Çaldıkça güzelleşen grup: Kolektif İstanbul

İstanbul bağımsız sahnesinin en enerjik ve eğlenceli gruplarından Kolektif İstanbul, 10.yılını Kadıköy’de verecekleri konserle kutlayacak

08 Nisan 2016 - 11:42
Gökçe UYGUN
“10 yıldır çalıyoruz. Uluslararası festivallerde, konser salonlarında, ara sokaklarda, başka kıtalarda, gece kulüplerinde, gündüz düşlerinde... On yıldır biz sahneden, siz karşıdan birbirimize gülümsüyoruz... Çaldıkça zıvanadan çıkıyor, zıvanadan çıktıkça güzelleşiyoruz...”
Böyle anlatıyor kendini Kolektif İstanbul. Gerçekten de öyleler. Anlatmak yetmez, mutlaka canlı dinlemek lazım. Düğün müzisyenlerinden ilham alan grubun konserleri, -kendi deyimleriyle- ‘gelin ve damatsız düğün ambiyansı’ tadında oluyor. Sahnelerdeki 10. Yıllarını, 13 Nisan Çarşamba akşamı saat 21.00’de Moda Sahnesi’nde verecekleri konserle kutlamaya hazırlanan Kolektif İstanbul’u, Aslı Doğan ve Richard Laniepce ile konuştuk.

• Richard siz bir müzik belgeseli çekmek için Türkiye’ye gelmişsiniz. Sonra Kolektif İstanbul’u kurmuşsunuz. O belgesel çekilebildi mi aradan geçen 10 yılda?
Richard: Hayır… (gülüyor)
Aslı: Richard, Türkiye’ye müzik araştırması için geldiğinde 2001’de, ben de ona çeviri yapıyordum. Richard buraya yerleşmeyi filan da düşünüyor değildi, kesin bir kararı yoktu yani. Sonra Richard’ın sevdiği şarkılar ve sanatçılarla albüm fikri doğdu. Selim Sesler, Orhan Osman, Birol Topaloğlu gibi isimlerden oluşan 21 kişi ile ilk albüm doğdu. ‘Kolektif’tik yani. Sonra konser için teklifler gelmeye başlayınca, 21 kişi sahneye çıkamayacağımız için altı kişilik çekirdek kadro doğdu, adımızı da ‘Kolektif İstanbul’ yaptık.

• Repertuvarınız Anadolu ve Balkan düğün müzikleri. Nedir bu müziklerde sizi çeken?
Aslı: Anadolu ve Balkanlar çıkış noktamız çünkü o coğrafyanın geleneksel müzisyenleri ile çaldık. Zamanla yolda kendi sesimizi edindik. Şu an tarzımıza net bir tanım koyamıyoruz. Bir arkadaşımız ‘progresif düğün müziği’ diyor mesela (gülüşmeler)… Düğün müziği temelliyiz ama üzerine caz da funk da dünyanın farklı tınılarını da ekliyoruz.

• Çok enerjik ve eğlencelisiniz. Bunda dinleyicinin payı ne?
Aslı: Her grup için dinleyici çok önemli ama bizim nerdeyse bir muhtaciyet durumumuz var. Seyirciden gelen enerjiyle yükseliyoruz.

• “Çaldıkça zıvanadan çıkıyor, zıvanadan çıktıkça güzelleşiyoruz” dediğiniz bu galiba
Aslı: Evet! Bir dinleyicimiz de ‘Akraba düğününden tırım tırım kaçanları çatır çatır oynatan grup’ diyor. Dans etmek başka, göbek atmak başka bir trans hali. Bizim konserlerimizde, müziğin bir parçası olmak için şarkılarımızı bilmenize gerek yok, o an orada olmanız yeterli.

• Türkiye’de ‘düğün müzisyenliği’ne mesafeyle yaklaşılır biraz.
Aslı: Ama evet Türkiye’de de dünyada da öyle bir algı var. Oysa düğünde çalmak çok zor. Biz çalmıyoruz, çalamayız da. Düğünde çalmak, yıllardır sahnede olan pek çok müzisyenin yapamayacağı bir şey. Çünkü düğünde sizden herhangi bir anda herhangi bir şarkı istenebilir ve siz ‘Biz o şarkıyı bilmiyoruz’ diyemezsiniz. Bir düğün şarkıcısının yeryüzündeki tüm şarkıları saatlerce çalabiliyor olması lazım! Biz düğünleri ve düğün müzisyenlerini seviyor, onlardan ilham alıyoruz.

