Biletleri günler öncesinden tükenen “Apollo ve Dafne”, mitolojik hikayesi ve günümüz kadın - erkek İlişkilerine değindiği rejisiyle seyircilerden büyük ilgi gördü. Esere konu olan efsane, Antik Yunan mitolojisinde geçen ünlü bir aşk hikayesi. Efsaneye göre, Apollon, Eros'un oklarıyla vurularak Dafne'ye aşık olur. Ancak Dafne, Apollon'un aşkına karşılık vermez, çünkü Dafne özgürlüğüne düşkündür ve bir bakire olarak doğayla birleşmeyi istemektedir. Apollon ona yaklaşınca, son bir çıkış yolu arayan Dafne, tanrılara dua eder ve bir ağaç haline gelir. Apollon, aşkını ona olan sevgisiyle simgeler ve Dafne'nin ağaç formunu sonsuza dek sevgiyle hatırlayacağına karar verir.
“Apollo ve Dafne” efsanesi, Georg Friedrich Händel'in de dikkatini çekmiş ve 1709-1710 yılları arasında “Apollo ve Dafne” adlı kantatını bestelemesine ilham vermiş. Händel'in kantatı, mitolojik öyküyü dramatik bir müzik anlatımıyla sahneler ve duygusal derinliği ile dikkat çeker.
KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNE VURGU
Apollo ve Dafne’nin mitolojik hikayesi, antik Yunan döneminde yazılmış olmasına rağmen, günümüz kadın-erkek ilişkileriyle birçok açıdan paralellikler taşıyor ve günümüzde de sıkça karşılaşılan bir dinamiği yansıtıyor. Dafne’nin Apollo’dan kaçışı ve nihayetinde bir defne ağacına dönüşmesi, özgürlüğü ve bireyselliği simgelerken, bu özellikle günümüz kadın-erkek ilişkilerinde, kadının kendi kimliğini ve bağımsızlığını koruma çabasıyla ilgili bir durum olarak öne çıkıyor.
Caner Akın tarafından sahneye konulan eserin orkestra şefi Paolo Villa. Dekor ve kostüm tasarımı Efter Tunç, ışık tasarımı ise Ahmet Defne imzalı.
“Apollo” rolünde Alper Göçeri, “Dafne” rolünde Anna Sirel Etyemez ve İDOB Modern Dans Topluluğu dansçıları, Tuğçe Göncü’nün koreografisiyle sahneye çıkıyor.
Eser, 25 Nisan 2025’te tekrar Süreyya Opera Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşacak.