25. İstanbul Tiyatro Festivali, 22 Ekim-20 Kasım tarihleri arasında yurtdışından ve Türkiye’den toplam 25 tiyatro, performans ve dans gösterisini ağırlamaya hazırlanıyor.
“Bu Zamanda Tiyatro” sloganıyla yeni bir normal arayışındaki dünyaya tiyatronun gözünden bakan pek çoğu yeni yapımla hem tiyatro dünyasına hem de tiyatroseverlere nefes aldırmak üzere yola çıkan festivalde, bir ay boyunca 225 yerli ve uluslararası yapım konuk olacak. Bunların bir bölümü çevrimiçi gösterimlerle tüm Türkiye'den izlenebilirken bir bölümüyse Alan Kadıköy, Atlas 1948 Sineması, Profilo Kültür Merkezi Batı Ana Sahne, Duru Ataşehir, Moda Sahnesi, Caddebostan Kültür Merkezi, Müze Gazhane, Yapı Kredi Bomontiada ve Zorlu PSM'de fiziksel olarak Covid-19 önlemleri altında izleyicileriyle buluşacak.
Uluslararası yapımlar gösteri sponsoru ENKA Vakfı’nın desteğiyle yurtdışından 11 fiziki ve çevrimiçi yapımı tiyatroseverlerle buluşturacak festival, 14 yerli yapımın ise Türkiye prömiyerine sahne olacak. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Opet ve Tüpraş sponsorluğunda düzenlenecek olan festivale, her yıl olduğu gibi festivalin Öğrenme ve Gelişim Programı kapsamında paneller, atölye çalışmaları, söyleşiler, okuma tiyatroları gibi ücretsiz yan etkinlikler de festivale eşlik edecek.
KADIKÖY OYUNLARI
YÜZLEŞME: Toplumda saygın bir yere sahip Dr. Mert, üniversite öğrencisi Özlem, feminist aktivist ve öğretim üyesi Serra ve başarılı bir kariyere sahip, sevilen hemşire Sibel... Dört çağdaş karakter aracılığıyla hayatlarımızı kuşatan ataerkil zihniyetle bir “yüzleşme” vadeden oyun, Dr. Mert’in eşi, kızı ve iş arkadaşı olan üç kadının; etraflarını saran ve kendi zihinlerine sokulan eril dilin farkına varıp, onunla yüzleşmelerinin hikâyesi… (27 Ekim 20.00 / Caddebostan Kültür Merkezi)
ISTIRAP KOROSU: Dip dibe evlerinde, birbirlerine fersah fersah uzak yaşamlar süren komşuların içlerinden geçen ve dışlarına taşan bağırışlar; çarpan kapılar, titreyen pencereler, parçalanan kalpler, tepinen çocuklar… Kadın, erkek, genç, yaşlı, evli, bekâr, çocuk ve köpek, kısaca bütün karakterleri sırtlanan oyuncular, oyuna yayılan tüm ses ve efektleri üstleniyor. Karakterlerin kâh kimselere sezdirmeden çektikleri, kâh yeri göğü inleterek ilan ettikleri “ızdırapları”, oyunu açılıştan finale hareketli kılan ritmik bir akışın içine yerleşiyor. (2 & 3 Kasım 20.00 / Alan Kadıköy)
GABRİEL’İN DÜŞÜ: Ayvalık’tan Midilli’ye yol alan bir feribotta karşılaşan; biri Türkiyeli, diğeri Yunan iki gencin, bugün içinden geçtiğimiz mülteci kriziyle nasıl bir ilişkisi olabilir? Berke ve Eleni’nin kısa tanışma anı; Midilli Adası’nda geçen, coğrafyanın farklı noktalarından yola çıkmış olsalar da; birbirlerine hem çok uzak hem de çok yakın hikâyeleri olan üç çiftin yaşadıklarını içeren bir tanıklığa davet ediyor izleyicileri.. (9 & 10 Kasım 20.00 / Alan Kadıköy)
