Benzersiz bir fenomen: İdil Biret

Dünyaca ünlü piyanist İdil Biret ve Zeynep Oral, geçtiğimiz Cumartesi günü TESAK’ta bir söyleşi gerçekleştirdi. Biret, müziğe ve dünyaya nasıl baktığını Kadıköylülerle paylaştı.

25 Ekim 2018 - 09:42

Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi’nin en önemli eserleri arasında yer alan, tarihi bir bina olan Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi’nde (TESAK) düzenlenen sezonun ilk söyleşisinin konuğu İdil Biret’ti. 20 Ekim Cumartesi 14.00’da gerçekleşen söyleşiye yüzlerce Kadıköylü katıldı.

“İdil Biret bir fenomendir”

Soru - cevap şeklinde yapılan söyleşide Zeynep Oral, etkinliğin başında İdil Biret’i şöyle tanımladı: “Onun hakkında çok yazı yazdım, çok röportaj yaptım. Onu çeşitli biçimlerde anlattım. Ben İdil Biret’i benzersiz bir fenomen olarak görüyorum. O, kedilerle konuşur, sohbet eder. Denizde yüzerken kafasında müzik ve matematik problemleriyle boğuşur. Suyun akışında müziğin akışını yakalar. Dinlenmek için kimya kitapları okur. Kahve falına bakmaya bayılır ama en son yenilikleri de bilir. Karşısındakinin sorularını teker teker yanıtlarken bir yandan da onun çok uzak bir yerlerde gezintide olduğunu hissedebilirsiniz. Sizinle konuşurken Chopin’in müzikleri arasında dolaşıyor olabilir. Güncel politikayla değil tarihle ilgilenir, tarihten alınacak çok ders alınacağını bilir. Piyanoda her çaldığını ezbere öğrenir. Benzerini ne gördüm ne duydum. Sadece bir müzisyen olarak değil, insan olarak da İdil Biret bir fenomendir.”

Biret, konuşmasının başında çocukluğunda oyunlar oynamayı çok sevdiğini ancak çoğunlukla yalnız oynadığını anlattı: Oyunları değişik bir şekilde oynadım, değiştirdim. Çünkü bütün gün çalışırdım. Hocalar gelir, hocalara giderim. Müthiş disiplinli bir hayat yaşadım. Yalnız oynardım çok ve kendim oyun icat ederdim. Maskelerle oynardım, kuklalarım vardı.

“1970’ten sonra önyargı başladı”

Müzikal yaşantısına dair açıklamalarda bulunan Biret, bu dönemi anlatırken, “Büyük piyanistlerle tanışma onuruna ulaştım. Eserlerimi sıralarken ve oluştururken tema üzerinden gitmeye çalışıyorum. Çeşitleme programı yapıyorum. Beethoven’ın çeşitlemeleri gibi. Müzikte bir fikir olması lazım. Bir dans, bir tema olmalı.” ifadelerini kullandı.

Biret, Oral’ın ‘Türk olmak senin için avantaj veya dezavantaj oldu mu?’ sorusuna ise “1970’lerden sonra böyle bir şey ortaya çıktı. Ondan önce tam tersine, Türk deyince iltifat görüyordum. Paris konservatuarına girdiğimde Ayla vardı, Suna vardı. Türkiye’den gelen müzisyenlerin ne kadar parlak olduğunu söylerlerdi. 1970’den sonra birden değişti. Handikap olmasa da önyargı başladı.” şeklinde yanıt verdi.

Her şeye olumlu baktığını belirten Biret, hisleri ve dünyaya bakışı hakkında şunları söyledi: “Senin için çok önemli olan bir şey başka biri için önemli olmayabilir. Hiçbir şeyin ‘en iyi olması’ mümkün değil. Bugün iyi diyorsun, yarın beğenmiyorsun. Hiçbir şey, dünyada çok kötü ve çok iyi değil. Zamanım hep çalışmakla geçiyor ve benim için esas olan, sürekli daha iyisini yapmaya çalışmak.”

İnsanın bu kadar egolu olmasını ve kendini bu kadar ciddiye almasını gülünç bulduğunu söyleyen Biret, aynı zamanda iyi de bir okur. Okumanın sonsuz bir derya olduğunu düşünüyor ancak ekliyor: “Birçok şeyi bileceksin ama okuduğunu unutacaksın. Bunu da biliyorum, bunu da çok biliyorum demeyeceksin.”

Tüm eserleri tek kutuda

İdil Biret’in 1959’dan beri yaptığı tüm stüdyo kayıtlarını içeren, içinde 130 CD bulunan müzik kutusu da etkinlik sonunda tanıtıldı. Kutunun içinde Beethoven, Chopin, Rahmaninov gibi büyük müzisyenlerin bütün piyano konçertoları, Bach ve Shostakovich’in bazı konçertoları, piyano ve orkestra içeren 60 eser var.  Mayıs’ta dünyanın her yerine dağıtıldı. Uzmanlar, kayıt sayısı ve repertuar bakımından benzeri olmayan bir eser olduğunu söylüyor.

Etkinlik sonunda, İdil Biret’in ülkenin aydınlık yüzü olduğunu vurgulayan Oral, İdil Biret’e “Ayvalık’ta aynı olanaklardan faydalanamayan çocuklar için saatlerce uğraştığını gördüm. Eğitime verdiği destek, yaptığı konserler çok önemli.” diyerek teşekkür etti.

İdil Biret kimdir?

İlk piyano derslerini beş yaşındayken Mithat Fenmen’den aldı. Bir yıl sonra Ankara Radyosu’nda Riyaseticumhur Filarmoni Orkestrası eşliğinde Bach’ın Re Minör Piyano Konçertosu’nu seslendirdi ve harika çocuk olarak nitelendirildi. Çocukluk döneminde Babamın Çikolata Çalışı, Kedilerin Kavgası, Keloğlan, Süleymaniye, Şimendifer gibi besteler yaptı.

1948’de özel bir yasa ile müzik eğitimi almak için ailesiyle birlikte Paris’e gönderildi. Paris Konservaruarı’nda Jean Doyen’den yüksek piyano, Nadia Boulanger’den piyano eşliği ve Jacques Fevrier’den oda müziği dersleri aldı.

1957’de Paris Konservatuarı’nın yüksek piyano ile piyano eşlikçiliği sınıflarını birincilik ödülü kazanarak bitirdi.

“Devlet Sanatçısı” olan Biret, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yurtiçi ve yurt dışı konserlerinde birçok kez çaldı.

Zeynep Oral kimdir?

Gazeteci yazar, tiyatro eleştirmeni. İzmir Amerikan Kız Lisesi ve Paris Yüksek Gazetecilik Okulu'nu bitirdi. Sorbonne Üniversitesi Tiyatro Araştırmaları Enstitüsü'ne devam etti. 1968 yılından 2001 yılına kadar Milliyet Gazetesi'nde çalıştı. 1972'de arkadaşlarıyla birlikte Milliyet Sanat Dergisi'ni kurdu. Gazeteci olarak, insan hakları, kadın sorunları ve gezi yazılarıyla, araştırma dizi yazı ve seri röportaj dallarında sayısız ödül kazandı.

Türkiye Yazarlar Sendikası ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan Zeynep Oral PEN Türkiye Başkanı yapıyor. Yayınlanmış 15 kitabı var.


ARŞİV