• Geçen 10 yıla bakınca ne görüyorsunuz? Bu kadar süre ayakta durmak zor muydu?
Aslı: Gülümseyen insanlar… 10 yıl ‘alternatif’ sahne için uzun bir süre. Biz biraz şanslıydık herhalde. Başlangıcımız hızlı oldu; önemli isimlerle önemli festivallerde sahne alırken bulduk kendimizi aniden. Getto müziği yapmamızdan da kaynaklı dünyada ve Türkiye’de farklı yerlerde çalabildik. Türkiye’de müzisyenlerin çok fazla bir şeyler yaratma ve o süreçte destek alma şansları yok. Yani çaldığınız sürece hayatta kalabiliyorsunuz ki bizim grupta kimsenin müzik dışında başka işi yok.

• Yaşadığınız zorluklar neler?
Aslı: ‘Müziğin bir meslek olduğu’ algısı insanlarda hala yeterince güçlü değil. Çok ünlü olanlar dışında (ana akım) müziğin maddi bir bedeli olduğu algısı de pek yok. Biz küçükken para biriktirip de kaset alırdık. Şimdi internette tüm şarkılar dinlenebiliyor. Bir albümün maddi geri dönüşü yok müzisyene. Ayrıca insanlar konser biletlerini pahalı buluyorlar ki bir bilet çoğunlukla sadece bir yemek parası! Müziğin sadece eğlence olarak algılanması, ülkede büyük bir olay olunca her şey devam ederken konserlerin iptal edilmesi, eğlence mekanlarına, konser salonlarına vergiler… Ayrıca 2013 Gezi sonrasındaki cepheleşme zorlaştırdı her şeyi… Önceden Kültür Bakanlığı ve belediye festivallerinde çalardık. Tabi bu sadece bizim sıkıntımız değil, genelde durum bu.

• Peki böyle bir ortamda, yeni bir albüm yapacak itkiyi nasıl buldunuz içinizde?
Aslı: Gündem o kadar hızlı ama o kadar ağır şeylerle değişiyor ki, insan bazen hiçbir şey yapmak istemiyor. Ama bazen de nefes alabilmek için üretime ihtiyaç duyuyor. Biz de bir 10. yıl albümü yapmak istiyorduk. Üretmekten çalmaktan vazgeçmeyi düşünmüyoruz. Meşhur bir Fransız romantik şarkı olan L’Eté Indien’ı, göbek havasına çevirdik (gülüşmeler). İlk klibi de anonimleşmiş bir Roman şarkısı olan Hamamcı Teyze’ye çektik. O eğlenceli şarkıyı ise karanlık bir sound ile çaldık. Derdimizi anlatabileceğimiz mecra kalmayınca biz de içimizi Hamamcı Teyze’ye döktük… Albümde benzer şekilde deforme ettiğimiz Fransız şansonlar da var.
Richard: Evet bu albümde her şeyi sabote ettik. Çok keyifli (gülüyor)…

 
RICHARD LANİEPCE: “HEP ALTERNATİF KALACAĞIZ”
• Fransa’nın batısındanım. 9 yaşında konservatuara gittim ama iki sene sonra bıraktım. Ben konservatuarı o da beni sevmedi (gülüyor). 18’li yaşlarımda tekrar müzikle ilgilenmeye başladım. Özellikle de geleneksel müzikle. Sonra fark ettim ki dünyada başka ilginç geleneksel müzikler de var. Ve böylece gezmeye başladım 90’lı yıllarda. Balkanlar, Romanya, Yunanistan. Her gittiğim yerin müziğini araştırıyor, kaset cd plak ne bulursam alıyordum. 2001’de Türkiye’ye geldim, o zamandan beri de burada yaşıyorum.
•  Kolektif İstanbul’da biz ‘piyasa müziği’ yapmıyoruz, sevdiğimiz müziği yapıyoruz. Şarkıları yaparken ‘Bu şarkı tutar’ gibi planlarımız yok. Tabi ki daha çok insan bizi dinlesin isteriz ama ana akıma girmek gibi bir amacımız da yok. Hep alternatif kalacağız.
•  10. yıl konserimizi Kadıköy’de vereceğimiz için çok mutluyuz. Yeni albümümüzü de burada kaydettik. Aslı ile ben Moda Sahnesi’ne çok yakın bir yerde yaşıyoruz. Kadıköy’de çok konser salonu yok, en güzellerinden biri burası. O gece bir kutlama gecesi olacak, ev partisi gibi. Kendi sahamızda oynayacağız yani (gülüyor).


 

ARŞİV