VİŞNE BAHÇESİ: Anton Çehov’un son oyunu Vişne Bahçesi’nin insanları, içinden geçtikleri büyük değişimle kendi bildikleri şekilde baş etmeye çalışırken; aslında kendilerinden sonraki insanlara bir hikâye anlatıyorlar. Vişne Bahçesi 19. yüzyıl Rusya’sında, toprak sahibi bir aile ekseninde; farklı dönemlerdeki seyirciyi kendi hayatlarına bakmaya davet eden güçlü ama yalın bir klasik. Yaşamın temel değerleri değişir ve iyi bildikleri zemin altlarından kayarken, bu ailenin attıkları acemice adımları; Çehov’un zamansız dili ve özgün mizahıyla izleyeceğiz. (12 Kasım 20.00 ve 13 Kasım 15.00 / Caddebostan Kültür Merkezi)
BİRAZDAN GİDERİZ ŞİMDİ YAĞMUR YAĞIYOR: Bir evin içinde, birbirlerine mahkûm edilmiş gibi yaşayan; bir kadın, bir erkek ve hasta bir babanın hikâyesi. Oyun, izleyiciyi bir sarmalın içinde dönüp duran iki günümüz insanının çıkışsız ve eylemsiz dünyasına davet ediyor. Kadınla erkeğin üst üste binen gündelik akışı, “yaşadıkları” koltuğun kısıtlı alanında ritmik bir performansa dönüşürken, oyun; içine sıkıştığımız rutinin yanı sıra kendi iki yüzlülüğümüzü, aile ve ikili ilişkiler bağlamında sorguluyor. (15 & 16 Kasım 20.00 / Moda Sahnesi )
BENİ SAKIN YUMRUKLARDAN: Bir “açık mikrofon” akşamında yolları kesişen farklı kuşaktan iki kişi; kişisel olanın hikâyeleştirilmesi ve mizahın sınırları üzerine düşünmeye başlıyor. Oyun; linç kültürünün sosyal medya yoluyla var olmayı sürdürdüğü bugünlerde, çok az insanın uğradığı bir bardan, koca ülkeye soruyor: “özgürlük ne ve özgürlük kimin için?” Türkiye tiyatrosuna yeni eserler kazandırma; yazar, yönetmen ve oyuncuların yaratım ve üretimini destekleme hedefiyle; BKM, DasDas, ENKA Sanat, İKSV ve Zorlu PSM’nin bir araya gelerek oluşturduğu “Ortak Yapım” projesi kapsamında sipariş verilen Beni Sakın Yumruklardan, İstanbul Tiyatro Festivali’nin yapımcılığında ve Kadıköy Belediyesi’nin işbirliğiyle seyirciyle buluşuyor. 19 Kasım 20.00 / Alan Kadıköy - 20 Kasım 18.00 / Alan Kadıköy
TOZ: Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kaleminden çıkan, Hira Tekindor’un yönetiminde, Zerrin Tekindor’un performansıyla seyirciyle buluşacak. Baş karakter Handan’ın ve onun hafızasından çıkıp gelen annesi Feri’nin 1960’lardan bugüne uzanan hikâyesini anlatan oyundaki bütün karakterleri Tekindor’un benzersiz performansıyla izleyeceğiz. (24 ve 25 Kasım saat 20.00 / Alan Kadıköy)
(Fotoğraf:Özlem Dinç)
GAZHANE'DE 'SU MANZARASI'
Festivalin uluslararası fiziki gösterileri Medea, Oedipus ve Neşe Uluslararası Yapımlar Gösteri Sponsoru ENKA Vakfı desteğiyle gerçekleşecek. Waterfloor başlıklı gösteri ise 30 ve 31 Ekim 20.00’de Institut Français İstanbul ve Müze Gazhane’nin işbirliğiyle ücretsiz olarak izleyiciyle buluşacak. Ali Salmi’nin yazıp sahnelediği performans, zamanımızın iklimsel çalkantıları ile yüzleşen bir bedeni ve onun yansımasını, bir ‘su manzarasında’ ortaya koyuyor.
Kadın-erkek rolleri ve eşitlik kavramı çocukken dinlediğimiz masallardan başlıyor. Odeabank tarafından geliştirilen ve Can Yayınları tarafından eşitlikçi bir bakış açısıyla yeniden yorumlanan “Eşit Masallar” şimdi tiyatro sahnesinde. Odeabank’ın prodüksiyonu ile sahnelenecek oyunda kahramanlarımız Sindirella, Rapunzel, Pamuk Kalpli Prens, Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurbağa Prens yeni maceralarında kalıp yargıları yıkıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekiyor. (6 Kasım 11.30 & 16.00 ve 7 Kasım 16.00 / Alan Kadıköy )