Başkalarının Çiçekleri

Kadıköylü yayınevi Velespit Yayınları’nın çıkardığı Başkalarının Çiçekleri isimli öykü kitabında 25 yazar duygu ve düşüncelerini öykülerle anlatıyor

26 Mayıs 2021 - 11:59

Kadıköy’ün genç yayınevlerinden biri olan Velespit Yayınları pandemi dönemi zorluklarına rağmen 25 yazarın öykülerini bir kitapta buluşturdu.  25 kısa öykünün yer aldığı seçkiyle yazarlar okura iç döküyor. 

Ailenin, aşkın, çiçeğin, arkadaşlığın, hayal kırıklıklarının aslında kendi hayatlarımızın öykülerinin yer aldığı seçkinin derlemesi ise Zeynep Eşin’e ait. Yazı-Yorum dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapan ve seçkide bir öyküsü de yer alan Eşin ile “Başkalarının Çiçekleri”ni konuştuk.

Başkalarının Çiçekleri kitap fikri nasıl doğdu. Siz nasıl derlemeye aday oldunuz?

Tezer Özlü “Kısa öyküyü dünyayı anlatma, görme biçimime en uygun dal olarak görüyorum.” der. Benim dünyamda da öykünün yeri bambaşka. Edebiyatta kendimi geliştirdiğim tek alan diyebilirim. Okumayı da yazmayı da hatta bildiklerimi aktarmayı da çok seviyorum. Okurla birlikte bir kitabımız olacaksa bu öykü kitabı olmalıydı. Dünyayı farklı gözlerden anlayalım anlatalım dinleyelim istedim.  

Yazı-Yorum dergi dijital platformda yer alan bir dergi, ikinci yılımızda okura ve bize bir armağan olarak seçki hazırlıklarına başladık. Tabiî ki pandemi süreci planlarımızın dışına çıkmamıza neden oldu. 2020 yılında çıkarmayı planladığımız seçki bu nedenle ancak bu dönem yayımlanabildi. Bu ortak çalışmanın keyfine ve tadına varınca kendimizi durduramadık, Mayıs sonu yani birkaç gün sonra 56 yazardan oluşan ‘’Şiddet’’ temalı ikinci öykü seçkimiz "Duvarın Ardı’’ yine Velespit yayınları etiketi ile raflardaki yerini alacak.

25 yazardan öykü almak kolay iş değil. Öykü seçkisinde neye dikkat ettiniz? Ne kadar sürdü. Nasıl başardınız?

Seçki dönemleri bizim için gerçekten çok zorlu geçiyor. Bizlere emanet edilen yüzlerce öykü arasından hem seçki temamıza hem de öykü formuna en uygun öyküleri seçmek zorundayız.  Ekip olarak kalabalık bir yayın kuruluna sahip değiliz. İlk seçkimizde yayın kurulundan İlknur Demir ile birlikte pandeminin bizi evlerimize kapattığı dönemi öykü okuyarak geçirdiğimizi söyleyebilirim. Kendi öykü anlayışımızı bir kenara bırakıp daha objektif bakmak zorundayız öykülere. Önceliğimiz gönderilen eserlerin gerçekten öykü olup olmadığıydı. Sonrası kurgusu, dili ve bizlere verdiği mesajdı.

“KÖŞE BAŞLARI TUTULMUŞ”

Öykülerle ve yazarlarla bir mesaj verme düşüncesi de var sanırım. Kitap kapağında yer alan tanıtımda da “Nerede olduğumuzu, kim olduğumuzu, politik kimliklerimizi umursamadan” demişsiniz. Bu kısmı biraz açabilir miyiz?

