Akademi Ödülleri Kadıköy'e taşındı

Türkiye edebiyatının köşe taşlarından Akademi Kitabevi, mekânından sonra, gelenekselleşen ödüllerini de Kadıköy’e taşıdı. Akademi Ödülleri, 23 yıl aradan sonra yeniden veriliyor.

13 Kasım 2014 - 14:18
 
Semra ÇELEBİ
 
1971 yılında Nişantaşı’nda Hadi Olca tarafından kurulan ve edebiyatçıların, sanatçıların ve aydınların buluşma yeri olan Akademi Kitabevi, 20 yıllık aranın ardından kapılarını Kadıköy’de açtı. Yaklaşık bir buçuk yıl önce açıldığında edebiyatseverlerin duyduğu heyecan, başka bir haberle arttı: “Akademi Edebiyat Ödülleri yeniden verilecek.”
Akademi Kitabevi; Kadıköy için yeni bir mekân sayılabilir ama Türkiye edebiyatı için hiç de o kadar yeni değil. Hadi Olca’nın Kasımpaşa’daki Gemi Kitabevi adlı mekânını 1971 yılında Nişantaşı’na taşımasıyla başlıyor Akademi Kitabevi’nin macerası. Önceleri Gemi Kitabevi’nin müdavimleri Nişantaşı’nın yolunu tutuyor daha sonra dönemin kıymetli yazarları, şairleri, gazetecileri aşındırmaya başlıyor kitabevinin kapısını...
1991 yılında ekonomik ve dönemin bilindik sorunlarından dolayı kapanana kadar bu kitabevi; şair, yazar ve gazetecilerin nefes aldığı yer olarak biliniyor.
 
İLK ÖDÜL 1979’DA
1979 yılında Akademi Ödülleri verilmeye başlıyor. Yaşar Kemal, Adalet Ağaoğlu, Vedat Türkali, Onat Kutlar, A. Kadir gibi isimlerin değerlendirmeleri sonrasında dönemin genç yazarları ödüllendiriliyor. Edebiyatın hemen hemen tüm dallarında verilen bu ödülleri kazananlar arasında Ahmet Altan, Murathan Mungan, Nevzat Çelik, İnci Aral, Feyza Hepçilingirler, Erendiz Atasü gibi isimler yer alıyor.
Uzun bir aradan sonra Akademi Kitabevi’nin kurucusu Hadi Olca’nın oğlu Muzaffer Olca ve Chiviyazıları Genel Yayın Yönetmeni Özcan Sapan tarafından yeniden ama bu kez Kadıköy’de açılan Akademi Kitabevi kaldığı yerden devam ediyor edebiyat hayatına. 
 
ÖDÜLLER YENİDEN
Atölyeleriyle ve yazarların katıldığı imza günleriyle, Kadıköy’ün edebiyat dünyasını şenlendiren Akademi, geçen hafta yaptığı bir basın toplantısıyla Akademi Edebiyat Ödülleri’nin 2014 yılında yeniden verileceğini duyurdu.
Akademi Edebiyat Ödülleri’nin yeni seçiciler kurulunda Doğan Hızlan, Sevin Okyay, Süreya Berfe, Latife Tekin, Ayşe Sarısayın, Yekta Kopan, Turgay Fişekçi, Vecdi Çıracıoğlu ve Feridun Andaç gibi isimler bulunuyor. Açıklamada neden bu isimlerin seçildiğine dair şu ifadeler yer alıyor: “Seçiciler kurulu belirtilen bileşimi ödüllendirme sürecindeki bilgi, tecrübe ve titizliği ifade etmektedir. Böyle bir seçiciler kurulu, genç eser sahiplerinin bu ödüle ulaşmak için göstermeleri gereken çaba ve isteği de yönlendirecektir.”
 
