Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi’nin (TESAK), Cumartesi Söyleşileri çatısı altında düzenlediği söyleşiler devam ediyor. Cumartesi Söyleşileri kapsamında 16 Kasım Cumartesi “2000’lerde Şiirde Neler Oluyor?” söyleşisi yapıldı. Cenk Gündoğdu’nun moderatör olduğu söyleşinin konuşmacıları Seyyidhan Kömürcü ile Utku Özmakas’tı. 2000’lerin bir adlandırma olduğunu belirten Cenk Gündoğdu, “Her adlandırılan noktanın bir başlangıcından bahsedebiliriz. 2001 yılında ikiz kulelerin yıkılması, o süreçle birlikte çeşitli sosyolojik değişimler, coğrafi değişimler, internetin hayatımıza girmesi, internet ile birlikte çeşitli değişimlerin yaşanması o dönemde şiiri de etkiledi.” ifadelerini kullandı.
Cenk Gündoğdu, 2000’li yılların başında Hasar Ayini kitabı ile Yaşar Nabi Nayır Ödülünü alan Seyyidhan Kömürcü’ye ‘Senin gözünden 2000’li yıllarda nasıl bir ortam vardı?’ sorusunu yöneltti. “2000’de 22 yaşındaydım. Ankara’daydım ve üniversite son sınıftaydım.” diyen Kömürcü, şöyle devam etti: “Açıkçası şiirle ve edebiyatla ne yaptığımı bilmiyordum. İkiz kuleler meselesi şimdiki kadar beni ilgilendirmemişti. Çünkü başka bir şeyin içerisindeydim. Tek başına kalmışlıkla herekte geçtiğim bir süreçti. İkiz kulelerin bana yazdıran ve beni harekete geçiren bir tarafı yoktu. Şiir nasıl yayınlanır bilmiyordum. Yeni yeni öğrenmeye başlıyordum. Yaşar Nabi Ödülü’nü aldım. Planlı bir şey değildi. Beklediğim bir şey de değildi. Ödül aldığım yerde şu an beş yıldır ödül jürisindeyim. Dergilerde şiirin yayınlanması seni kitaba götüren bir şeydi. İlk kitabım Hasar Ayini 2002 yılında çıktı. 10 yıl sonra tekrar bir kıpırdadım. Dünya Lekesi çıktı.”
“ŞİİRDE DÖNÜŞÜM VARDI"
Seyyidhan Kömürcü’den sonra Utku Özmakas da şunları söyledi: “2000’lerin başında alternatif şiir kanalının gelişmesinin çok temel sebeplerinden biri de şuydu: dergilerde ağırlıklı daha kısa şiirlere yer veriliyordu, konu çeşitliliği bakımından zayıf, gündelik olanla teması çok zayıf, tamamen nerdeyse imgeci bir şiir yazılıyordu. Bu şiir merkezde çok yer tutuyordu. Ciddi bir ağrılığı vardı. Başka bir şey arayan insanlar oldu. Bu başka bir şey arayan insanların önünde zemin de vardı. Yoktan bir şey yaratmadılar. Enis akın, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Necmi Zeka, Tarık Günersel gibi isimler ana hattın dışında alternatif bir şiir yazmaya çalışıyordu. Sonra adına deneysel, görsel diyebileceğimiz bir şiir arayışı oluştu. 2000’lerde sosyolojik değişimler başladı. Şiirde de dönüşüm vardı. Konu çeşitliliği ile kadın şairlerin sayısı artıyordu. 2000’lerin küçük bir haritasını çıkarmaya başladığım zaman aslında ana akım imgeci, lirik, kısa şiire karşı daha deneysel bir şiir vardı.”
Gündoğdu’nun 25 yıl sonra baktığın zaman 2000’ler şiirinde gördüğün nedir? sorusuna Özmakas şöyle cevap verdi: “Gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim ki imgeci şiir ile 2000’li yıllarda verilen kavga kazanıldı. Verilen kavganın bir yere vardığını düşünüyorum. Kitap-lık’ı açtığınızda görsel ve deneysel bir şiirle karşılaşabilirsiniz. Kitap-lık bundan 20 yıl önce görsel bir şiir yayınlamazdı. Türk edebiyatının şiir cephesi açısından bir dönüşüm yaşandı. Bir ölçüde başarılı da oldu. 2000’li yıllarda şiir dize ile yazılır diye bir şey vardı. Dize dışında şiir yazmak düşünülmüyordu. Şu an şiire öyle bakmıyoruz. Bu bir başarıdır. Bir başkanın mümkün olduğunu gösterdi.”