Bir sahaf- kafe olarak alternatif işlere imza atan 26A Kolektifi, karşı koyuş mecmuası “fanzinin” tanıtılması ve yaygınlaştırılması amacıyla sergi açtı.
Anarşist genç kadınların öncülüğünde Caferağa’da iki yıl önce açılan Kadıköy 26A, dayanışmayı kitaplarla ve dergilerle örmeye devam ediyor. Hem sahaf hem kafe niteliğinde olan ve kolektif çalışmanın ürünü olan mekân, şu sıralar “fanzin sergisi”ne ev sahipliği yapıyor. 26 Ağustos’ta açılan sergi 15 Eylül’e kadar sürecek.
Onlarca fanzinin tanıtıldığı sergide, dileyenler sergide olmayan ancak ellerinde bulunan fanzinleri de tanıtabiliyor. Bugüne kadar bir fanzin noktası haline gelmiş Kadıköy 26A’nın duvarları fanzinlerle kaplanmış durumda.
“AZINLIK, KÖHNE, DEMODE…”
Sergiyle ilgili şunları söylüyor 26A Kolektifi: “Biraz düşünce ve yaratıcılıkla, -imla hatası olsa da olur-daktilo, klavye ya da el yazısıyla, kes-yapıştır için makas-yapışkan ya da Ctrl X-Ctrl V ile; herkesin, her yerde, her an, yazamayacağı yazılarla, yapamayacağı grafiklerle dolu, ama her an, her yerde, herkesin okuyabileceği boyutlardadır fanzin. Bütünün gölgesinde kalmış parçayı önemser. Çoğunluğun hışmına uğramış azınlığı, cafcaflı bir caddedense köhne bir ara sokağı. 120 dakikalık vizyon filmini değil, çok şey anlatan 15 dakikalık kısa filmi. Modayı değil, demodeyi; popülerin altın yıldızını değil, paslanmış tenekeyi. Tüketimin hızını değil, yaratmanın ahesteliğini. Nobel Edebiyat Ödülü’nü değil, sahaf sahaf aranmayı önemser ve ne varsa bu yaşanmaz dünyaya uymayan, hepsini kapsar fanzin.”
“BİR KARŞI KOYUŞTUR FANZİN”
“Karakteri karaktersizliği, geleneği geleneksizliğidir fanzinin. Periyodik çıkmaz. Bazen on altı sayfa olur, bazen akıl almaz ama on yedi. Yaşama, kuşlar gibi gökyüzünden, bir karınca gibi topraktan, bazen bir böcek gibi çatlakların arasından bakar. Kimsenin inmeye cesaret edemediği derin lağımlara iner, aşağıya bakmaya korktuğu yüksek çatılara çıkar. İşte bu yüzden kimse bakamaz fanzin gibi dünyaya, o her yerden bakar bu dünyaya.
İktidarlar korkar, otoriteler sarsılır karşısında. Akıl yetmez, mantık işlemez sayfalarına. Bir fotokopi makinesinde yaşam buldukça sürecektir bu karşı koyuş sayfalarda.
Fanzin böyle bir şeydir. Ne çok anlamlı, ne çok anlamsız…
Şimdi 26A duvarlarını ayırdı fanzinlere, astı duvarlarına ipler ve mandallarla yüzlercesini. Üç yüz atmış beş gün raflarında tuttuğu fanzinleri, yirmi günlük seyre davet etti herkesi.”