“Artık söylemek istiyordum!”

Kadıköy’ün yeni sesi Seda Ekici ile ilk teklisi "Iğdır’ın Al Alması"nı, müzik yolculuğunu ve planlarını konuştuk. 

24 Eylül 2021 - 11:23

Müziğe babasının çaldığı bağlamaya eşlik ederek başlayan Seda Ekici, hayalini kurduğu ancak bir taraftan da çekimser davrandığı müzik kariyerine profesyonel olarak adım atmaya pandemi döneminde karar vermiş. 

“Tek başıma sakince düşünme fırsatı” olarak yorumladığı o günlerin ardından ise üç ay gibi kısa bir sürede İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Müzikoloji bölümünü kazanmayı başarmış. Daha öncesinde de perküsyon eğitimi aldığını ve birçok video, tanıtım, klipte yar aldığını aktaran Ekici, Birsen Tezer, Bülent Ortaçgil, Burhan Berken, Bajar, Kardeş Türküler, Hakan Vreskala, Bilal Karaman, Kenan Doğulu, Nusaibin, Snarky Puppy gibi birçok sanatçı ile ortak projelerde yer aldı. 

Halen İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müzikoloji bölümü öğrencisi olan Seda Ekici, ilk teklisini şu sözlerle anlatıyor; “Böyle bir eseri yorumlamak benim için çok özeldi. Senelerdir, her boş anımda mırıldandığım ve gerçekten çok duygu yüklü bulduğum bir eser. Sözlerinin dokunaklı oluşu; melodisi ve takınılan güzel bir tavırla eser bambaşka yerlere gidebiliyor, ve siz de onunla yolculuğa çıkıyorsunuz! Umarım niceleri böyle güzel duygulara imkan tanır ve yeniden başka güzel eserler ile yolculuğa çıkabilirim!”

Seda Ekici, babası ile tanıştığı müzik yolculuğunu, ilk şarkının hikayesini, pandemi dönemini ve gelecek planlarını konuştuk 

Müzik ile nasıl tanıştınız? 

Yaklaşık 8 yıl önce müzik ile tanıştım. Hayatımın önceki kısmında yani çocukluğumda da hep söyledim babamla birlikte. Babam çok güzel bağlama çalar. Çocukluğum da böyle geçti ama profesyonel olarak çalışmalarım perküsyon ile tanışmamın ardından oldu. Perküsyon derslerini Tarık Aslan'dan aldım. Çok iyi bir hoca ve perkisyonist. Yaklaşık 4-5 yıl kendisinden ders aldım ve erbane konusunda kendimi oldukça geliştirdim ve derslerde artık grup eğitmenliği de yapmaya başlamıştım. O dönemde Kadıköy İntro sahnesinde birkaç öğrenciye ders vermiştik. 

"ÇOK GÜZEL DENEYİMLERDİ"

Tarık Aslan ile çalışmamın avantajları çok fazla oldu. Onunla birlikte önemli müzisyenlere eşlik etmiştik. Kenan Doğulu, Birzen Tezer ve daha birçok yıldız ile sahnede yer aldım bu deneyimler bana sahnede olmak istediğimi tamamen hissettirdi. 

Pandemi dönemi ile birlikte iyice düşünmeye başlamıştım, "Kamu ve Siyaset Bilimi mezunuyum. Bir üniversite daha okumalı mıyım, geç kalır mıyım, hayatımı çok sekteye uğratır mı?" gibi sorular kafamda yoğunluk kazanmıştı. 

Bu konuda benim açımdan pandemi çok da kötü geçti diyemem çünkü sakin bir alanda sessiz, sedasız uzunca düşünmek, doğru kararı verebilmek çok önemli. Benim açımdan böyle bir durum oldu pandemi. Ve bu aldığım kararla İTÜ konservatuara girmeyi başardım. 

"BİR BAKTIM TEKLİ ÇIKMIŞ"

Aldığım eğitimlerin ardından artık tamamen söylemek istediğime kanaat getirmiştim. Fırat Çavaş ile birkaç deneme yaptık. 'Hangi şarkı bana daha uygun, neyle çıkış yapmalıyım' derken çocukluğumdan beri söylediğim ve çok sevdiiğim Iğdır'ın Al Alması şarkısına karar verdik ve bir anda single çalışmaları başladı. Açıkçası çalışmalar devam ederken bir baktım Fırat Çavaş ile Duygu Şirin'in 'Bak Ne Söylicem?' kanalında teklim yayındaydı... 

Tekli tanıtımında yeni yolculuklardan bahsediyorsunuz. Neler bunlar takvimler belli mi? 

