'Yazmak benim yaşama biçimim'

Çocuk kitapları denince akla gelen isimlerden, şair ve yazar Gülsüm Cengiz ile edebiyat ve Haydarpaşa üzerine konuştuk

16 Haziran 2016 - 11:38
Kaan DERTÜRK
Haydarpaşa Garı’nda gerçekleşen 8. Kitap Günleri’nde, yapıtları Almanca, İngilizce, Rusça, Azerice, Arapçaya çevrilen ödüllü yazarımız Gülsüm Cengiz ile trenlerin nostaljik havası içinde röportaj gerçekleştirdik. Uzun yıllar Haydarpaşa’dan kalkan banliyo trenleri kullanan Cengiz, “Kitap Günleri gibi etkinlikler Haydarpaşa’nın savunulmasına destek olup, farkındalık yaratacak” mesajını veriyor.

100’DEN FAZLA ESER, BİR İSİM
• Edebiyat dünyasına adım atmanız nasıl oldu? Nasıl bir edebi görüşte eser veriyorsunuz?
Edebiyata 1983’te şiirle adım attım. İlk şiirlerim Varlık Dergisi’nde yayınlandı. Şiir, çocuk ve gençlik edebiyatı, tiyatro, araştırma ve biyografi türünde çeşitli çalışmalar yapıyorum. 100’ü aşkın çocuk ve gençlik kitaplarımın yanı sıra 12’den fazla yetişkinliklere yönelik şiir, tiyatro ve antoloji kitabım var.  9 edebiyat ödülüm var. Toplumcu gerçekçi görüşte eser veriyorum. İnsanlar ve yaşam beni ilgilendiriyor. İçinde bulunduğum toplumdan kendimi soyutlayamıyorum. Kadınlar ve çocuklar eserlerimde sıklıkça yer bulur. Hayatın gerçeklerini eserlerime sadelikle yansıtıyorum.
• Edebiyat yolunda yürüyecek genç yazarlara ne gibi tavsiyeler verirsiniz?
Anadolu topraklarında çok değerli bir edebiyat geçmişi var. Bu geçmişten olabildiğince çok yararlansınlar. Bizden önce sözlü ve yazılı edebiyatın ustalarını okusunlar. Diğer bir dikkat edilmesi gereken nokta yazarın sabırlı olması. İlk kitapla birlikte “ben oldum artık” dememeli insan. Daha çok edebiyatın üzerine düşüp, çalışmalar yapmalı. Ancak yazarak söz ustası olabilirsiniz. Hayatı doğru şekilde gözleyip, kalem oynattıkça gerisi gelecektir. 
• Okurlarınızla buluştuğunuz zaman aldığınız geri dönüşler ne doğrultuda oluyor?
Bir defasında Çaycuma’ya gittiğimde 10 yaşında bir çocuk, “Eylül Deyişleri adlı kitabınızda Madencinin Çocuğu diye bir şiir yazmışsınız. Ben de bir madenci çocuğuyum. Bizim için şiir yazdığınız için tekrar teşekkür ederim” dedi. Edebiyatta yapmak istediğim tam olarak bu oluyor. İnsanların yaşamlarına ayna tutmak. Toplumundan bağımsız olmadan onların gerçeklerini yazarak başkalarına anlatmak. Yapıtlarınızın, yaşamda dolaşıyor olması en büyük ödül olarak size dönüyor.

“GARDA KİTAPLARI YAŞAMAK”
• Anadolu Yakası’nda ilk kez kitaplara dair bir etkinlik gerçekleştiriliyor. Hem söyleşi hem de imza günü yapan biri olarak Kitap Günleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kadıköy Belediyesi’ne teşekkür ediyorum. Haydarpaşa’da, kitapları yaşamak çok önemli. Sabah yaptığım söyleşiye çocuklar, uzak yerlerden belediyenin sağladığı ulaşım aracı ile gelmişler. Salon doluydu, çok sesliydi. Çocukların sorduğu sorular, verdiği tepkiler her şey inanılmaz derece güzeldi. Etkinliği şehrin kalbinde yapılıyor oluşu insanların daha uzak konumlara gitmeden kolaylıkla kitaplara ulaşabilme imkanını doğruyor. Kitaplar, insanlarla birlikte olmalı. Kitap Günleri benim hafızamda çok iyi yer edinecek.
• Çocukların sorduğu, aklınızda kalan ilginç sorular var mı?
Çocuklar, “nelerden esinleniyorsunuz?” diye soruyorlar. Bu sorunun sekiz yaşında bir çocuktan geliyor olması oldukça şaşırtıcı. Çocuk diyorsunuz ama size kurgunun nasıl yapıldığını, olay örgüsünü nasıl işlediğinizi sorup, cevap istiyor. Küçük çocukların meraklı olmalarını görmek, onlarla sohbet etmek hep yaşanılması gereken bir deneyim.
• İlerleyen tarihlerde  yayınlayacağınız bir çalışmanız var mı?
Masamın üstü oldukça kalabalık. İki hafta önce Boğaz’daki Mutlu Çocuk Kuzguncuk kitabım okurlarla buluştu. Devam romanım olan Ayşe’nin Günleri’nin ikinci cildi çıkacak. Yeni bir yetişkin romanına başladım. 3 Ciltlik nehir romanı tasarısı olarak beklemede duruyor. Arada şiirler çıkıyor. 7. Şiir kitabımın şiirleri olacak.

"Haydarpaşa, anılarım…"
‘’Hayatımın büyük bir kısmının geçtiği yer olarak hatıralarımda. 9.5 yıl boyunca haftada bir gün Haydarpaşa’dan trene binip, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ne ders vermeye giderdim. Dersim bittikten sonra daha geç bir trene binip, Haydarpaşa’ya geri dönerdim. Öykülerimin çoğunu yaptığım tren yolcuklarında kaleme aldım. Gara, gündüz ve gece tanıklık yapmış biriyim. Uzun süredir buraya gelmiyordum. Tren yolculuğu bitti. Şimdi kitaplara yolculuk var. Kitap Günleri’nin devam etmesini istiyorum. Haydarpaşa Gar’ı, sıra dışı bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. İnsanlar fotoğraf çekiyorlar, trenlerin içlerinde aldıkları kitapları okuyorlar. Böyle bir kareyi başka nerede görebilirsiniz ki?’’
 

ARŞİV