Atatürk Kitaplığı 2 (3)

Bu hafta Şevket Süreyya Aydemir’in Tek Adam Cilt 2 kitabından bölümler paylaşıyoruz. İyi okumalar.

31 Temmuz 2025 - 14:59

TEK ADAM 2 (3)

Mustafa Kemal Ankara'ya üç otomobillik bir kafile halinde geldi. Yanındaki Temsil Heyeti üyeleri hep kendi arkadaşlarıydı.(1) Sivas Kongresi'nin vilâyet, sancak ve kazalarını temsil eden sivil delegelerinden kafilede kimse yoktu. Halkın temsilcileri ancak ve daha ilerde, yani Ankara'da Büyük Millet Meclisi açıldığı zaman bu Meclis'te yerlerini alacaklardı. Şimdilik hareket "temelden çatıya değil, çatıdan temele" gelişmekteydi. (Syf 187)

Meclisin açılması, onun Meclis Reisliğine seçilmesi, bir Vekiller Heyetinin seçilişi, yani hükümetin kuruluşu ve aynı zamanda Hükümet Başkanı da olarak Mustafa Kemal'in hemen bütün yetkileri Meclis namina elinde toplaması hiç de kolay olmamıştır. Mesela daha Meclisin açıldığı günlerde Hacı Bayram tekkesinde, Mevlevi çelebisinin baş kanlığında toplanıp, "Yapacağımız işler için Padişahtan izin almak lâzımdır" kararına varan şeyhler, hocalar heyetinin hazırladıkları takrire hâkim olan havayı düşünelim. Ya da o günlerde İstanbul Meclisi Reisi Celâlettin Arif Bey'in:

“Bu Meclis, İstanbul Meclisinin devamıdır. Ben de zaten İstanbul Meclisinin Reisiyim. Yeni intihaplara, yeni kanunlara ne lüzum var? Ben Reislik sandalyesine oturayım, siz de benim işlemiş iki aylık maaşımı vermenin yolunu arayın!”

şeklindeki görüşleriyle, Nisan sonundaki olaylar arasında ne kadar mesafe vardır!... Bu varılan merhalenin başkanlığını ve isyanlar gene Ankara'nın kapılarını dövmekle beraber, ilerde açılan ufukların ve beliren hedeflerin rengini ve genişliğini anlamak için Mustafa Kemal'in Meclisteki ilk nutkuyla, ilk Meclisin açılışı sırasındaki şartları iyi değerlendirmeliyiz. Bunun için de onun, 1927'deki büyük Nutku'nda o günlere değinen izah ve tefsirler üzerinde durmalıyız.

24 Nisan tarihinde Büyük Millet Meclisinde verdiği ve araya bir dinleme ya da girmek üzere dört saat kadar süren ilk nutkunda Mustafa Kemal, olayların Ankara’da bir Millet Meclisi kurulmasına varan akışını etraflarıyla anlatır.(Syf 256-257)

Onun için askerlik, bir sanattı. Ama silahşorlukla övünmezdi. Harp ve muharebe özlemini, hiçbir zaman yaymamıştır. Anılarında harbe, ancak gerektiği zaman, gerektiği kadar yer verdi. Büyük Nutkunda Büyük Taarruz, ancak birkaç sayfa yer alır.

Halbuki usta, cesur bir askerdi. Çanakkale'de muzaffer oldu. Anadolu'da meydan muharebeleri kazandı. Fakat savaş tanrısına hiçbir zaman tapmadı. Son savaşından döndükten sonra üniformalarını çıkardı ve bir daha giyinmedi. İstiklâl madalyasından başka bütün madalyalarını reddetti. Savaşı değil, barışı özledi. Düşmanlarına gelince: Onları, daha yendiği gün affetti!..

Fakat Mustafa Kemal'in Milli Mücadele hayatında muharebelerin, o bunları istememiş olsa bile, kader tayin edici yeri vardır. Ama bu muharebeler içinde bile şöyle konuştu:

“Milletimizin hayat hakkını, istiklâl hakkını, cihan-ı medeniyette, hür ve eşit haklarla yer alması hakikatini kabul etsinler, bu iş derhal sona erer.” (Syf 417)

İzmir görünmüştü. Gazi Mustafa Kemal Paşa'yla Fevzi Paşa ve İsmet Paşa otomobillerinden indiler. Karargâh kafilesi arkalarında çevrelendiler. Akdeniz, İzmir Körfezi, Kadifekale ve İzmir ayaklarının altına serilmişti. Körfez yabancı harp gemileriyle doluydu. Fakat İzmir'de hiçbir yangın belirtisi görünmüyordu. Başkumandan, uzun uzun baktı ve: “Bu şehre bir şey olsaydı, çok üzülürdüm.”  diyebildi.

Gece inmişti. Nif’teki karargah, gene her günkü hayatını yaşıyordu. İsmet Paşa her zamanki gibi dinç, hareketli işinin başındaydı. Müşir Fevzi Paşa, gerçi “bir Buda heykeli kadar” sessiz, fakat etrafına emniyet veren bir vakar içinde gene çalışıyordu.

Gazi'ye gelince, o bu akşam, bu her günkü havadan, galiba biraz bunalır gibi oldu. Ve bu gece kendini biraz da sıkan bu karargâh havası içinde isyan eden bakışlarla etrafını süzdü. Sonra maiyetine bağırdı:

“Yahu, İzmir'e girdiğimiz akşamdır bu... Bu kadar sessiz mi olacak? Haydi bari biz kendimiz şarkı söyleyelim...”

Ve hep beraber çocuklar gibi şarkılar söylediler. (Syf 507-508)

 


ARŞİV