Batıkan Manço, babası “Barış”ı anlattı

Barış Manço’nun küçük oğlu Batıkan Zorbey Manço ile doğup büyüdüğü Moda’yı, babası Barış Manço’yu ve babasının ölümünün ardından yaşadıklarını konuştuk

26 Ocak 2018 - 15:00

Sesi Moda’dan dünyaya yayılan Türkiye’nin unutulmaz sanatçısı, Kadıköy’ün “Barış Abi”si Barış Manço’nun hayatını kaybetmesinin ardından 19 yıl geçti. Gerisinde unutulmaz şarkılar, herkese örnek olacak bir hayat ve iki çocuk bıraktı. O çocuklardan biri de Doğukan Manço’nun küçük kardeşi Batıkan Zorbey Manço… Batıkan bu günlerde çocukluğunu geçirdiği Moda’da, ağabeyi Doğukan ile birlikte açtıkları “Los Manços” kafeyi işletiyor. Biz de Los Manços kafeye konuk olduk, Batıkan Zorbey Manço’ya babası “Barış Manço’yu sorduk.

“LOS MANÇOS” UN HİKÂYESİ…

  • Bu aralar nasıl geçiyor günleriniz. Nasılsınız?

Gününe göre değişiyor. Kurumsal bir firmada çalışıyordum plazavari kurumsal hayattan sıyrılmak istediğim için, hayatımın büyük bir bölümünü geçirdiğim Moda’da Doğukan ile birlikte böyle bir yer açtık. Son iki üç yılda merak saldığım bir sektördü kafecilik. Her meslekte olduğu gibi zorlukları da güzellikleri de var. Bazı şeyler umduğum gibi gitmemiş olabilir. Ama ben yine eğlenceli kısımlarını hep hatırlarım. O şekilde değerlendiririm. Bir kere çok sosyallik isteyen bir iş ki benim öyle alışkanlığım olmadı. Bu kadar içe dönük biriyken bu kadar dışa dönük bir mesleğe girince bana da çok değişik bir deneyim oldu.

“ÇOK YARAMAZLIKLARIMIZ OLDU”

  • Kafeyi çocukluğunuzun da geçtiği Moda’da açtınız. Moda’da geçen çocukluk günlerinizden biraz bahseder misiniz?

Buralar da çok fazla yaramazlıklarımız da oldu. Doğukan özellikle bir dönem çok yaramazdı. Çocukça yarmazlıklar işte… Apartman zillerine basıp, uhulayıp kaçmak gibi. Sadece basıp da kaçmazdık. Bir de uhulardık zil düğmelerini(gülüyor). Çocukluğumun büyük bir kısmı burada geçti. Liseden sonra Amerika’ya gittik.  Moda’dan uzun bir süre ayrı kaldık. Yaz tatillerinde geliyorduk sadece. Moda çok değişti tabi. Bu değişime rağmen hala hafızamda kalmış bazı yerler var. Moda’nın en aklımda kalan yerlerinden birisi çay bahçesi olmuştur. Onun önünde çocuk parkı vardır. Eski haliyle hatırlarım tabi ben. Benim çocukluğumda orada iki tane kaydırak, üç buçuk salıncak, bir de tahteravalli vardı. Çok gelip oynamışlığımız var orada. Orada bir de geçiş yolu vardı. Araçlara kapalı ama yayalara açık. Orada bisiklet sürer ve paten kayardık.

  • Doğukan ile aranız nasıldı?

İyi anlaşırdık fakat aradaki yaş farkından kaynaklı arkadaş ortamlarımız farklıydı.  Ben onun arkadaş çevresindeki ortamında sıkılıyordum. Şimdi dönüp baktığımızda yaşlar ilerleyince ortak arkadaşlarımız çok var tabi. Mahallede herkes bilirdi bizi Barış Manço’nun oğlu diye, biraz daha dikkatli olmak zorundaydık yani. Ama yine de biraz şikâyet getirdik(gülüyor).

“BABAMI BOYKOT EDERDİK”

  • Babanızı televizyonda diğer çocuklarla izlerken ne hissediyordunuz?

Yani biraz biraz hatırlıyorum. Çünkü hayatımın bir parçasıydı televizyonculuk yönü. Ben dört yaşındayken başladı ‘7’den 77’ye’.  Annemin anlattığına göre ben ilk başlarda “Adam Olacak Çocuk”a katılan çocukları çok kıskanırmışım. Doğukan da aynı şekilde. Baya biz boykot edip izlemezmişiz. Doğukan direk odadan çıkarmış, ben de bakmazmışım ama dinlermişim yine de. Sonra sonra alıştık tabi.

  • Siz de katılmıştınız galiba programa?

Evet öyle bir tecrübem oldu. Annemi çok baskılıyordum ben de çıkmak istiyorum diye. Doğukan’ın yaşı geçtiği için o torpilden faydalanamadı. Biraz biraz hatırlıyorum. Kaydı da elimde var. Tabi orada biraz yine Doğukan’ın sabotajı da var. O da şöyle ki; ben katıldığım için program öncesi daha ne şarkı söyleyeceğimi bilemezken o beni orada bir doldurdu. “Domates biber salça, bu ne biçim kalça” gibi bir şeyler söylemişti. Bunu söyle dedi bana. Orada o kadarını babamın önünde söylemeye yemedi tabi(gülüyor).

