Batu Akdeniz’den protest şarkı

Müzisyen Batu Akdeniz “Katiller Cenazede” adlı yeni şarkısını pandemide hayatını kaybeden meslektaşlarına adadı

08 Haziran 2021 - 15:13

“Masumiyet ölmüş yine, katiller cenazede. Gitmeye hiç yok yüzüm istesem de... Çözülmez bir bilmece yarattılar gündüz gece. İçinde kaybolmuşum bilmesem de…”

Bu sözler, genç rock sanatçısı Batu Akdeniz’in son eseri “Katiller Cenazede”den… Şarkı, içinde bulunduğunuz dönemin, düzenin ve sistemin bizi hem toplumsal hem de kişisel olarak nasıl sıradanlaştırdığını ve pasifize ettiğini anlatan protest bir rock parçası. Şarkı çok yüksek bir sesle bu olumsuz duruma karşı çıkarken bir özeleştiri yapmayı da ihmal etmiyor. Ortasında epik bir rock solosu bulunan Katiller Cenazede, Batu Akdeniz’in tenor vokalleri, yüksek gitarları ve kendine has modern – retro rock karışımı sound’uyla birleşip etkisi çok güçlü bir marş olarak karşımıza çıkıyor. 

Son zamanların en iddialı yeni nesil rock parçalarından biri olan Katiller Cenazede’nin kaydı Ankara’da Mirage Stüdyoları’nda gerçekleştirildi. Yayınladığı 2 EP ve teklilerle Türkçe rock’ın genç temsilcilerinden olan Batu Akdeniz, sonbaharda yayınlayacağı ilk uzunçalar için geri sayıma Katiller Cenazede ile devam ediyor. 

“SÖYLEYECEKLERİMİ SERT SÖYLEDİM”

Katiller Cenazede’yi pandemi döneminde başta hayatını kaybedenler olmak üzere, geçim sıkıntısı çeken müzisyen arkadaşlarına adayan Batu Akdeniz, “Sıkıldım. Her gün kötü bir haberle uyanmaktan sıkıldım. Bununla ilgili bir şey yapamamaktan da sıkıldım. Bir genç olarak kendimi mahçup hissediyorum. Müzisyen olarak da hissetmek istemedim belki de ve Katiller Cenazede’yi yazdım. Şarkının bana göre iki anlatısı var. Dinleyen kişinin o sıradaki ruh haline göre hangisini daha çok duymak isteyeceği ise ona kalmış” dedi. Akdeniz, şöyle devam etti: “Birincisi, gerek içerisinde bulunduğumuz coğrafya gerekse siyasal iklim itibariyle geleceğe dair umutlarımızın tükenişi, her gün daha kötü bir sabaha uyanmak ve bununla ilgili hiçbir şey yapamayacağımız hissiyatı. Bu hissiyatın bizi yavaş yavaş uyuşturduğu hissi ve istemeyerek de olsa bu düzenin bir parçası haline gelmemiz. Özeleştirim burada devreye giriyor. İkincisi ise her gün biraz daha değişen ve bencilleşen dünyanın yarattığı ikiyüzlülük, çizdiği sahte rol modeller ve günlük hayatta karşımıza çıkan çirkin karakterlerin hayatlarımızda yaşattığı tahribat... Bu iki anlatının ortak noktası ise, böyle hissetmemizin sorumlularının gözümüzün içine bakarak yalan söylemeleri ve bunların tam karşısındaymış gibi gözükmeye çalışmaları. Rock ‘n’ Roll’un gücüne inanıyorum. Söyleyeceklerimi hiç olmadığı kadar sert ve yüksek söyledim bu kez, yine rock ‘n’ roll’un yardımıyla.”


ARŞİV