Canavar gibi grup: Çamur

Bazılarımızın “Şubat” dizisindeki şarkılarıyla, bazılarımızın dağıldıktan sonra keşfedip “tüh” dediği “Çamur” yeniden biraraya geldi. Murat Ak ve Çağatay Kadı, Çamur’un 23 yıllık hikâyesini anlattı

14 Mayıs 2019 - 12:51

Fotoğraflar: Gürcan Öztürk- Volkan Ürün

Canavar gibi grup. Aslında 23 yıl önce kurulmuş. Bazılarımızın Şubat dizisindeki müziklerle keşfettiği, bazılarımızın dağıldıktan sonra dinleyip “dağılmışlar mı tüh” dediği, bir grup Çamur.

Müdavimleri onları yıllar boyu Hara şarkısının başında yer alan “Oğlum ezdirmeyin kendinizi, canavar gibi grupsunuz!”  sözleriyle andı. “Ayrılamıyoruz Melihay’la” şarkısıyla bize Meliha’yı bulup gitme dedirtecek grup ayrılmıştı.  Neyse ki gerçekten ayrılamamışlar. Sekiz yıllık ayrılıktan sonra yeniden bir araya gelen Çamur önce bir 45’lik sonra da 10 şarkıdan oluşan bir albümle kendilerini ezdirmeden dimdik duruyor.

Kadıköy’de takılan, sahneye çıkan ve şarkılarını Kadıköy’de yapan Çamur grubundan Murat Ak ve Çağatay Kadı ile hem müzik hem de Kadıköy muhabbeti yaptık.  

Muhabbet diyorum çünkü röportaj diyerek gittiğim görüşme kısa süre sonra güzel bir sohbete dönüştü. İşte o sohbetten kalanları yazdım. Okurken bir yandan da Çamur’un Hara, Ömrüm, Sergüzeşt, Ayrılamıyoruz Meliha’yla ve son olarak Oyun Havası şarkılarını dinlemenizi tavsiye ederim. Hara ve Sergüzeşt Çamur’un ilk albümü "Bu Aşkın Izdırabını" da yer alıyor. Ömrüm, Ayrılamıyoruz Meliha’yla ve Oyun Havası 10 şarkıdan oluşan yeni albümleri "Bünye Meselesi"nde.

Yaptıkları müzik yirmi küsür yıldır tespit edilmeye çalışılan bir grup Çamur. Yıl ikibinlerin başı malum youtube yok,  sosyal medya yok. Cep telefonları derseniz yeterince akıllı değil. Müslüm Gürses’i dinleyen kitle ile Teoman dinleyen kitle henüz kucaklaşmamış. Bütün bu yokların ve “olmaz”ların arasında Çamur kalkmış arabesk ve rock soundlarının olduğu şarkılar yapmış. 

“AKILLI TELEFON YOK, TEOMAN VAR”

 Gördüğünüz üzere albümlerin adı bile ‘değişik. “Bu Aşkın Izdırabını”, “Bünye Meselesi”.  Bu ‘değişiklik’ grubun hem bir derdinin olmasından hem de az biraz isyandan geliyor ki Ekşi Sözlükte onlar için yapılan yorum tam da bunu anlatıyor. “bu adamların ürettikleri sadece müzik miydi yoksa bir devrin sıkışmışlığının yansıması mıydı?” diye başlayan yorumda  80’lerde doğan çocukların sıkıştırılıp kalmışlığı ortasında Çamur’un bir kültür yarattığı anlatılıyor. Murat Ak ve Çağdaş Kadı’ya ilk soru da bu yorum için ne düşündükleri oluyor.
Murat Ak sound arayışlarının hakikaten tepkisel olduğunu söyleyip şöyle anlatıyor “ Bir taraftan Cem Karaca da dinliyorduk, 60’ların, 70’lilerin hard rock gruplarını da dinliyorduk, her müziğin çok güzel örnekleri olduğu gibi arabeskin de çok güzel örnekleri var. Müzikal olarak bunları da sahipleniyorduk. O dönem böyle bir ortam oluşmamıştı. Biz bunun öncülerindeniz. Onu da cesaretle yaptık.“

Tevellütü biraz eski olanlar “Iyy arabesk mi” denilip burun kıvrılan zamanları hatırlar. Hakikaten öyle zamanlarda böyle bir işe kalkışmak cesaret isterdi. O cesaret, o vakitler üniversiteli olan Murak Ak ve Çağatay Kadı’da varmış.

“KENDİMİZLE VE ORTAMLA ALAY ETTİK”

Çağatay Kadı “Bir arayış içindeydik ama neyi aradığımızı da tam olarak bilmiyorduk. İlk olarak Hara’yı yapmıştık. Murat bestelemişti ben de bilgisayar başında aranjesini yapıyordum. Her eklediğim enstrümandan sonra çıkan şeye şaşırıyordum. Bana güzel geliyor ama doğru bir şey mi yapıyoruz, bilmiyorduk.” derken Murat Ak ekliyor: “CD zamanıydı o zaman. Akıllı telefon yoktu. Haluk Levent ve Teoman vardı.”

Yaptıkları müzikle ilgili tür tartışmasına yanıtları “Hara” olmuş. Ne anlama geldiği o zamanlar epeyce bir konuşulmuş. “H.a.r.a: Hiphop alt yapılı rock arabesk” demekmiş. Murat Ak, “kendimizle ve ortamla alay ettik” diyor.

Murat  Ak yaptıkları müzik için: “Bizim bir tanımımız olacaksa biz rock yapıyoruz. Arabesk rock deyince de insanlar öteleme yapmadıkları sürece bizi rahatsız etmiyor. Bizim müziğimizde arabesk tınıları var. Biz bu coğrafyada ne duyduysak ve evrenselde ne sevdiysek ondan etkilendik.” diyor. Bu yüzden olsa gerek insan bir şarkıda Neşet Ertaş’ı hatırlarken başka bir şarkıda Müslüm Gürses’e sarılıyor, nakaratta Led Zeppelin’le dans ediyorsun.

Çamur’un kıymeti grup dağıldıktan sonra anlaşılmış. Çağatay Kadı, Ankara konserini, “yukarda 12 kişiydik aşağıda biletli 4 kişi vardı” diye gülerek anlatıyor. Bu arada aksilikler de üst üste gelmiş. Hara’dan hatırladığımız “çıktı çıkacak” albümün çıkması uzamış, çıktıktan sonra yönetilemeyen bir süreç. Aslında göz göre göre ayrılık olmuş. Ve bir gün oturmuş iki sevgilinin ayrıldığı gibi ayrılmışlar. 

Grup üyelerinden Ömür Kılıçaslan’ın hayatını kaybetmesi Çamur’un yeri doldurulmaz kayıplarından. Ömrüm şarkısı da Ömür Kılıçaslan için yapılmış. Ömür için yapılan anma konserinde tekrar bir araya gelen grup ‘ayrılamayacaklarını’ daha doğrusu aslında ayrılamamış olduklarını anlamış. Grup yeniden bir araya geldikten sonra dinleyici kitlesine yeni kuşak gençlik de eklenmiş.

“AYRILAMIYORUZ MELİHA’YLA”

Çamur dinleyenlerin en çok merak ettiği sorulardan “Şarkı sözleri nasıl oluyor da böyle yazılıyor?” sorusunu Murat’a "kitliyorum". Çünkü tüm sözlerini Murat Ak yazılıyor. Tüm düzenlemeler de Çağatay Kadı’da. Her liselinin şair olmaya heves ettiği zamanlardan beri şiir yazıyormuş Murat Ak. Belli ki yazılanlar heves olmayı geçmiş. “Anlatacaklarımı süzmeden anlatıyorum” diyor.  “Her şarkının sahiden bir hikayesi vardır. Bir şey olmuştur” derken malum insan Meliha’yı soruyorum. Meğer Meliha diye biri varmış. “Ayrılamıyoruz Meliha’yla” Murat Ak’ın bir arkadaşıyla olan telefon sohbetinden çıkmış. Arkadaşı “Ayrılamıyoruz Meliha’yla” demiş. “Telefonu kapattım. ‘Ne biçim laf etti’ dedim. Aldım elime gitarı o şarkı o gece bitti. Başka yazılmaz o muhabbet olmasaydı yazılmazdı.”

BÜNYE MESELESİ

Çamur’un bir yaşını dolduran albümü “Bünye Meselesi” oyun havası ile başlayıp ağıtla bitiyor. Albümün adı neden “Bünye Meselesi” sorusuna Çağatay Kadı şöyle yanıt veriyor: “İki anlamı var. Bir asıl anlamı bir de yan anlamı var. Bizim albümüz insanlar tarafından kolay kabul edilebilir olmuyor. Hakikaten bir bünye meselesi oluyor. (Gülüyor) Kimseyi sevmiyor diye eleştiremezsin. Bünye meselesi işte. Alıyorsa bünyen buyur dinle albüm senin. Bir de her bünyenin bir meselesi var. Bu da bizim meselemiz. Burada anlatılan hikayeler, her şarkıda geçen sözler. Bizim meselemiz bizim kendi derdimizi anlatma biçimimizdi.”

