Diyelim ki Süreyya Operası’nda bir bale temsiline gittiniz. Ortalama 2 saat süren gösteriyi beğendiniz yahut beğenmediniz mühim değil ama yine de bale sanatçılarının hayatını merak ettiniz mi hiç?
Salih Güler etti! Kendisi 30 sene süren yöneticilik yaşamından sonra, 17 yıl önce hobi olarak fotoğrafa başladı. İlk günden beri sahne sanatları ilgisini çekiyor, sahnedeki ışık ve hareketler onu büyülüyor. Sık sık bu tür çekimler yapıyor. Geçen yıl ünlü besteci Timur Selçuk’un balerin kızı Mercan Selçuk’u fotoğrafladı mesela.
Bu sene ise konsepti biraz daha genişletip, kadrajına İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) dansçılarını aldı. Güler’in sosyal medyadan bağlantı kurduğu 12 fotoğrafçı Banu Tanverdi, Beril Baytan, Canan Çalışkan, Canan Erenmemişoğlu, Figen Ongun, Harika Yücel, İlkem Özar, Murathan Yıldız, Neşe Karaarslan, Nurhayat Baysal, Seda Welsh ve Şemsi Spencer; İDOB’un 12 bale dansçısı (Büşra Ay, Alican Güçoğlu, Batur Büklü, Mehmet Nuri Arkan, Deniz Özaydın, Hüma Ersel Sökmen, Maia Ito, Melike Koper, Çağatay Özmen, Deniz Kılınç Tunçeri, Berfu Elmas, Oliver Spence) bir kura ile eşleşti. 1’i erkek olan bu 12 fotoğrafçı, dansçılarının adeta gölgesi oldu; onları gösterilerinde, provalarda, aile yaşamlarında, sokak hallerinde görüntüledi. Tabi bunlar disiplin gerektiren bale sanatının ruhuna uyan bir titizlik içinde yapıldı. Mesela fotoğrafçılar provalara girerken galoşlarını giymeyi ve telefonlarını sessize almayı ihmal etmediler.
1 yıllık bu sürenin sonunda ortaya onlarca fotoğraf çıktı. Salih Güler bu fotoğrafları değerlendirerek bir sergi açtı geçtiğimiz günlerde. Adı “12”. Süreyya Operası’nda tam da bir bale (Uyuyan Güzel) prömiyerinin akşamında açılan bu sergide, her bir fotoğrafçının 6 olmak üzere toplam 72 fotoğraf sergileniyor. Mastercard, Marufane, Le Meridien ve Adil Varlık Yönetim’in desteği ile gerçekleşen sergi 30 Aralık’a dek açık olacak.
“BALE DÜNYASI KAPALI KUTU”
Salih Güler, “Sahne sanatları, sadece sahnedeki 2 saatlik gösteriden ibaretmiş gibi görünüyor ama öyle değil. Bunun gerisinde ciddi bir zaman ve emek var. Özellikle de bale sanatında. Bu sanatçılar büyük acılar çekerek sanatlarını icra ediyorlar. Bu fotoğrafladığımız kişiler çok değerli insanlar çünkü Türkiye'de bale sanatına gerçekten çok az sanatçı yetiştiriliyor” diyor.
Fotoğraf çekim aşamalarının çok da kolay olmadığını çünkü bale sanatçılarının adeta bir kapalı kutu olduğunu söyleyen Güler, “Sahneye çıkıyorlar, rollerini yapıyorlar, sonra insanların arasına karışıp gidiyorlar… Yolda görseniz tanımazsınız bale sanatçıları. Mesela çocuklarının elini nasıl tutarlar, sevgilisi ile sokakta elele yürür mü? Pek bir şey bilmiyoruz haklarında. Biz bu sergide bale sanatçılarının insan hallerine odaklandık. Anne olan sanatçıların bebekleri ile ilgilenmesini, hayvansever dansçıların hayvan sevgisini çektik mesela.” diye konuşuyor.
Salih Güler, sergideki fotoğrafların bilhassa siyah beyaz olduğunu vurgulayarak, “Siyah beyazın dramatik etkisi yüksektir. İnsanı hayale zorlar. İzleyicinin o andaki ruh hali ne ise kafasında renkleri o fotoğrafa koyar. Biz bu sergiyi siyah beyaz yaparak izleyiciye de açık kapı bırakmış oluyoruz” yorumunu yapıyor. Serginin Süreyya’da açılmasının ise çok anlamlı olduğunu belirten Salih Güler, buraya bale izlemeye gelen izleyicileri sergiyi ziyaret etmeye davet ediyor.