Dergiyi kurarken bir amacım vardı. Biliyorsunuz ki edebiyat dergilerinde ve yayınevlerinde köşe başları tutulmuş. İnsanlar kendilerine özgürce var olacakları bir platform bulamıyorlar. Onlardan biri de bendim. Özveri ile dergiyi kurdum ve bir söz verdim, hiçbir şekilde ticari kaygı gütmeyecektim, yazan emek veren hiçbir yazarın dini dili ırkı siyasi görüşü ve özel yaşantısı beni ilgilendirmeyecek edebiyatta var olmak isteyen herkes bizimle birlikte yazabilecekti. Bu amaç doğrultusunda içerdeki yazar grubumuz ve bize konuk olarak gelen yazarların da sadece edebiyat adına yapılmış tüm projelerine destek verdik ve yayınladık. Kimsenin dil din ırk siyasi görüşü gibi özel yaşantılarıyla ilgilenmedik. Biz edebiyatı sadece edebiyat olduğu için yazdık, okuduk, kabul ettik. Seçkide de aynı düşünce ile yola çıktık, aldık, yayınladık şimdi takdir okurun.

Öyküler daha önce yayımlanmış öyküler mi?

Başkalarının çiçekleri ve diğer seçkilerde şartname koşullarımız arasında ilk maddemiz daha önce herhangi bir yerde yayınlanmamış öyküler olmasıydı. 

“ASLINDA SENİN HİKÂYENDİR”

Kitap tanıtımında “Okumak yükümüzü hafifletsin, o dünyayı hep beraber bulalım” demişsiniz. Okumak yükümüzü hafifletiliyor mu?

Kitap okumanın insanı iyileştirdiği, onardığı tartışmasız bir gerçektir. Bunu tartışmaya açanların aklına şaşmam, fakat deneyimsizliğine üzülürüm. Yazmak, anlatmak yazan için; okumak da, okuyan için terapidir. Denilebilir ki, yazarın anlattığı kendi derdi, kendi hikâyesidir ama okurun öyle mi? Evet, öyledir. Yazarın “anlattığı aslında senin hikâyendir”.

İnsan kendini yalnızca insanda tanır, demiş Goethe. Başkasının hikâyesinde, kurgu veya değil, kendimizi seyre dalar, kendi hikâyemizi okur, çözer veya dokuruz. Yazarın içini döktüğü yerde, okur içine döner. Kendisiyle, geçmişiyle, şimdisiyle veya geleceğiyle yüzleşir. Kitap okurken sayfaya diye aynaya bakarız çoğu zaman. Şairin dediği gibi, aynada iskeletimizi görmeye kadar varamasak da, varırız bir tespitin, teşhisin, tedbirin menziline. Hiç değilse kendimizle baş başa kalır, baştan ayağa, şöyle bir muhasebe yaparız. Eleştirilerden kafamızı kaldırır, sağımıza solumuza, önümüze özümüze bakarız. 

Edebiyat, kısa bir süre sonra havasız kalan gündelik hayatlarımıza pencereler açar. Hayatlarımızı havalandırır. İçeriye sadece temiz hava değil, yeni dünyalar ve hayaller de katar.

VELESPİT YAYINLARI:

2017 yılında Kadıköy'de kurulan bir yayınevi olan Velespit Yayınları Gamlı Baykuş ve Alacakaranlık dergiler ile yayın hayatına başladı. Alacakaranlık dergisi altında, özellikle Kadıköy'de bir çok etkinlik gerçekleştirdi. Bu etkinlikler arasında iki sene üst üste yapılan Koleksiyoner Festivali de yer alıyor. Önümüzdeki günlerde Bir taraftan da özellikle kurgu ve akademik alanda yayınlar yapmaya devam eden yayınevi önümüzdeki günlerde 56 yazardan oluşan ‘”Şiddet” temalı ikinci öykü seçkisi “Duvarın Ardı”nı okurla buluşturacak.

Başkalarının Çiçekleri seçkisinde öyküleri yer alan yazarlar şöyle: Zeynep Eşin, Mehmet Fırat Pürselim, İlknur Demir, Bahar Yaka, Figen Şahin, Emre Erbatur, Tekin Türegün, Gönül Malat, Başak Arslan, Osman Tünç, Mehmet Çakır,Büşra Canbaz, Hande Çiğdemoğlu, Sevda Gül Kocalar,  Beyza Büşra Erol, Aydın Meral, Fırat Işıkgil, Handan Kılıç, Deniz Eldam,Asiye Selay Keskin, Cansu Selçuk Çağlar, Zeynep Şeyma Ak.


 


ARŞİV