Açıkçası daha takvim yok. Hatta şöyle söyleyeyim daha ilk şarkı bile çok yeni. Biraz onu görmek istiyorum. Ne olacak, insanlar beğenecek mi, beğenmeyenlerin eleştirileri nasıl olacak… Şimdiden insanlar soruyor, ‘Albüm ne zaman?’ diye ama gerçekten bunun için tarih veremem ve şimdilik bu şarkımın tadını çıkarmak istiyorum. Elbette çok uzun zaman sonra yeniden bir şey yapmak hem üreten için zor oluyor hem de dinleyici için. Çünkü bir unutulma hali oluyor. O yüzden çok da araya zaman girmeden ikinci bir tekli gelecek ve en sevdiğim şarkılardan. Şimdilik adını söylemeyeyim. 

"PAHA BİÇİLEMEZ"

Kadıköy'de olmak senin için bir avantaj mıydı?

Kadıköy'de olmak inanılmaz kapılar açıyor, sürekli yeni insanlarla tanışma olanağı sunuyor. En önemlisi ise tanıştığınız insanlarla kurduğunuz iletişim sağlıklı oluyor. Kadıköy'de birçok insan ile tanıştım ve hepsi birbirinden değerli. Keza Fırat Çavaş da burada yaşıyor. Bir müzisyen için Kadıköy gerçekten bir nimet. Çünkü burada bir klibinizi çekerken insanlar yanınızdan geçerken gülümseyeceğinden eminsiniz. En önemlisi de sokakları çekim için, görüntü için paha biçilemez kareler oluşturuyor.

“HEM AVANTAJ HEM DEZAVANTAJ”

Sosyal medya ile birlikte olanaklar çok arttı. Şarkılarınızı bir anda binlerce kişiye ulaştırabiliyorsunuz ama bir yandan da binlerce rakibiniz var...

Evet dediğiniz gibi hem avantajlı hem dezavantajlı. Mesela pandemi döneminde herkes evdeydi konserler olmadı, tüm etkinlikler iptal edildi. Bu dönemde insanların algısı değişti. Misal artık çevremin birçoğu ekrandan bir konser, etkinlik dinlemeye alışmış durumda. Tiyatrosunu da konserini de ekran karşısında izliyor. Elbette hala canlı konserin farklı bir duygu olduğunu da söyleyenler var. Ama pandemi ile birlikte sosyal medya üzerinden gayet başarılı işler yapılabileceğini gördük. Hayat normale döndüğü zaman ister sahnede konserini verir isteyen ekran karşısında... Bu elbette büyük avantaj çünkü dünyanın öbür ucundaki birilerine ulaşma şansı sunuyor size. 

Dezavantajlarına da bakmak gerekirse gerçekten herkes sosyal medyada içerik üretiyor ve 'rakip'lerde oldukça çoğaldı. Bu yüzden bu kitleye ulaşmak hem çok kolay hem de oldukça zor. 

"İNSANDAN UZAKLAŞIYORUZ"

Otomatik çalan şarkılar ile dinleyiciye ulaşmış oluyor musunuz?

Bir taraftan sosyal medya ile birlikte sürekli bir şarkı çalma hali, otomatik yeni sekmelerin açılma hali var ama biz o sırada şarkıyı duymuyoruz aslında. Sadece melodisi belki bir kelimesini tutuyoruz aklımızda. Ve dediğim gibi buralarda binlerce kişi olmasından kaynaklı da o gruptan, şarkıyı söyleyenden, insandan uzaklaşıyoruz. Yani 'bu şarkıyı bir yerde duydum' diyoruz ama o şarkının yolculuğu, kim söylüyor, kim çalıyor, klibinde ne anlatılmaya çalışılıyor... Bunları tamamen bir kenara bırakıyoruz ve bu durum her yere cereyan etmiş durumda. 

"PANDEMİ DÖNEMİNDE ATÖLYEMİZİ KAPATTIK"

Eğitim vermeye devam ediyor musunuz?

Yaklaşık 4 yıl kadar perküsyon eğitimi verdiğim bir atölyemiz vardı Yeldeğirmeni'nde. Arkadaşımın çabaları ile açtığı bir yerdi. Ben de orada eğitim veriyordum ancak pandemi ile birlikte atölyeyi kapatmak zorunda kaldık. 

Şimdi Hasanpaşa'da yeni bir akademi var orada başlayarak eğitim vermeye devam edeceğim. Ama açıkçası özel derslerin daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum, grup derslerine göre daha verimli olduğunu düşünüyorum. 


ARŞİV