Aşkın en zor sınavı nedir?

Bir aşkın en zor sınavı nedir? Sinan Biçici’nin senaryosunu yazıp yönettiği Tuba Ünsal ve Cemal Hünal’ın başrollerinde oynadığı “Sadece Bir Gece”, aşkı ve sadakati evli bir çiftin vermeleri gereken bir karar üzerinden sorguluyor

24 Şubat 2022 - 11:47

Şimdiye kadar tanıdığım sevdiğim hayran olduğum pek çok isimle söyleştim, haberini yaptım ama neredeyse birlikte büyüdüğüm biriyle ilk kez konuşuyorum. Okurlarımızın Kadın Severse, Benden Baba Olmaz, Doksanlar dizileri ya da film eleştirileri veya "Leydi" romanıyla tanıdığı Sinan Biçici ile yıl sayısını ne kadar yaşlı olduğum ortaya çıkacak diye söylemekten imtina ettiğim bir arkadaşlığımız var.

Aklınıza her geleni her an sorabildiğiniz, aklınızdan geçeni her an söyleyebildiğiniz birine gazete için soru sormak, soru seçmek meğer çok zormuş. Bir sinema salonundaki koltuğa meraktan çok heyecanla oturmak içinden "bakalım nasıl film yerine inşallah güzel olmuştur" diye mırıldanmak  meğer çok farklıymış. Alkış seslerini duyunca "ohhh be" deyip çaktırmadan iki tur gözyaşı dökmek arkadaşlığın şanındanmış. Onca yıllık inadına, çalışmasını, tutkusuna şahit olduğun arkadaşının yüzündeki haklı gururu görmek şahaneymiş. 

En iyisi lafı fazla uzatmada 23 Şubat  Çarşamba özel gösterimi olan ve Cuma günü vizyona girecek filmi “Sadece Bir Gece” hakkında Sinan'la yaptığımız sohbete buyur edeyim.

* Bana kalırsa üç sayfa Sinan Biçici biyografisi yazarım o yüzden senin kendini anlatman daha iyi olabilir. Gazete Kadıköy okuruna kendinden biraz bahseder misin?

Oldum olası yazmayı seven biriydim. Beni galiba çocukken dinlediğim radyo tiyatroları zehirledi. Siyaset bilimi okudum ama gazetecilikle başladım çalışma hayatına. Sonra senaryo danışmanlığı yaparken ‘senaryo yaz’ dediler. Hayatımdaki en istikrarlı iş bu oldu. Yazmak…

* Uzun yıllar senaryo yazdın, dersler verdin. Bunun dışında gazetelerde film eleştirileri de yazdın. Sence “iyi film” nedir?

“FİLM PAHALI BİR İŞ”

Benim için “İyi ki sinema var ve iyi ki ben bu filmi görme şansına sahip oldum” diyebildiğim film iyi filmdir. Sonuçta bu sorunun yanıtı görecelidir.

* Peki Türkiye’de iyi film niye çok az. Sadece sinema için sormuyorum aynı durum dizilerde de var, neden birbirine benzeyen hikâyeleri izliyoruz?

Film pahalı bir iş. Dikkat edersen iş dedim. Sanatsal tarafı kadar ticari tarafı da var bu yüzden. Karar alıcılar, yapımcılar, kanal yöneticileri kendilerince bir çözüm yolu buldular. Garantici olmak adına ne tuttuysa oradan yürüyelim dediler. Tabii öyle olmuyor.

Sineması gelişmiş ülkelerde yaratıcılara güven, olanak ve yeterli zaman veriliyor. Onlar da yaratıcılıklarını kullanıyorlar. Bizim yaratıcılığımızı törpülememiz bekleniyor. Tutan garanti iş yapmanın “varsayılan” formülü bu.

* Dijital platformlar sinemanın yerini alacak söylemine ilişkin ne demek istersin? Bir gün sinemaya gitmeyi bırakacak mıyız? Hatta birazcık bırakmış olabilir miyiz?

Türkiye olarak biraz bıraktık. Ama Amerika’da ve Avrupa’da bazı ülkelerde pandemi öncesi gişelere yaklaşıldı. Seyirciyi sinemaya gitmeye ikna edecek filmler içinde çekilenler bekletiliyor. Planlananlar ise erteleniyor gişe rakamlarının düşük olmasından kaynaklı.

Tv dizisi gibi film izlemek için niye gitsin seyirci? Sinema sinemada izlenir ama sinema filmi ise…

“ALDATILMAK ÇOK TRAVMATİK”

* Gelelim bu Cuma izleyiciyle buluşacak filmine. Sadece Bir Gece ismiyle müsemma bir film. Senaryonun çıkış noktası neydi? Böyle bir senaryo yazmak aklına nerden geldi?

İnsanları zor durumlara sokan meseleler çok ilgimi çekiyor. Aldatılmak çok travmatik, ölüme yakın bir yıkıcılığı var. Günümüzde çok yaşanıyor ama biz dışarıdan olayın çok klişe taraflarını biliyoruz. Oysa yaşayan iki kişi arasında çok da beklenmeyen durumlar yaşanabiliyor. Biraz ona odaklanmak istedim. Ama bu kez başka bir açıdan bakmak istedim.

* Bu film bir aşkı ve sadakati mi odağına alıyor yoksa kadını mı?

