Bir aile kitapçısı; Yar Yayınları

Rus bir çevirmen olan anneannesinden, sonrasında da ebeveynlerinden miras aldığı 50 yıllık sol yayıncılık geleneğini Yar Yayınları’nda sürdüren Mahir Ulaş Yeşil, "Bizim bugün, 2022’de yapabildiğimiz ancak onların nice baskılar/yokluklar altında kurduğu yayınevini ileri taşımaya çalışmak olabilir.” diyor

09 Şubat 2022 - 13:54

Kökeni çeyrek asır öncesine dayanan Yar Yayınları, bir zamanlar yayıncılığın merkezi olan Cağaloğlu’ndaki değişim nedeniyle, yuvası Kadıköy’e döndü. Rıhtım bölgesinde bir irtibat bürosu açan Yar Yayınları’nın başında, yayınevinin üçüncü kuşak temsilcisi/genel yayın yönetmeni Mahir Ulaş Yeşil var. Kendisi de aynı zamanda yazar, editör ve çevirmen olan Yeşil, neredeyse son 10 yıldır tiyatro yaptığı Ankara’dan, pandemi zamanında yayınevi işleri için dönmek zorunda kalmış. Yaklaşık iki yıldır da Yar Yayınları’nın “her şeyi” olarak her işe koşuyor. 

Kadıköy Rıhtım’a inen ara sokakların birinde açılan Kadıköy İrtibat Bürosu’nu ziyaret ederek Mahir Ulaş Yeşil ile söyleştik. 

  • Yar Yayınları, siyasi çizgisi olan bir yayıncılık kuruluşu. Siz de bu yapının içine doğmuşsunuz. Nasıl anlatırsınız?

Evet Ant Yayınları’nın 12 Mart 1971’den sonra kapatılmasıyla orada çalışan babam Osman Yeşil, 1972 yılında kurulmasına önayak olmuş Yar Yayınları’nın. Sosyalist bir yayıneviyiz. Yani hem tek tek kişiler olarak sosyalistiz, hem de yayın politikamız böyle. Yar Yayınları’nın bileşenleri, emekçileri olarak her birimiz Türkiye sol hareketi içinde farklı farklı geleneklere kendimizi yakın hissetsek de, yayınevi olarak herkese hitap etmeye çalışıyoruz. Küçük bir yayıneviyiz, birkaç kişi emek veriyoruz.  Kuruluşumuz sırasında bir sermayemiz yokmuş, halen de yok, oluşturamadık. Ancak yine de, 12 Eylül’de kapatılmamız bir yana, 50 yıldır hayatta kalmayı başardık. Okurlarımız ve dostlarımız sayesinde hala buradayız. Tabii şimdiden, 2022’den geriye bakıp söylemesi kolay ama, bu ağır yükün büyük kısmını günlük koşturmayı yürüten babam Osman Yeşil ve çevirileri yapan annem Nadiye R. Çobanoğlu taşımış. Kurmuş ve bugüne getirmişler. Bizim bugün, 2022’de yapabildiğimiz ancak onların nice baskılar/yokluklar altında kurduğu yayınevini ileri taşımaya çalışmak olabilir.

ÇEVİRMENİN KANI BULAŞAN KİTAP

  • Kendi kitaplarınızı yayınlıyorsunuz değil mi?

Evet, son bir buçuk yıldır artık kendi kitaplarımızı kendimiz tek tek basıp ciltlemeye başladık. Bu sayede elimizde yıllardır duran, çevirisi bitmiş ve basılmayı bekleyen kitapları yayınlayabilir olduk. 

Yayınevinde hepimiz her işe koşturuyoruz, genç dinamik bir ekibiz, gündüzleri satış yapıyor, sipariş hazırlıyor, kitap basıp-ciltleyip paket yapıyor, fatura kesiyor, akşamları eve gidince de çevirinin veya düzeltmenin başına oturuyoruz. Kısmi bir uzmanlaşma ve doğal görev paylaşımı söz konusu tabii, ama ben dahil kimsenin kimseden bir ayrıcalığı/farkı yok. Belki artık yaşlandığı için babama ağır paketleri taşıtmayız o kadar (gülümsüyor).

