Ahmet Oktay'ın ardından...

Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cemal Süreya, Arif Damar gibi usta şairlerden sonra Kadıköy, çok önemli bir ozanını daha kaybetti; Ahmet Oktay’ın dizeleri de kente yadigâr kaldı…

10 Mart 2016 - 16:41
Kadir İNCESU
Şair, Yazar, Gazeteci Ahmet Oktay Börteçene 3 Mart 2016 günü, ardında unutulmaz dizeler bırakarak bu dünyadan göçtü. Ahmet Oktay için Erenköy Galip Paşa Camii’nde düzenlenen törene Özdemir İnce, Enis Batur, Ferid Edgü, Adnan Özyalçıner, Orhan Alkaya, Turhan Günay, Eray Canberk, Seyyit Nezir, Erol Toy, Behçet Çelik, Salih Bolat, Akdağ Saydut, Mustafa Bilgin, Hikmet Altınkaynak’ın da aralarında bulunduğu edebiyat ve basın dünyasından isimler ile yakınları katıldı. Ahmet Oktay’ın eşi Tülay Börteçene ve oğlu Deniz Börtüçene’nin taziyeleri kabul ettiği törenin ardından Ahmet Oktay, Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Yakın dostları, Ahmet Oktay’ı gazetemize anlattı.

“DEĞERLİ BİR ŞİİR DÜŞÜNÜRÜ”
Ahmet Oktay’ın 60 yıllık arkadaşı olduğunu belirten Özdemir İnce, “Birlikte TRT’de çalıştık. İyi bir gazetecidir, habercidir. Milliyet’te de çalıştı, köşe yazarlığı yaptı. Gazetecilik faslı birinci sınıftır. Şairliğine gelirsek, öncü bir şair, değerli bir şiir düşünürüdür. 1930 doğumlular edebiyatımızın en önemli kurucuları olarak kabul edilebilir. Ahmet Oktay da bu kurucu kuşağın en önemli kalemlerinden biriydi. Son derece üzgünüm. Çünkü 1930 doğumlular hızla gidiyorlar, yavaş yavaş değil, hızla gidiyorlar. Mekânı cennet olsun” dedi.

“EDEBİYATIN BÜYÜK KAYBI”
Şair ve tiyatro sanatçısı Orhan Alkaya ise şunları söyledi: “1980’lerde arka arkaya çıkardığı üç şiir kitabıyla Türk edebiyatında tartışmasız önemli bir yer edindi. Hem dil zenginliği, hem dili kurgularkenki orijinalliğiyle… Aynı zamanda çok önemli bir kültür adamıydı. Cumhuriyet dönemi edebiyatı ve toplumcu gerçekçilikle ilgili hem önemli çalışmalara, hem de ufuk açıcı deneme metinlerine imza attı. Dostumdu. TRT’den emekli olduğu 1982’de, onun ilk işi, benim de tiyatrodan atıldıktan sonraki ilk işim olan ansiklopedi yazarlığında buluşmuştuk. Türkçe edebiyat için büyük bir kayıptır. Yenilikçi, ufuk açıcı, yön tayin edici bir edebiyatçıydı. Onun isteğiyle Toplu Şiirleri’ne bir sunu yazısı yazmıştım. Adımızı bir arada tutacaktır edebiyat tarihinde. Ahmet Oktay’ı tanıdığım için kendimi her zaman şanslı saydım.”

“VURGUN YEMİŞ GİBİYİM”
Edebiyatımızın önemli isimlerinden Ferid Edgü ise “Dün Tahsin Yücel, bugün de Ahmet Oktay gitti. Ben de vurgun yemiş biri gibiyim” şeklinde konuştu.
Öykücü Adnan Özyalçıner ise Ahmet Oktay’ın önce şair olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Ahmet Oktay, bence iyi şairdi. Şairliğinin yanında Türk edebiyatının her türlü sorun ve çözümlerini inceleyen, yer yer eleştirerek de olsa edebiyatımızın ilericiliğini ortaya koyan önemli incelemeci, eleştirmen, araştırmacı yazarımızdı.”

“İNSANI ANLAMAYA ÇALIŞTI”
Ahmet Oktay ile yaptığı nehir söyleşi “Hayat, Edebiyat, Siyaset” adıyla kitaplaşan Metin Cengiz de gazetemize yaptığı açıklamada Ahmet Oktay’ın her gerçek şair gibi şiirini devamlı geliştirdiğine, belli bir şiir ile sınırlı kalmadığına vurgu yaptı: “Bir Marksist olarak insanı anlamaya çalışmış, bu süreçte hem şiir ve hem de diğer konularda, duyduğu sorumluluğu, yazıya dökmüştür… Bu çalışmaları şiirine de yansımış, insanı içinde gerçekleştiği toplumla birlikte ele alan bir anlayış geliştirmiştir. İnsandan soyut bir toplum ya da toplumdan soyut bir insan değildir onun şiirleştirdiği insan… ‘Gölgeleri Kullanmak’tan ‘Dr. Kaligari’nin Dönüşü’ne; ‘Kara Bir Zamana Alınlık’tan ‘Yol Üstündeki Semender’e; ‘Az Kaldı Kışa’dan ‘Lirikler’e buna tanık oluyoruz. Türk şiirine hem yazı hem şiiriyle katkıda bulunmuş önemli bir şair. Söylemedi ama şiarı ‘Bir şair sürekli kendini yenilemelidir’ idi.”

AHMET OKTAY BÖRTECENE KİMDİR?
1933 yılında Ankara’da doğdu. Öğrenimini lisede yarım bırakarak çalışmaya başladı. Ankara’da İstatistik Genel Müdürlüğü’nde (bugünkü DİE) görev yaptı. 1961’de Yeni İstanbul Gazetesi’nin Ankara Bürosu’nda ‘parlamento muhabiri’ olarak profesyonel gazeteciliğe başladı. Ankara Ekspres, İktisat ve Piyasa, Vatan gibi gazetelerde muhabir olarak çalıştı. 1975’te İstanbul Radyosu’na geçti. Siyasal iktidar değişince TRT’den istifa ederek önce Akajans, ardından da Dünya Gazetesi haber müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1978’de yeniden TRT’ye döndü. 1982’de emekliye ayrıldı. Daha sonra Milliyet Gazetesi’ne geçti. 1993’te yazı işleri müdürlüğü yaptığı Milliyet’ten ayrıldı. Şiir yazmaya ortaokul sıralarında başladı. İlk şiirleri 1949-1985 arasında ‘Gerçek’ dergisinde yayınlandı. İlk yazısı 1950’de Güney Dergisi’nde çıktı. ‘Dişi Kurt’ adlı oyunu 1974’te Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi. 1950’lerde yazdığı şiirlerde Ahmet Arif’ten etkilendiği gözlenirken 1960’lardan sonra toplumsal gerçekçi bir yaklaşımla İkinci Yeni’ye yöneldi. Şiirin olgunluk döneminde biçim gösterilerine kaçmadan yalın bir teknikle yazdı. ‘Her Yüz Bir Öykü Yazar’ kitabıyla 1957 yılında Yeditepe Dergisi'nin Şiir Ödülü’nü 1987’de ‘Yol Üstündeki Semender’ kitabıyla Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü aldı. Usta şair Ahmet Oktay  'Gizli Çekmece’ kitabında edebiyat dünyasının en tanınmış kişileriyle söyleşi yapmıştı.

ARŞİV