Bu film kadın ve erkeği odağına alıyor aslında. Aynı olaya iki ayrı kutuptan bakan iki tarafı. Bir gecelik ilişki erkekler cephesinde nasıl, kadınlar cephesinde nasıl yaşanıyor üzerine.

* Filmde erkek yapınca çapkınlık, kadın yapınca büyük ihanet olan aldatma meselesine farklı bir bakış, ters köşe var. İzleyiciyi nasıl bir film bekliyor?

Kadın karakterimiz Begüm, başlangıçta sıradanmış gibi gözüken sıra dışı bir tepki veriyor bu meseleye. Daha doğrusu ciddiyeti anlaşılınca sıra dışı olduğu ortaya çıkıyor. Kadın için de erkek için de çok zor bir durum. Ben çıkamadım işin içinden. Biz hala tartışıyoruz.

* Erkeğin mağduru olmaz ama Issız Adam’daki performansı ve rolüyle pek çok kadının sinir olduğu Cemal Hünal bu film de mağdur erkek mi?

Kızdılar ama gözyaşları içinde birkaç kez izleyenler bile oldu. İlişki kurmakta zorlanan bir adamı çok güzel anlatan bir filmdi ve Cemal de çok iyi oynadı. Bizim filmde kadın da erkek de mağdur. Kadın ve erkek olma durumundan, modern hayat, evlilik, sadakat gibi durumlarda hepimiz mağduruz. 

Sadece Bir Gece filminin özel gösterimi 23 Şubat'ta yapıldı

 

* Senaryoyu yazarken de filmi çekerken de hem kadınlarla hem de erkeklerle konuşmuş olmalısın. Ben de aynısı yapardım diyen çok var mı?
Evet sen de dahil çok kişiyle konuştum, çok hikaye dinledim. Refleks olarak aynısını yaparım diyenler var. Bir de gizli olarak intikam için aldatanlar var. Burada ise evliliğin devamı için bir şart öne sürüyor kadın karakter Begüm. “O kadar basit bir şeyse ben de yapayım” diyor ve film aslında o şarttan sonra yaşananları anlatıyor.

Buna hiç rastlamadım ve beni de heyecanlandıran bu zaten.

* Film ne zaman hangi koşullarda çekildi? Başına neler geldi?

Pandemide çektik. İkinci haftamızda sokağa çıkma yasakları başladı. Çok gergin oluyorsun çünkü her an biri virüs kapabilir, ya da pozitif çıkabilir. Cezaevinde çektiğimiz film kadar gerilimliydi.

“ÖZDEŞLEŞMEDEN YAZAMAZSIN”

* Film çekilirken senaryo ne kadar değişti?

Ana hikâyem hiç değişmedi ama sahneler olaylar çok değişti. Defalarca revizyona uğradı senaryo. Ama ana fikri hep direndi.

* En çok hangi sahnede zorlandın?

İtiraf sahnesi. Özdeşleşmeden yazamazsın, oynayamazsın, çekemezsin. Yapsan da duyguyu aktaramazsın. Kadın da erkek de çok zor durumda. Bunu abartmadan inandırıcı bir şekilde yazmak, çekmek oynamak hepimiz için zor oldu. Bunun dışında filmde başka zor sahneler de vardı. Tuba Ünsal da Cemal Hünal da çok iyi oynadılar.

* Film de “bir aşkın en zor sınavı nedir?” sorusuna yanıt aranıyor. Peki sadakat bir sınav mıdır?

Sorunun yanıtı filmde şu sözle anlatılıyor: Sevince affedilmiyor ki sevdiğin için affedesin. Aşkın en zor sınavı sadece sadakat değil. Sevdiğin için ne’den vazgeçebilirsin sorusu.

* Senin için filmin en can alıcı sahnesi ya da repliği hangisi?

“Silahı aldın kafama dayadın, tetiği çektin, öldürseydin bari” sahnenin ne olduğunu söylemek istemem, feci spoiler olur.

 
 

* Yazmak mı yönetmek mi daha kolay?

E hiçbiri.

* Fragmana tepkiler nasıl?

Genelde beğenildi. Fragman hikâyeyi tam anlatmadığı için görüntüler çok güzel diyorlar.

* İzleyici salondan nasıl çıksın istersin?

Kadınsa erkeği, erkekse kadını daha iyi anladığını düşünürse başardığımıza inanırım.

* Uzun yıllardır Kadıköy’de yaşıyorsun. Çocukluğundan beri Anadolu yakası insanısın. Kadıköy ile ilgili neler söylemek istersin?

Kadıköy’ün ülkem olmasını isterdim.

SADECE BİR GECE HAKKINDA

Modern, beyaz yakalı çalışan ve şehirli olan Tamer ve Begüm (Tuba Ünsal-Cemal Hünal), evli bir çifttir. Arkadaşlarıyla bir gece dışarı çıkan Tamer, barda bir kadınla tanışır ve onunla birlikte olur. Tamer, o geceden sonra kadını bir daha aramaz. Bu süreçte kocasının davranışlarından kuşkulanan Begüm, Tamer'i sıkıştırır. Yaptığını itiraf etmek zorunda kalan Tamer, alkolün etkisiyle şeytana uyduğunu söyleyerek Begüm'den af diler. Begüm, Tamer'i affetmek için bir şart öne sürer. Aynı şeyi Begüm de yapacaktır, yine sadece bir gece.

 

 

 

 


ARŞİV