Alevi inancı üzerine güncel bir performans

İstanbul’da doğup büyüyen sanatçı Şule Ateş, 30 yıl sonra döndüğü köyünden yola çıkarak ‘birlik’ anlamına gelen ‘Tevhid’ isimli bir performans gösterisi yarattı. Ateş, dans, video ve müzikle...

01 Aralık 2010 - 15:24

Alevi inancı üzerine güncel bir performans
TEVHİD / BİRLİK / ONENESS

İstanbul’da doğup büyüyen sanatçı Şule Ateş, 30 yıl sonra döndüğü köyünden yola çıkarak ‘birlik’ anlamına gelen ‘Tevhid’ isimli bir performans gösterisi yarattı. Ateş, dans, video ve müzikle Alevi inancının özünü anlatıyor.

Şule Ateş’in tasarlayıp yönettiği, Alevi felsefesi ve geleneğinin, güncel sanat estetiği ile yorumlandığı Tevhid/Birlik/Oneness isimli performans, 7 Aralık’ta Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşuyor.
Tevhid, İstanbul’da doğmuş ve büyümüş bir sanatçı olan Şule Ateş’in, kendi köklerinin peşinde Erzincan’a yaptığı yolcukla başlıyor. Bu yolculuğu ve ailesinin yaşlı bireyleriyle yaptığı röportajları bir videoya dönüştüren sanatçı, bir yandan da Alevi inancının özünü, Alevi dedeleri ve Bektaşi babalarıyla yaptığı görüşmelerle anlamaya çalışıyor. Bir dünya metropolünde doğmuş ve büyümüş sanatçı, bu geleneksel kültürel olgularla ne şekilde ve nasıl ‘ilişkilenebileceğini’ çözümlemeye uğraşıyor. Performans, bu arayışın hikâyesini ve çözümleme sürecini video, dans ve müzik disiplinleri üzerinden kurgulayarak bir ‘eser’e dönüştürüyor.
Tevhid’de performansın omurgasını oluşturan video aracılığıyla, Alevi dedeleri ve Bektaşi babalarının ağzından, Alevi öğretisini oluşturan temel bilgiler de aktarılıyor. Alevi yaradılış efsaneleriyle, günümüz biliminin en yeni bulguları yan yana getiriliyor.
Müzik düzenlemesini Cem Yıldız’ın, koreografisini Bedirhan Dehmen’in yaptığı Tevhid/Birlik/Oneness projesinde üç sanatçı, ortak sorulara kendi sanat disiplinleri üzerinden cevap arıyorlar:
Etnik kimliklerimizi ve bu kimliklerin taşıdığı kültürel kodları, egzotik ya da folklorik olmadan, günümüz sanatı içinde ifade edebilmenin bir yolu olabilir mi? Çağımızın kentli bir bireyi olarak sanatçı, geleneksel değerlerini, sanatsal kimliği üzerinden ne kadar anlayabilir ya da içselleştirebilir? Kültürel belleğimizden vazgeçmeden, hatta oradan beslenerek ‘güncel sanat alanı’ için, özgün bir ‘seyirlik’ biçim tasarlanabilir mi?

‘İŞE KÖKLERİMDEN BAŞLADIM’