“ZOR GÜNLER YAŞADIK”

  • Barış Bey’in vefatından sonra Amerika’ya yerleştiniz. Uzun sürede medyada görünmemeyi tercih etmediniz. Bunun sebebi neydi?

Tercih değil zorunluluktu aslında. Babamın ölümünden sonra zor zamanlar yaşadık. Kefil olduğu bir borç yüzünden banka mal varlığına haciz getirdi. Eve el konması gibi durumlar oldu. Hepsi peş peşe o kadar bağlandı ki annem bizi bunlardan biraz korumak ve uzaklaştırmak için Amerika’ya yerleşmemizi istedi.

  • Ev ne durumda şuan?

Borçtan sonra banka eve el koydu. Bir ara açık arttırmayla satmak istediler. Girişimlerimiz sonucunda bunu önledik. Derken aradan yıllar geçti. Kadıköy Belediyesi’nin de desteğiyle senelerdir düşündüğümüz evi müzeleştirme fikrini hayata geçirebildik. Belediye evi kiraladı. Birlikte müzeleştirdik ve 2010’da müze olarak ziyarete açıldı. O gün bu gündür müze işletmesi Kadıköy Belediyesi’nde. Ev hala bankanın. İçindeki eşyalar da bizim olduğu için böyle bir üçgen ilişki var.

“OKU UĞLUM OKU…”

  • Moda’da geçen unutamadığınız bir anınız var mı?

Bizim babamla Türkiye içerisinde ailecek gezme şansımız pek olmadı. Çünkü biz öyle bir eylemde bulunduğumuz zaman babamın etrafına herkes doluşuyordu. Dolayısıyla biz kaliteli zamanları Belçika’da daha fazla yaşayabildik. Buradaki anlarımız daha çok evin içerisinde oldu.Unutamadığım bir anı varama. Bir gün yine mahallede diğer arkadaşlarla oynuyordum. Annemle babam sürekli bir yere giderken haber verin diye tembih ederdi. Ben de diğer arkadaşlara uyup onlardan habersiz Moda Parkı’na gittim bir gün. Biz parkta koşturuyoruz, oynuyoruz. Arkadaş dürttü; “şu senin baba değil mi ya? Buraya doğru bakıyor” dedi.  Baba diye koşarken suratındaki o hayal kırıklığını gördükçe benim adımlar iyice küçüldü. Arabaya bindik, sessiziz tabi. Eve gittik orada bir annem bir babam nasihat veriyor. Çok utanmıştım fakat o zamanı bile hep güzellikleriyle hatırlıyorum.

  • Barış Bey programda da çocuklara nasihatler, öğütler vermeyi çok severdi. Size en büyük öğüdü neydi?

Bana en büyük öğüdü “Oku oğlum oku” olmuştur. Sadece akademik eğitimden bahsetmiyorum. Kitaptan gazeteden her neyse okuyupta bilgiyi edinmenin en doğru yöntem olduğunu düşünürdü her zaman. Çok geniş bir kütüphanesi vardı. O kütüphanesine de hep teşvik etmiştir bizi. Çok çeşitli kitapları vardı o kütüphanede. Sadece romanlar değil; ansiklopediler, felsefe kitapları, atlaslar… Her türden kitap vardı. Onun içindir ki kitap biriktirmek benim için hala büyük bir hobidir.

Kadıköy “Barış Abi”sini anıyor

1999 yılında Moda'daki evinde kalp krizi sonucu vefat eden Barış Manço ölümünün 17. yılında her yıl olduğu gibi bu yılda Kadıköy'de çeşitli etkinliklerle anılacak. Kadıköy Belediyesi’nin Manço ailesi ile birlikte ve Halkbank’ın desteğiyle müze haline getirdiği  Moda’daki Evi, her yıl olduğu gibi 31 Ocak  günü  00:00’a kadar ziyaretçilerine ücretsiz açık olacak. 

ŞARKILARLA BARIŞ MANÇO…

Barış Manço'nun ölüm yıldönümü olan 1 Şubat Pazartesi akşamında Manço ailesi, dostları ve sevenleriyle Caddebostan Kültür Merkezi'nde anma etkinliği düzenlenecek. Gecede “Full Aksesuar” grubu sanatçının eserlerini orijinal plak ve albüm kayıtlarına sadık kalarak sahneleyecek.

“BARIŞ MANÇO VAPURU…”

Manço ailesinin geleneksel olarak düzenlediği vapur etkinliği de 4 Şubat’ta gerçekleşecek. 10:30’da Kadıköy’de bulunan Beşiktaş İskelesi’nden kalkacak olan vapur 11’de Beşiktai’ta bulunan Beşiktaş İskelesi’nden konukları alıp 12’de Kanlıca’da olacak. 12 ile 13:30 arası gerçekleşecek mezarlık ziyaretinin ardından vapur, 14:40’da Beşiktaş’ta, 15:15’te ise Kadıköy’e varacak. Vapurda Manço ailesinin yanı sıra “İz Manço” grubu Barış Manço’nun şarkılarını seslendirecek.

MANÇO İÇİN PEDALLAYACAKLAR

Sahil Bisiklet Ekibi de üç yıldır olduğu gibi bu yılda Barış Manço için Kadıköy’den Kanlıca’ya pedallayacak. 10:00’da Barış Manço Müzesi önünde toplanacak grup, Barış Manço şarkıları eşliğinde Kanlıca’ya kadar bisiklet sürecek.


ARŞİV