“Atatürk’ün Gemileri” perdeye yansıdı

Atatürk’ün denizlerle güçlü bağını anlatan belgesel, Barış Manço Kültür Merkezi’nde seyircilerle buluştu

26 Aralık 2024 - 11:13

Mustafa Kemal Atatürk’ün denizcilik anlayışını ele alan “Atatürk’ün Gemileri” belgeseli, 20 Aralık Cuma günü Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde izleyicilerle buluştu. Deniz tarihçisi Ali Bozoğlu ve gazeteci-yazar Gökhan Karakaş’ın çalışmalarına dayanan belgesel, Marmara Üniversitesi Mezunları ve Akademisyenleri Derneği işbirliği ile hayat buldu. Ayrıca Atatürk’ün 1918-1938 yılları arasında bindiği 36 deniz aracı, belge, bilgi ve görsellerle detaylı bir şekilde aynı adlı ‘Atatürk’ün Gemileri’ adlı kitapta anlatılıyor.

“ATATÜRK TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK DENİZCİSİDİR”

Deniz tarihçisi Ali Bozoğlu, “Atatürk’ün Gemileri” hakkında, “Atatürk, Türkiye’nin en büyük denizcisidir. Gemilerin inşa süreçlerinde de aktif rol almıştır. Kitapta okuyucular, Atatürk’ün gemilerde yaşadıklarını, kimlerle neler yaptığını ve bu araçları nasıl kullandığını görecek. Ancak, bindiği 34 deniz aracından yalnızca dördünün günümüze ulaşmış olması üzücü bir durum.” dedi. Üsküdar Belediyesi Başkanı Sinem Dedetaş’ın Şehir Hatları genel müdürüyken Paşabahçe Vapuru’nu çekim için iki defa tam gün ayırdığını da belirten Bozoğlu, “Ada seferinden geldi, bizi aldı. Çekim yapacağımız Kanlıca açıklarına kadar gittik. İkincisinde kendisini çektik, bize olağanüstü yardım etti.” şeklinde konuştu. 

“KADIKÖYLÜLER ATATÜRK’Ü ÇOK GÜZEL KARŞILAMIŞ”

223 yazılı ve dijital kaynaktan yararlandığını söyleyen gazeteci Gökhan Karakaş ise, “Atatürk’ün denizciliğe bakışını ve ‘mavi vatan’ anlayışını derlemek istedik. Araştırmalarımız sırasında Atatürk’ün bindiği sekiz gemiye el yazısıyla not bıraktığını tespit ettik. Atatürk denizciliğe sadece bir ulaşım aracı olarak değil, aynı zamanda bir diplomasi ve kalkınma aracı olarak da bakıyordu.” dedi.

Atatürk’ün 16 Mayıs 1919’dan 1 Temmuz 1927’ye kadar sekiz yıl İstanbul’dan ayrı kaldığını belirten Karakaş konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Gelişi çok muhteşem oldu. Çünkü emperyalizmi Anadolu’dan kovmuştu, cumhuriyeti ilan etmişti. Cumhuriyetin ilanından dört yıl sonra deniz yolunu tercih etmişti. Neden, halkını denizden gözlemlemek istedi. Bizim içimizdeki deniz geni, 1 Temmuz 1927’de bu şekilde tezahür etmişti ve en görkemli kutlamayı da sizin büyükleriniz yani Kadıköylüler sağlamıştı Moda’da. Binlerce kişi geldi, Kadıköylüler Atatürk’ü çok güzel karşılamış.”

MÜCADELE SADECE CEPHEDE DEĞİLDİ

Marmara Üniversitesi Mezunları ve Akademisyenleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tığlı da bir konuşma yaparak, “Ulu önder Atatürk’ün her alanda açtığı bu derin ülkenin gelişimi, büyümesi ve mücadeleyi sadece cephede değil, her alanda yapmış olduğunun bir kanıtını izledik. Belgeselde çok duygulandım. Dernek olarak Kadıköy Belediyesi’nin bizimle işbirliği yapmasından çok mutluyuz.” dedi.  

KADIKÖY VAPURU

Belgeselde Atatürk’ü Yalova’daki kaplıcalara götürüp getiren Kadıköy adlı vapuru Asu Güldan şöyle anlattı: “4 Aralık 1930 sabahı Seyr-i Sefain Dairesi’ne bağlı Kadıköy vapuruna binen Büyük Önder ve beraberindekiler düzenledikleri deniz yolculuğu ile Yalova’ya gittiler. Akşama kadar kaplıcaların iyileştirici gücünü yaşayan Cumhurbaşkanı gece geç saatlerde yine Kadıköy vapuru ile İstanbul’a döndü.”

KALAMIŞ VAPURU

Atatürk’ün en az üç kere bindiği Kalamış vapuru ise Kaptan Yunus Can tarafından şu sözlerle anlatıldı: “Gazi Mustafa Kemal, vapurlarla İstanbul limanları arasında yolculuk yapmayı pek severdi. Deniz sevgisi mutlak olan Büyük Önder’in seyahatlerinde kullandığı gözde vapurlarından biri de Kalamış’tı. Yurdu kurtardıktan sonra ulusuna yepyeni bir istikamet veren Atatürk mavinin her tonunu buluşturan İstanbul’da beyaz kuğulardan biri olan Kalamış vapuru ile seyahatler yapmıştı. İstanbul’dan Yalova’ya giden Atatürk, Türk tarımının gelişmesini, halkın tarım ekonomisinden daha çok pay almasını isteyerek üç gün kaldığı Yalova’dan Baltacı ve Millet çiftliklerini de gezmişti. Kalamış, 1961 yılında hurdaya ayrıldı”. 

 

ARŞİV