Hatta şöyle bir anekdot paylaşayım; geçen sene çevirdiğim kitaplardan biri olan “Dördüncü Güneş” adlı kitabın cildini de kendim yapmıştım Cağaloğlu’nda. Parmağımı çok hafif kesmiştim birkaç gün önce makinede, küçücük bir yara kabuk tutmuştu. Cildi yaparken o minik kabuk tutkalın içine düştü ve durdurana kadar kapak takma makinesi onu alıp kitabın birinin sırtına sürdü, kapağı taktı. Yani çevirmenin yarasını taşıyan bir kitap geziyor ortada. Yazık ki kalabalığa karıştı, hangisi olduğunu bulamadım. Bulsam çevirmenin kanı pahasına yapıldı derdim (gülüyor).

  • 'Yar' adı nereden geliyor?

Babamlar yayınevini kurduğunda kelimenin çok anlamlılığı onları cezbetmiş. Dost, arkadaş, sevgili, yaren anlamlarının yanında uçurum, hatta “engelleri, kuşatmayı, kara bulutları yarmak”taki gibi bir eylem vb. anlamlarına da geliyor.

  • Ana merkez Cağaloğlu’nda değil mi? Başka yerlerde kitabevi/irtibat bürolarınız var mı?

Evet yayınevinin merkezi, baskı ve cilt işlemlerinin yapıldığı basım atölyesi ve deposu Cağaloğlu’nda. Başka yerde kitabevimiz ve büromuz yok. Bu bizim için bir ilk.

  • 50. yılınızda neden Kadıköy'de de bir mekan açma ihtiyacı duydunuz?

Cağaloğlu eskiden sahip olduğu entelektüel merkez olma özelliğini kaybetti. Eskiden yayınevleri, gazeteler, dergiler, matbaalar, dağıtım firmaları oradaydı. Entelektüel ve politik seviyesi yüksekti. Kitap okurlarının gelmeyi tercih ettiği bir yerdi. Şimdi bu özelliğini kaybetmiş durumda. 

YAR, EVİNE DÖNDÜ

  • Kadıköy’ü özellikle mi tercih ettiniz?

Biz aile olarak zaten on yıllardır Kadıköy’de yaşıyoruz. 12 Eylül’de babam hapishanedeyken annem babasının yanına taşınmış Hasanpaşa’ya. Babam 1988’de çıkınca yanına gelmiş. Ben çocukken Kadıköy’den vapurla Eminönü’ne oradan Cağaloğlu’na gittiğimiz, akşam olunca da 18:45 vapuruyla neredeyse tüm Cağaloğlu sakinlerinin Kadıköy’e döndüğü günleri hatırlıyorum. Yani zaten Kadıköylüyüz, sadece işyerimiz uzaktaydı. 

Ayrıca Kadıköy oldum olası entelektüel hayatın merkezlerindendi İstanbul’da Birçok kitapçı olurdu, sokak sergileri olurdu, keza sahaflar vb. derken, basın yayınla uğraşan herkesin doğal uğrak yerlerindendi. Bu durum son yıllarda artık iyice öne çıkmış durumda. Kadıköy kültür, sanat, ticaret ve eğlence merkezi oldu. Dolayısıyla İstanbul’un herhangi bir yerine bir irtibat bürosu açacaksak bu kesinlikle Kadıköy olmalıydı.  

  • Okurlar burada ne tür kitaplarla karşılaşacak? 

