'Barış; güzelin ve doğrunun simgesi'

Sevenlerine vedasının 17’nci yılında Barış Manço’yu anlatan Lale Manço, “Günümüzde ciddi bir kültür erozyonu var.

28 Ocak 2016 - 12:31
Sevenlerine vedasının 17’nci yılında Barış Manço’yu anlatan Lale Manço, “Günümüzde ciddi bir kültür erozyonu var. Barış, birçok kişi için güzelin, doğrunun, değerin, özlemin simgesi. Onun için hep beraber yaşatıyorlar onu…” diyor
 
Gökçe UYGUN
 
Usta sanatçı Barış Manço’nun aramızdan ayrılışının 17’nci yılında, Kadıköy Belediyesi Gönüllüleri bu ayki Ebülten’lerinde Manço’nun eşi Lale Manço ile söyleşi yaptı. Biz de o söyleşiden kısa bir bölümü yayınlıyoruz.
Sizden Barış Manço’yu dinlemek istesek…
Hangisini anlatayım? Eş ve baba mı? Sevgili mi? Müziğini mi? Her satırında yaşamdan renkler yakaladığımız sözlerini mi? Bazen Evliya Çelebi, bazen Karacaoğlan, biraz Nasrettin Hoca, biraz masalsı Keloğlan... Herkesin, kendine yakın bulduğu bir Barış Manço’su var. Kimi öğretmen dedi, kimine göre aileden biriydi.
■ 81300 Moda’da bir gün nasıl geçerdi?
Biz yoğun yaşayan ve yoğun çalışan bir aileydik. Sabah hayata erken geçilirdi. Çocukları okula yolladıktan sonra ben genelde yürüyüşe çıkardım. Barış da erkenciydi. Haftanın son üç günü pazar gününe program yetiştirmek için çok geç saatlere kadar montaj stüdyosunda çalışır sabahın ikisinde üçünde gelir, sabah göreceli olarak geç kalkardı ama 11.00’i geçmezdi. Sonra, Moda Caddesi’ndeki ofisimize giderdik. İşler, program hazırlıkları. Bildiğiniz ev ve iş yaşamı işte. Ben çocuklar gelmeden evde olmaya çalışırdım.
Pazar günü mutlaka programı seyrederdik. Barış evinde olmayı seven biriydi, dışarıda pek yaşantımız yoktu, dostlarımızı evde ağırlamayı severdik. Tatiller ve Barış’ın programı izin verirse Belçika’daki evimize kaçardık, çünkü en çok orada çekirdek aile bir arada, kaliteli zaman geçirebilirdik.
■ O dönemki çocukların sevgili Barış ağabeyi nasıl bir babaydı? Doğukan ve Batıkan babalarını paylaşabiliyorlar mıydı?
 Tabii ki farklı ve eğlenceli bir babaydı. Çocuklarım arasında çekişme yoktu, onun için üçü iyi zaman geçirirlerdi. Bazen beraber seyahate çıkarlardı. Tek sorun Barış’ın yoğun temposuydu. Konserler, yurtdışı çekimleri (ki çoğuna beraber giderdik) albüm çalışmaları, montaj stüdyosu... Geriye kalan zamanla yetinmek zorunda kaldı Doğukan’la Batıkan. Çok da genç yaşta kaybettiler babalarını. Şimdi babalarını o kısacık dönemlerden kalan anılarla yadediyorlar.
■  Barış Manço 7’den 77’ye Doludizgin Barış ve Sevgi Derneği’nin çalışmaları nasıl gidiyor?
Merkez Ankara’da başkanı da İnci Manço İlbay. İstanbul’da da şubesi var. Birinci hedefimiz Barış Manço ismini, ilkelerini, felsefesini yaşatmak. Sonsuzluğa uğurlamamızın üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen, gün geçtikçe etkinliklerimize ilgi artmakta. Bu arada yurdun değişik yerlerinde çeşitli etkinlikler yapılmakta. Dernek olarak herkesi bu etkinliklere destek vermeye, bizatihi katılmaya çalışıyoruz. En özel etkinliğimiz, her şubat ayının ilk Pazar günü (bu sene 31 Ocak’ta yapmak durumundayız)  düzenlediğimiz  Barış Manço vapuru etkinliği.  Arada kesintiler oldu ama 12 senedir yapıyoruz. Son 8 senedir kesintisiz geleneksel hale geldi.
■  “Adam olacak çocuklar” sizi buluyorlar mı?
Evet, çeşitli yerlerde karşılaşıyoruz, Doğukan onların bağlantılarını saklıyor. Çoğu anne-baba bile olmuşlar, çocuklarına Barış Manço’yu anlatıyorlar.
■  Barış Manço kültürünü yaşatmak zaman zaman sizi zorluyor mu?
Barış, insanların kalplerine, düşüncelerine öylesine yerleşmiş ki... Onunla büyüyenler, şimdi çocuklarına öğrencilerine aktarıyorlar. Günümüzde ciddi bir değer ve kültür erozyonu yaşanmakta. Barış, birçok kişi için güzelin, doğrunun, değerin, özlemin simgesi. Onun için hep beraber yaşatıyorlar onu. Demek istediğim, bir Barış Manço nesli var ve onu kendilerinden sonraki nesillere aktarıyorlar.  


ARŞİV