TİTİZ DEĞERLENDİRME
Gerçekten de Seçiciler Kurulu ile tanınan Akademi Edebiyat Ödülleri’ne biraz yakından baktığımızda bu titizliği görüyoruz;
-“Şiir” dalında 11 yılda 28 eser ödüle değer bulundu, 1 yıl ödül verilmedi.
- “Öykü” dalında 12 yılda 31 eser ödüle değer bulundu,
- “Roman” dalında 3 yılda 6 eser ödüle değer bulundu, 9 yıl ödül verilmedi.
- “Deneme-Eleştiri-İnceleme-Gezi” dallarında 7 yılda 10 eser ödüle değer bulundu, 5 yıl ödül verilmedi.
-“Çocuk Yazını” dalında 3 yıl, 4 eser ödüle değer bulundu, 9 yıl ödül verilmedi.
Edebiyat dünyasının önemli isimlerinden oluşan jürinin ödüllendirmede titiz çalışması, eser sahiplerindeki istekliliği ve özeni arttıracak gibi görünüyor. Yarışma şartnamesine
http://www.akademi1971.com/  adresinden ulaşılabilir.
 

AKADEMİ KİTABEVİ İÇİN KİM NE DEDİ?

-Hilmi Yavuz: Akademi Kitabevi, okuryazar ve entelektüellerin buluşma mekânıydı o yıllarda. Benim işyerim de Nişantaşı’ndaydı ve Maçka’dan aşağılarda, Valideçeşme’de oturuyordum. Akşamları işten çıkınca, doğruca Akademi Kitabevi’ne uğruyor, orada sık sık karşılaştığım dostlarla birlikte oluyordum. Emil Galip Sandalcı’yı (o da Teşvikiye’de oturuyordu), Vedat Türkali’yi, Demirtaş Ceyhun’u özellikle hatırlıyorum. Genç bir romancı adayı olarak Orhan Pamuk’u, ilk defa orada ‘Akademi Kitabevi’nde tanımıştım.
‘Akademi Kitabevi’nde imza günleri de düzenlenmekteydi. Aziz Nesin’den Cemil Meriç’e (Aziz Nesin, 80’li yıllarda, Akademi Kitabevi’nin, yanılmıyorsam hemen bitişiğindeki apartmanın bir dairesini kiralamıştı; galiba o daireyi hem çalışma mekânı hem de, ara sıra kalmak için kullanıyordu), Attila İlhan’dan Şükran Kurdakul’a kadar, okuryazar kesimin nerdeyse tümü için imza günleri! Hadi Olca, genç öykü yazarlarını ve genç şairleri özendirmek için ‘Akademi Ödülleri’ de koymuştu... Kısaca, ‘Akademi Kitabevi’, bütün bu etkinlikleri ile gerçek bir ‘Akademi’ gibiydi...”
 
-Hüseyin Alemdar (İlk kitabı “Toplanmış Sevgi Ölüleri” ile 1985 Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülü’nü kazandı) :
 “Geçmişte verilen Akademi Kitabevi Ödülleri’ni anımsadıkça, aklıma ödüllerin ödülden çok “okul özelliği” taşıması gelir. Akademi Ödülleri’nin kurucusu çok değerli edebiyat insanı Hadi Olca’yı burada rahmetle anarken, bugün “okul özelliği” taşıyan ödül kurumlarının eksikliği her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor.”
-Süha Tuğtepe:“Akademi Kitabevi’nin saat beşte başlayan imza günleri ve sonrasındaki sohbetleri pek ünlüydü. Babıâli’nin ilk alternatifi olduğunu söylerken, boşuna nefes tüketmediğimizin delili olarak; buradaki söyleşilerde on altı on yedi yaşındaki okurlarla elli altmış yaşına ermiş okumuş-yazmışlar, sanki akranmış gibi birbirleriyle sohbet ederlerdi.
 (Yazarın “Nişantaşı... Nişantaşı...” isimli kitabından alınmıştır)
 

ARŞİV