Geçtiğimiz yıl hayata gözlerini yuman John Berger, hem bir sanatçı hem bir eleştirmen hem bir yazar hem de bir kuramcı. Türkiye’de Cevat Çapan’dan Latife Tekin’e, birlikte kitaplar kaleme aldığı Selçuk Demirel’den Müge Gürsoy Sökmen’e çokça dostu var.
1972’de BBC’de yaptığı Görme Biçimleri belgeseliyle yerleşik sanat tarihi ve estetik algısını sarsan Berger, John Mohr’un fotoğrafları üzerinden kaleme aldığı ve Avrupa’daki göçmen işçileri incelediği Yedinci Adam (1975) ile yılın kitabı ödülünü kazanmıştı. Berger, bu kitapların Türkçe’ye çevrilmesini özellikle talep etmiş ve ardından İstanbul’u sıkça ziyaret etmişti.
Yağlıboya resimden reklam afişlerine, heykelden fotoğraflara, mağara resminden kübizme ve plastik sanatların her alanına tüm alanları alt üst eden bir anlayışa sahip olan Berger hepsini incelemiş, romandan hikâyeye ve şiire tüm sanat alanlarını kaynaştırmıştı.
BERGER İÇİN BİRARAYA GELDİLER
10 Kasım Cumartesi 16.00’da da Kadıköy Mecra’da Kadıköylüler, Berger’in bu anlatı dünyasını tartışmak, onun eleştirilerini sanat tarihçisi Osman Erden ve yazar Zeki Coşkun’dan dinleyebilmek için biraraya geldiler.
Osman Erden, Berger’in İngiliz sanat tarihi yazımında üçüncü kuşak içerisinde yer aldığını belirterek sözlerine başlarken ilk dönemleriyle ilgili şunları aktardı: “Virginia Woolf’larla birlikte anılır. Frederick Antal, Berger’ın hocasıdır ve büyük saygı duyar. ‘Zamanımızın Bir Ressamı’ romanını ona atfetmiştir. Kendisi aynı zamanda da bir sanatçıdır, akademik bir resim eğitimi de almıştır. Resmi profesyonel olarak bırakıp, sanat eleştirmenliğine yönelir.”
“PİCASSO’YU ELEŞTİRİR”
Berger’in alışılagelmiş, klasik bir Marksist olmadığına değinen Erden, konuşmasının devamında “Berger, Marksist-Leninist bir çizgiyi benimsemez. Komünist Parti ile ayrı düşünür. İngiltere’de Fabian Society grubunun anlayışını benimsemiştir. Demokratik yollarla devrimin gerçekleşeceğini düşünür. ‘Picasso’nun Başarısı ve Başarısızlığı’ kitabında da temel olarak bu eleştirileri Picasso’ya yöneltir. Picasso’nun ilk dönemlerinin çok başarılı, son dönemlerinin ise başarısız olduğunu iddia eder bu kitapta. Başarısızlığın en büyük nedenini de Fransa Komünist Partisi’ne (FKP) bağlayacaktır. Çünkü Picasso 2. Dünya Savaşı sonrasında FKP üyesi olacaktır. Özgün yaratıcılığının bittiği zaman olarak tanımlar bu dönemi.” dedi.
Erden, ayrıca Görme Biçimleri kitabının Berger’i Berger yapan kitap olduğunu ekledi. Aynı zamanda Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi de olan yazar Zeki Coşkun ise, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Joan Mohr’un Berger’in çok yakın bir dostu olduğunu anlattı. Mohr’un hayatının 50 yılını mültecilere verdiğine değinen Coşkun, özellikle ‘Yedinci Adam’ kitabı üzerinde durdu.
“SANAT ELEŞTİRMENİ OLMAKTAN NEFRET EDER”
Berger’in sanat eleştirmenliği açısından önemine değinen Coşkun, “John Berger resimden yazıya; belgeselcilikten senaristliğe uzanan radikal bir sanat eleştirmeni olarak nitelendirilir. Fakat kendisi, ‘sanat eleştirmeni olmaktan nefret ederim’ der. Berger’in yaptığı anlatmanın başka bir biçimini aramak. Bütün dilleri bir arada kullanması onu, o yapan. Karşısına geçip baktığı şeyi anlayamazsa onun hemen yanına geçen biri. Hep ama hep anlatmanın başka biçimlerini araştırmış, irdelemiştir.” diye konuştu. Söyleşi, konuşmaların ardından soru - cevap kısmıyla sonlandı.