yaşarlar ve tüm insanlar için acı çekerler. Ülke dışına giden sanatçılar, orada bu duyarlılıklarından kurtulmuş olmuyorlar çünkü kendi içlerinde taşıdıkları problemlerini batılıların gözüyle farklı bir şekilde görmüş oluyorlar. Ülkede kalanlar ‘kara ekmeği’ yemek zorundalar. Bu konuda bir tek Fas’ı ayrı tutabiliriz. Sanatçılara önem veren, sorunların üstüne giderek ülkesinin sorunlarına çözüm bulmaya çalışan bir kral var Fas’ta.
“İLERİDE BİR UMUT IŞIĞI OLACAK”
İŞİD’in heykelleri yıkmasını Müslüman bir sanatçı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her şeyden önce insanı yıktılar, ki o insan da mahvolmaya hazırdı. Birinci Irak Savaşı esnasında bunların hepsini öngörmüştüm. Bugün umutsuzluğun tepesindeyiz. Allah çok büyük. Bu sayede ileride bir umut ışığı olacak. Türkiye’nin ilerlemesini, milletlerin mücadelesini gördükçe buradaki gelişmelerin diğer ülkeler için de bir umut olduğunu düşünüyorum. Moritanya’dan Fas’a, Cezayir’e, Tunus’a, Libya’ya, Mısır’a ve nihayetinde Kuzey Afrika halklarından Türkiye’ye bir barış treni oluşacaktır. Elbet fedakârlıklar yapacağız. Bunun için “Tren hiçbir zaman Kahire’ye gitmeyecek” adını verdiğim eseri yaptım. Bu bir umutsuzluk değil, bu bir kışkırtma. Bu tren Kahire’ye gidecek ve diğer milletleri de içine alacak. Kahire’ye geldiğinde Ankara’ya da uğrayacak, tüm dünyayı cezalandıracak ekolojik felaketten önce bunun gerçekleşmesi gerekiyor. Bu tüm dünya insanlarını kapsıyor, birleşecek menfaatlerimizin sınırları yok, bütün bunların insanlık için barış içinde yapılması gerekiyor.
Kadıköy’de açılacak serginizle, sizi daha yakından tanıma fırsatı bulacak Türkiyeli sanatseverler için ne söylemek istersiniz?
Benim mesajım insanlığa, sanat herkes içindir. Bazıları sanatı sever bazıları sevmez. Radikal İslamcılarda gördüm sanatı sevmeyenleri de ama benim heykellerimi gördükten sonra düşünmeye başlayan insanlar da gördüm. Bu sebeple sanat herkes içindir diyorum. Allah bize güzelliği, kutsal kitapları, inanç özgürlüğünü vermiştir. Sanat bunun için ve bütün insanlık içindir.