Şu anda gerek yetişkin gerek çocuk kitaplarında toplam 150’ye yakın çeşidimiz var. Çeviri romanlar ağırlıkta. Bunlar genelde ikinci dünya savaşı romanları, partizan romanları, Ekim devrimi ve iç savaşı konu alan eserler, Portekiz, Küba, Vietnam, Kuzey Kore, Güney Afrika gibi ülkelerdeki devrimci mücadeleyi veya savaşı anlatan romanlar, Sovyet bilim-kurgu romanları, Sovyet casus romanları, macera romanları şeklinde. Ayrıca Marksist teoriye dair Marks, Engels ve Lenin’den seçme eserler, felsefe ve ekonomi üzerine eserler de mevcut. Che Guevara’nın eserleri ve onun hayatıyla ilgili biyografiler, çalışmalar da yayınlarımız arasında. Çocuk kitaplarındaysa seküler bir pedagoji doğrultusunda eserler hazırlamaya ve yayınlamaya çalışıyoruz. Çeşitli ülkelerden masallar, önde gelen batılı çocuk klasiklerinin yanında, Sovyet çocuk kitaplarımız da var.

  • Daha ziyade yabancı kitaplar var, yerli yazarlar daha az gibi. 

Yerli yazarlarımız da olmakla birlikte yayınladığımız kitapların büyük bir bölümünün çeviri eserler olduğunu söyleyebilirim. Okurlarımızın bizden beklentileri de bu yönde oluyor genelde. Elbette yerli yazarlar da olacak, olmaya devam edecek, ancak oran yine bu şekilde devam eder diye düşünüyorum.

Sosyalist, devrimci romanlara ve marksist teori kitaplarına devam edeceğiz elbette. Bunun yanında felsefe serimiz gelecek. SSCB ve diğer sosyalist ülkelerden bilim-kurgu, polisiye, casusluk, macera ve aşk romanları yayınlayacağız. Ayrıca yine seküler çocuk kitaplarımızın sayısını arttıracağız yapacağımız çevirilerle.

“SAMİMİ BİR ALTERNATİF”

  • Kadıköy'ün yazın dünyası/kitapçıları vb. hakkında görüşleriniz neler?

Şimdi çok büyük laflar edip tepki çekmekten de korkuyorum ama, fazla “mağaza” ve “satış” odaklı Kadıköy’deki kitapçılar. Yani elbette eninde sonunda bir satış yapmak isteniyor döndürebilmek adına, hatta aynı şey bizim için de söz konusu. Ancak bu “al kitabı ver parayı” aceleciliği ve soğukluğu beni hep rahatsız etmiştir. 

  • Bu noktada sizin varlığınız ilçenin kitap dünyasına nasıl etki edecek sizce sence?

Bence samimi bir alternatif oluşturacağız. Kitaplarımızı çok daha yüksek bir indirimle alabilme şansları bir yana, okurlar geldiğinde karşılarında sadece satış yapmakla görevli, kitapları tanımayan kişiler değil, yayınevinin mutfağında da iş yapan, üretimi gerçekleştiren emekçilerini, çevirmenlerini hatta sorumlularını görecek. Yani raftan herhangi bir kitabı çekerek eleştirilerini, önerilerini sunma, içeriği, hazırlanma süreci hakkında bilgi alma, hatta yazarla veya kitapla ilgili muhtemel dedikodulu sırları öğrenme şansına sahipler. (gülüyor)

Bu kısa sürede okurlarımızla kurduğumuz samimi ilişkinin artarak ilerleyeceğinden ve “satış, alışveriş” odaklı ilişki biçiminin yerine okur-yayınevi buluşması alternatifini sunacağız. Ayrıca atölyelerimiz ve etkinliklerimizle kitabın çevirisinden/yazılmasından, teknik olarak basılıp ciltlenmesine dek tüm süreçlerde birikimimizi de paylaşacağız.(Mahir Ulaş Yeşil, yayınevinin kuruluşunda emekleri olan anneannesi Güneş Bozkaya'nın -Rus adıyla Nina Kolantay-, çevirdiği kitaplarla.)


ARŞİV