18'lik Süreyya'nın fevkalade dönüşümü

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde hazırlanan yüksek lisans tezi, Süreyya Opera binasını inceliyor. Böylece Süreyya, yalnızca bir sanat mekânı değil; aynı zamanda kültürel belleğin, estetik mirasın ve akademik ilginin kesiştiği simgesel bir yapı olarak öne çıkıyor

24 Ekim 2025 - 15:00

İçinde bulunduğumuz ekim ayının 27’si önemli bir gün; zira 18 sene evvel bu gün, Süreyya Operası kapılarını yeniden açmıştı. Biz de bu vesileyle, tarihi Süreyya binasının akademik dünyadaki izini sürdük. Rehberimiz ise bir yüksek lisans tezi oldu. Nilay Karaca’nın “Kültürel Miras Yapılarının Yeniden Kullanımı Üzerine Bir Değerlendirme: Kadıköy Süreyya Operası Örneği” başlıklı araştırması, Süreyya’nın dönüşümünü odağına alıyor. Karaca’nın, Doç. Dr. Şenay Çabuk danışmanlığında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Lisansüstü Eğitim Enstitüsü İç Mimarlık Anabilim Dalı'nda hazırladığı Ocak 2025 tarihli bu çalışma; kökü 1927’ye, yeniden doğuşu ise 2007’ye uzanan Süreyya’nın kültürel miras, koruma ve yeniden işlevlendirme alanlarında nasıl bir örnek oluşturduğuna yakından bakıyor. 

ÖZGÜN İŞLEVİNE DÖNÜŞ

Tezin odak noktası, toplumların yaşadığı değişim ve dönüşümleri yansıtan kültürel miras yapıları olarak tanımlanan tarihi binaların korunmasının ve gelecek nesillere aktarılmasının önemini vurgulamak... Çalışmada, uzun yıllar sinema olarak kullanılan ve “Süreyya Sineması” adıyla bilinen tarihi yapının, özgün yapılış amacı olan “Opera Binası” işlevine geri döndürülmesi süreci detaylı bir şekilde analiz ediliyor. Cumhuriyet döneminin modernleşme etkilerini taşıyan önemli bir yapı olan bu binanın, tarihsel süreçteki farklı kullanımları, binanın bulunduğu Bahariye (General Asım Gündüz Caddesi) ve kent içindeki konumuyla birlikte değerlendiriliyor. Tezde, kültürel miras, mimari koruma ve yeniden işlevlendirme gibi temel kavramlar derinlemesine incelenerek, Süreyya örneği üzerinden bir yeniden kullanım projesinin tüm aşamaları belgeleniyor.

“Süreyya Operası’nın özgün işlevinde korunup günümüze kadar ulaşabilmesi kültürel mirasın yaşatılmasını sağlamakla beraber kent dokusunun canlanmasına ve modern ihtiyaçlara cevap vermesine katkı sağlamıştır.” yorumu yapılan çalışmada, “Kültürel miras değerine sahip yapıların günümüz ihtiyaçlarına uygun şekilde kullanılması, bu yapıların geleceğe aktarılmasında ve işlevselliğini korumasında büyük önem taşımaktadır. Yapılan müdahalelerin, yapının özgün halini koruyarak gerçekleştirilmesi, binanın inşa edildiği dönemin ruhunu yaşatmakta ve kültürel miras yapısının önemini ve değerini sürdürmesini sağlamaktadır. Bu müdahaleler, tarihi yapının fiziksel olarak korunmasıyla beraber tarihsel değerlerini muhafaza etmeyi de amaçlamaktadır. Bu sayede tarihi yapılar geleceğe aktarılırken, geçmişin izlerini ve hikayelerini de taşımaya devam ederler.” ifadelerine yer veriliyor.

“GELECEK ÇALIŞMALARA IŞIK”

Tezin sonuç bölümünde ise Süreyya Operası'nın yeniden işlevlendirme projesinin, tarihi binaların korunması ve güncel ihtiyaçlara uygun bir şekilde tekrar hayata kazandırılması konusunda başarılı bir örnek teşkil ettiği belirtiliyor. Çalışmanın temel hedefinin, kültürel miras binalarının korunması ve yeniden kullanımı konularında yapılacak olan yeni araştırmalara rehber oluşturması olduğu vurgulanıyor.

 KADIKÖY’ÜN SÜREYYA’SI

Süreyya binası, 1924’te Süreyya İlmen (Paşa) tarafından yaptırıldı. Kadıköy'de şehrin kültür hayatını çağdaşlaştırmak ve zenginleştirmek için müzik ve sahne sanatlarına uygun bir bina yapmaya karar veren Süreyya Paşa, yapımına giriştiği binayla ilgili anılarında, binayı yaparken sinema, tiyatro ihtiyacını karşılamakla beraber, Kadıköy'e bir şeref vermeyi de düşündüğünü belirtir. Paşa, inşaatı 3 yıl süren ve 6 Mart 1927 yılında bitirilen binayı yaptırırken, konser, konferans, dans, balo, çay, nişan-düğün gibi sosyal ihtiyaçları da karşılayıcı bir bina tasarladığını anlatır. Süreyya Paşa, opera temsillerine uygun bir bina yapmayı amaçlasa da, hatta Süreyya Opera Topluluğu ismiyle bir opera topluluğu kursa da Süreyya Operası’nın sahne bölümü yapılamadığı, gerekli teknik donanım, kulis, sanatçı odaları ve benzer mekanlar tamamlanamadığı için Süreyya Operası’nda hiç opera oynanamaz. Bu nedenle bina kültür sanat belleğine sinema olarak yerleşti ve Kasım 2005’e kadar da Süreyya Paşa'nın torunları tarafından Süreyya Sineması olarak işletildi.

Yapının yeniden doğuş yolculuğunu İzmir'deki Elhamra Sineması'nın İzmir Operası'na dönüştürülmesinde önemli rol oynayan Dr. Murat Katoğlu ve mimar Ersen Gürsel başlattı. Katoğlu ve Gürsel'in önerisiyle Süreyya Opera Binası yeniden gündeme geldi. Dönemin Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, binayı Darüşşafaka’dan 49 yıllığına kiraladı. Yapı, Süreyya Paşa'nın amacına, ideallerine ve hatırasına uygun biçimde Opera Binası'na dönüştürülmesi için adeta yeniden şantiyeye dönüştürüldü. Detaylı bir yenileme sürecinin ardından Süreyya Binası, Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası olarak 27 Ekim 2007’de kapılarını bir kez daha açtı. Kadıköy Belediyesi 80 yıl aradan sonra Süreyya Paşa'nın “Kadıköy'de Opera” hayalini gerçekleştirmiş oldu.

 


ARŞİV