Tevhid/Oneness bu soruların ve cevaplarının peşinde yapılan bir yolculuğun hikâyesi. Şule Ateş bu yolculuğa nasıl başladığını şöyle anlatıyor: “Aslında 20 yıldır yapmak istediğim proje bu. Çağdaş gösteri sanatıyla uğraşan bir sanatçı olarak zaten farklı kültürlere ilgi duyuyorum ve o kültürlerden yola çıkarak, güncel gösteriler yapmaya çalışıyorum. Bu bağlantıyı kendi kültürümle nasıl kurabilirim, bu kültürel belleği bugünün belleğiyle, güncel bellekle nasıl örtüştürebilirim diye düşündüm. İşe köklerimden başladım.”
Ateş, köklerine yani Erzincan’a yaptığı 12 günlük yolculuk sonunda Mercan, Sürbahan ve Brastik köylerinden kaydettiği 30 kaset dolusu röportajla geri döndü ve Cem Yıldız ve Bedirhan Dehmen ile Tevhid’in çalışmalarına başladı. Ateş bu gösteriyle ne amaçladığını ise şöyle anlatıyor: “Bu gösteri, bütün bu kutuplaşmaların, kamplaşmaların, çatışmaların, sen-ben davalarının aslında ne kadar anlamsız olduğunu anlatmaya çalışıyor. Çünkü hepimiz aynı kaynaktan, tek bir noktadan geliyoruz. Aynı hammaddeden yapılmışız, aslında aynı şeyiz, biriz. Bütün insanlık, bütün dinler, kutsal kitapların tamamı aynı özden, aynı başlangıçtan geliyor. Bütün varoluş canlı tek bir organizma gibi bir bütün. Tam da kuantum fiziğindeki gibi, tam da Alevi felsefesindeki gibi. Bugün ‘Birlik’i savunan bu felsefeyi tanımaya, hatırlamaya, içselleştirmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.”
Şule Ateş, Tevhid’de müzik ve videonun yanı sıra geleneksel ve çağdaş dansı da birarada kullanıyor: “Türkiye’nin çok zengin geleneksel dans kültürünü, tarih içinde donup kalmaktan kurtarmasını, çağdaş dans formlarıyla arasındaki mesafeyi kapatmasını umuyoruz. Böylece geleneksel dansın zenginliğini günümüze ve geleceğe aktarmak mümkün olacak. Ayrıca bu zenginlik, çağdaş dans alanını da besleyecek ve yaratıcı kılacak. Batıda ortaya çıkmış olan çağdaş dans formlarını taklit etmek yerine, içinde yaşadığımız coğrafyaya ait bir beden ve ritme dayalı, ‘buralı’ bir çağdaş dans tekniği ve geleneği yaratma şansımız olacak. Çağdaş sanatın estetik biçimleriyle, geleneksel kültürün birlikte düşünülebilecek olgular olduğu fikri yaygınlık kazandıkça, yerel/geleneksel kültürün, çağdaş yaşam içindeki temsiliyeti güçlenecektir.”
Tevhid / Birlik / Oneness performans gösterisi 7 Aralık Salı günü 20.30’da Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak.
www.kozyatagikulturmerkezi.gen.tr

TEVHİD’İN BİLEŞENLERİ

İstanbul İsveç Başkonsolosluğu, Açık Toplum Vakfı, İstanbul 2010 Ajansı, Shaman Dans Tiyatrosu, Pir Sultan Abdal Dernekleri Federasyonu ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Bölümü tarafından desteklenen Tevhid gösterisi üç sanatçının ellerinde şekilleniyor. İşte Tevhid’i yaratanlar:
ŞULE ATEŞ: Ankara Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunu. 1992’de Hüseyin Katırcıoğlu ve Zişan Uğurlu ile Yada Tiyatro’yu kurdu. Tiyatronun ilk oyunu İsmene’de oynadı, ilk performansı ‘Akşam Yemeği’ oldu. 2004’te Murathan Mungan’ın öyküsünden uyarladığı ‘Kasım İle Nasır’ı Diyarbakır’da, Diyarbakırlı gençlerle sergiledi. Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi (ÇGSG)’nin kurucularından olan Ateş’in diğer çalışmaları şöyle: ‘Uzun Yol:Türkiyeli Romanlar Hakkında Belgesel Oyun’, ‘Kahramanın El Kitabı’, ‘Geçici İşgal’, ‘Vakit Tamam Beyler!’ (Eliot şiirlerinden).
CEM YILDIZ: İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı mezunu. Zülfü Livaneli, Şükriye Tutkun, Yıldız Tilbe’ye bağlama sanatçısı olarak eşlik etti. Çıkışı 2004’te Orient Expressions adlı grup albümüyle oldu. İlk solo albümü, Kanal D’nin sevilen dizisi ‘Hırsız Polis’in hit parçası ‘Aşk-İmkansız’ uzun süre dillerden düşmedi. Son olarak Fransız DJ Smach’la birlikte ‘Hû’ isimli bir albüm yaptı. Orient Expressions’ın son albümü ‘Kırık Kalpler Albümü’ ile konser programlarına, ayrıca birçok dizi ve sinema film müziği çalışmalarına devam ediyor.
BEDİRHAN DEHMEN: Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu. Aynı dalda master, tiyatro eleştirmenliği ve dramaturji bölümünde de doktorasını yaptı. Dansa ilk olarak, Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü’yle başladı. Bir dönem semahlar üzerine çok yoğun çalıştı. Halen Yeditepe ve Koç Üniversiteleri’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu ile organik bağını sürdürüyor.

Semra ÇELEBİ
 


ARŞİV