Fotoğraflar: Aysel Kılıç
Büyükada bugünlerde iki yaz sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergilerden biri “Pazar Kayıklarından Şehir Hatları’na İstanbul’da Seyrüsefer” adını taşıyor.
Araştırmacılığı, kitapları ve sahip olduğu dev Adalar-İstanbul arşivi kadar, usta işi çizimleriyle de tanınan Akillas Millas’ın 35 yıldır kitapları için yaptığı çizimlerden oluşan sergide, Marmara, İstanbul ve Adalar arasında son 500 yılın taşımacılık tarihi gözler önüne seriliyor. Büyükada’daki Adalar Müzesi’nde (Aya Nicola Hangar orta bahçesi) açılan sergide, Millas’ın çizimleri arasında Adalar’ın ve Marmara’nın balıkçı tekneleri, yük taşımacılığında kullanılan yelkenliler, yolcu taşımacılığında kullanılan yazar kayıkları, buharlı ve dizel gemiler yer alıyor.
Vapurları şahsi bir zevkle çizmeye başladığını söyleyen Millas “Önceleri Ada’da yok olmaya terk edilen ahşap evleri çiziyordum. Onları resmederken vapurlar da girdi araya… Baktım sayıları 70’i geçmiş, hepsini bir kitaba ve sergiye dönüştürdük. Bu çizgilerle belki eski İstanbul’u ve Adaları değil kaybolan benliğimi arıyorum. Vapurlar ve eski ahşap evleri çizerek Ada sokaklarından koşarak çıkan çocuğu bulmaya çalışıyorum. Yok olan benim, artık bu dünyanın adamı değilim. Bu çağda, internete bulaşmadan, elime kurşun kalemi alıpbir şeyler alıp karalamaya devam ediyorum” diyor.
SANDALLAR VE SÜRGÜN…
Tekstil sanatçısı Gül Bolulu’nun “Sürgün Kayıkları” çalışmaları da eş zamanlı olarak aynı mekanda sergileniyor. Terk edilmiş kayıkları Ödemiş ipeğinden yelkenlerle buluşturduğu tasarımlarını sergileyen Bolulu, sürgün hikayelerinden yola çıkarak tasarladığı, haksızca yerinden yurdundan edilmiş herkese bir saygı duruşu niteliğindeki sergisinde, terk edilmiş sandal ve kendi dokuduğu ipeklerle yurtlarından ayrı düşen insanların acılarına ışık tutmayı amaçlıyor. Hikâyesi anlatılanlar arasında Büyükada’ya sürülen Troçki ve Adalardan sürülen Halide Edip Adıvar da var.
Bolulu, “Ada’ya geldiğimden beri birçok sürgün hikayesi dinlemiş olmam ve sürgünün hala devam ediyor olması Adalar’a bakışımı etkiledi. Burada sürgün edilen ilk kişi Ermeni Piskoposu I. Narses’in ardından, yüzyıllar sürecek sürgün geleneği devam etti. Adalar Bizans döneminde, buradaki manastırlara ithafen Papadonisia olarak biliniyordu. Bu manastırlar buraya sürgün edilen ve bazıları Konstantinopolis’e asla dönmemiş imparatorlar, imparatoriçeler, patrikler sayesinde ünlenmişlerdi. Sürgün Kayıkları sergisinin hikayesi de bu sürgün hikayeleriyle başlar. Bu yelkenliler, sürgüne giden kişilerin umutsuzluklarını, bilinmezliklerini belki de korkularını da onlarla birlikte taşımışlardı. Bu sergide hayalimdeki yelkenlilerle, bu sürgün hikayelerine birazcık da olsa ses vermek istedim” diyor.
Sergi ve müze pazartesi hariç diğer günler 09.00-18.00 saatleri arasında açık. Her iki sergi de 30 Eylül’e dek ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.