Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen genç ve yetenekli müzisyenleri Türkiye’deki sanatseverlerle bir araya getirerek, onların seslerini ve eserlerini daha geniş kitlelere duyurmayı hedefleyen Sound of Europe Festivali (Avrupa’nın Sesi), dördüncü yılında bir kez daha sahne almaya hazırlanıyor. Sound of Europe Festivali, müzik dolu üç günü müzikseverlere armağan etmek üzere 4-6 Temmuz tarihleri arasında İstanbul Kalamış Atatürk Parkı, Ankara Çankaya Kuğulu Park ve İzmir Bostanlı Seyir Terası’nda çeşitli konserlere imza atacak.
Avrupa Birliği’nin Yaratıcı Avrupa Programı çerçevesinde desteklenen ve Avrupa Birliği Ulusal Kültür Enstitüleri (EUNIC) İstanbul ve Ankara kümelerinin önemli bir girişimiyle hayata geçen bu organizasyon, Kadıköy, Çankaya ve İzmir Büyükşehir Belediyeleri'nin de katkılarıyla hayata geçiriliyor. Avrupa’nın farklı noktalarından seçilen dokuz müzik grubunun yanı sıra Türkiye’den yeni seslerin aynı çatı altında buluşacağı festival, genç yetenekler ile dinleyiciler arasında kültürlerarası bir diyalog kurulmasını da amaçlıyor.
3 GÜN KESİNTİSİZ MÜZİK
Üç farklı şehirde eş zamanlı olarak ücretsiz gerçekleştirilecek konserlerde, hem Avrupa’nın yeni soluk getiren sesleri hem de Türkiye’den yetenekli sesler ve projeler dinleyicilerle buluşacak. Katılımın tamamen ücretsiz olduğu festivalde, üç gün boyunca 25’e yakın konserle Avrupa’dan ve Türkiye’den 20’den fazla sanatçı ve grup sahne alacak. Sound of Europe Festivali, bu sene de Avrupalı ve Türk genç müzisyenler için uluslararası bir platform sunarak yaratıcı projelerin önünü açmaya devam edecek.
Sound of Europe Festivali, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve EUNIC’in değerli İstanbul, Ankara ve İzmir üyeleri olan Avusturya Büyükelçiliği Ankara, Avusturya Kültür Ofisi İstanbul, Türkiye Fransız Kültür Merkezi, Goethe-Institut Türkiye, İtalya Büyükelçiliği Ankara, İtalyan Kültür Merkezi İstanbul, Lüksemburg Büyükelçiliği Ankara, Malta Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara, Hollanda Krallığı, Polonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği, Polonya Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu İspanya Büyükelçiliği Ankara, İstanbul Cervantes Enstitüsü ortak girişimi ile hayata geçiriliyor.
“ÖZGÜRLÜK, YARATICILIK, ÇEŞİTLİLİK”
Fransız Kültür Merkezi’nde 12 Mayıs Pazartesi günü gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Fransız Kültür Enstitüsü İstanbul Kültür Ataşesi ve Murahhas Müdürü Valentin Rodriguez, “Burası, diyalog, etkileşim ve yaratıcılığın buluştuğu bir mekandır. Mottomuz ‘özgürlük, yaratıcılık, çeşitlilik’. Bu nedenle, Avrupa’nın müzikal zenginliğini ve çeşitliliğini kutlayan bir etkinliğe kapılarımızı açmak bizim için son derece önemli. Sound of Europe, kıtamız genelinde kültürel işbirliği ve yetenek dolaşımını temsil eden kolektif bir projedir. Avrupa’nın pek çok zorlukla karşı karşıya olduğu bu dönemde, bu festival, kültür aracılığıyla birliğin ve gençliğe, yeni sahnelere açılmanın güçlü bir simgesidir.” dedi.
EUNIC İstanbul Küme Başkanı ve Avusturya Kültür Ofisi İstanbul Müdiresi Silvia Neureiter de “EUNIC olarak 2012’den bu yana, Türkiye’de 30’dan fazla Avrupa ortağıyla birlikte kültürel diyaloğu destekleyen ve kültürel köprüler kuran ortak projeler yürütüyoruz. Kültürün, özellikle küresel zorluklar karşısında, halklarımız arasında anlayışı ve dostluğu güçlendiren güçlü bir araç olduğuna inanıyoruz. Sound of Europe Festivali ve eylül ayında gerçekleşecek Avrupa Miras Günleri gibi etkinliklerimiz, açıklık, çeşitlilik ve hoşgörü gibi ortak değerlerimizi yansıtıyor. Bu projelerle, özellikle gençlerimizi hedef alarak Avrupa ve Türkiye’den sanatçıları ve kültürel kurumları bir araya getiriyoruz.” diye konuştu.
Sound of Europe Festivali Yapımcısı ve Direktörü Burçak Ada Kıral ise festivalin Avrupa’nın alternatif müzik sahnesinden yükselen genç, yeni ve yetenekli sanatçılara alan açmaya; onlara uluslararası bir platform sunmaya devam ettiğini vurguladı. Kıral, “Festival, Türkiye’deki izleyiciler için yeni sesleri ve müzikleri keşfetme imkânı sunarken, Avrupalı müzisyenler için de farklı coğrafyalarda dinleyicilerle buluşma fırsatı yaratıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da kültürel çeşitliliği ve sanatsal diyaloğu odağına alan bu program, hem sahnede hem de seyircide keşif duygusunu canlı tutuyor. Bu üç gün boyunca hep birlikte yeni sesler ve müzikler keşfedeceğiz.” ifadelerini kullandı.