‘Başka Kapıya'

Halk ozanımız Aşık Veysel hayatı, “İki kapılı bir handa gidiyoruz gündüz gece” şeklinde özetlemiş. Doğum ve ölüm kapısı arasında geçen bir ömrü Veysel benzersiz bir ifade gücüyle ne kadar güzel...

02 Şubat 2011 - 15:04

Halk ozanımız Aşık Veysel hayatı, “İki kapılı bir handa gidiyoruz gündüz gece” şeklinde özetlemiş. Doğum ve ölüm kapısı arasında geçen bir ömrü Veysel benzersiz bir ifade gücüyle ne kadar güzel anlatmış. Ali Erdoğan da Aşık Veysel’in bu ifadesinden yola çıkarak iki kapılı koca bir handa yani gündelik yaşantımız içinde eşiğini aşındırdığımız bilumum kapıları ele almış “Başka Kapıya” adlı oyununda.
Apartmandan yolunu bulan apartman yöneticisini anlatmak için bir apartmanın kapısından, şifa bekleyen bir hastanın peşine takılıp şifacı bir doktorun muayenehanesinin kapısına, şöhret kapısından nikâh salonu kapısına, mahkeme salonu kapısına kadar aklınıza ne kadar kapı geliyorsa açıp mizahçı kimliğiyle içeriye dalmış Ali Erdoğan ve girdiği her kapıda bir toplumsal yaraya parmak basıp bizi tatlı tatlı güldürüp düşündürmeyi başarmış.
Hele oyunda bir Mimar Sinan sahnesi var ki tam ibretlik. Onun dışındaki skeçlere kahkahalarımızı tatlı tatlı patlatırken bu sahneyi izlerken sanki boğazımıza bir yumruk tıkanıyor. Çünkü şaheserler yaratmış Mimar Sinan betonlaşmaya ve yağmalamaya yol açan zihniyetin ensesine sözleriyle adeta basıyor tokadı. Çok eğlenerek sona doğru gelen seyirci bu sahneye acı acı gülüyor. Bu ibretlik sahneden kıssadan hissesini alarak çıkıyor salondan.
Ali Erdoğan her zaman olduğu gibi kılıktan kılığa giriyor. Bir bakıyorsunuz pişkin bir apartman yöneticisi, bir bakıyorsunuz şanssız bir damat, bir bakıyorsunuz kurnaz bir köylü, bir bakıyorsunuz şifacı bir doktor bir bakıyorsunuz merdiven altı imalatçısı, bir bakıyorsunuz sakalı göbeğinde bir Mimar Sinan oluveriyor. Ya o girdiği karakterin ruhuna bürünmesi yok mu!.. Bu taban tabana zıt karakterleri birbirine karıştırmadan canlandırmak da Ali Erdoğan gibi bir usta oyuncunun işi. Kabare Dev Aynası’nın belkemiği bir isim daha var oyunda İsmail Can Törtop… O da çok değişken, o da çok sempatik. Ali Erdoğan’la karşılıklı sahnelerde ona güzel paslar atıyor. Birbirlerini güzel tamamlıyorlar. Üç kadın oyuncu Ümmühan Kıldiş, Sibel Erkan ve Burcu Demirkollu Çalışkan üstlerine düşen görevi başarıyla yerine getiriyorlar. Cihan Bektaş iri cüssesine rağmen karısından korkan kocada çok komik. Diğer rollerinde de başarılı kompozisyonlar çiziyor. İlk defa izlediğim Merdan Kardan’a bariz aptal çırak tiplemesinde seyirciyi gülmekten kırıp geçiriyor. Özgecan Kızıldağ ise müzisyenlikte gösterdiği başarıyı kapıcı rolünde de sürdürmeyi başarmış. Ümit Erzurumlu’nun kapıları görüntü olarak çok güzel duruyorlar sahnede. Umarım Ali Erdoğan onları ilerleyen oyunlarda daha işlevsel kullanır. Murat Kızıldağ’ın ışığı özellikle Mimar Sinan sahnesindeki düşle gerçek arasında gidip gelmelerde başarılı. O duyguları çok iyi veriyor ışığıyla.


OYUN TAKVİMİ:
-6 ŞUBAT PAZAR 18.30
-12 ŞUBAT CUMARTESİ 20.30
-16 ŞUBAT ÇARŞAMBA 20.30
-26 ŞUBAT CUMARTESİ 20.30


YER: KADIKÖY BELEDİYESİ BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ
GİŞE: 0216 418 95 49

 Mustafa SÜRMELİ


ARŞİV