Bünyeler albümü güzel karşılamış. Murat Ak, “Bu bizim için önemli bir durumdu. İlk albümü 2006’da çıkarttık ikinci albüm kritikti. Bir de ara vermişsiniz.” diye anlatıyor.  

“CANAVAR GİBİ GRUPSUNUZ”

Hara’nın başında yer alan “Canavar gibi grupsunuz” sözünü ilk kez İzmit’te bir konser’de Anadolu Ekspres’in davulcusu “İbrahim Abileri” söylemiş. Çağatay Kadı gülerek anlatıyor: “Bir gün otururken muhabbet kaç lira alıyorsunuz muhabbetine geldi. Biz de söyledik. ‘Canavar gibi grupsunuz ezdirmeyin lan kendinizi’ dedi bir arkadaş. İstanbul’da kendimize bilgisayar aldık. Kendi düzenlemelerimiz yapalım diye. Bizim davulcumuz Turgay değişik bir arkadaş.  Bir gün eve geldim. Turgay takmış yaka mikrofonunu konuşuyor. 'Ne yapıyorsun' diye sordum. Güldü, bir şey söylemedi. Tugay gitti. Kaydı dinledim. 10 dakika konuşmuş.  “Canavar gibi grupsunuz ezdirmeyin kendinizi, çıktı çıkacak, kanalizasyon sorunu var."

Turgay’ın söylediği her sözün hayatta elbette bir karşılığı var. Albüm için şirket sürekli “çıktı çıkacak” diyor. Çağatay’ların evlerinde kanalizasyon patlamış. Velhasıl iki sene sonra çıkan Hara’nın başına ve sonuna o kayıttaki sözler konmuş. 

“POPÜLİST OLMAK İÇİN BİR ŞEY YAPMAYACAĞIZ”

Çamur’un müziğe ilk başladığı zamanla bugün arasında ne gibi farklar olduğu sorusuna “eski güzellemesi” yapmıyorlar fakat “bir sürü Teoman çıktı, bir sürü şeker kız var” diyorlar. Çok iyi isimlerin olduğunu da ekleyen Ak ve Kadı, sosyal medya kanallarıyla bir anda ünlü olma hayalinin sıkıntılı olduğunu bunu da endüstriyel müziğin kurduğuna bir kumpas olduğuna dikkat çekiyorlar.

 “Popülerlik meselesine nasıl bakıyorsunuz?” sorusuna Murak Ak gülüp “Az olan biziz diyor. Çok fazla kişi çok fazla milyon dinleniyor. Az kişi az milyon dinleniyor. Azız çoğalmaya çalışıyoruz.  Çoğalamazsak da böyleyiz” diyor. Çağatay Kadı da “Bizim popüler olmak gibi bir kaygımız yok ama popülist olmak gibi bir şey yapmayacağız. Yaptığımız şeyi yapmaya devam edeceğiz. Ama ne kadar çok insan bizi dinlerse mutlu oluruz." diye ekliyor.

Çamur’un ana kadrosu grubun bascısı Güngör Uçak dışında 5 ile 7 arasında değişiyor. Yani her konserde üç kişi dışında farklı grup üyelerini görmeniz mümkün.  Barış Cem Songur, Uğur Büyükçınar, Mehmet Ali Ormancı, Kutay Özcan, İsmail Altınbaş. Ak ve Kadı kendilerini “tayfa” olarak adlandırıyor. “Bizim gücümüz burada” diyor. Konser mi var, kimin işi yoksa kim çalmak istiyorsa geliyor. Klip mi çekilecek, kime ihtiyaç varsa arkadaşları geliyor. Enstrüman çalmayı bilen değil insan biriktirmişler. “Düşersek kaldırırlar” dedikleri dostları var.

 

“KADIKÖY EVİMİZ”

Sohbetin sonunda Kadıköy’e geliyoruz. “Kadıköy’le aranız nasıl?” sorusuna Murat Ak, Çağatay’a gülüp “Adamın soyadı Kadı” diyor.

Çağatay Kadı, "Kadıköy evimiz. 20 senedir burada oturuyorum. Hara, Yara albümün çıktığı yer de Kadıköy’dür. Çok severim Kadıköy’ü. Bütün gelişimine, değişimine şahit oldum. Kadıköy şahsen benim evim. Murat da geldi şimdi” diyor. Murat Ak, önceleri de çok gelip gitse de iki yıl önce Kadıköy’e taşınmış. 

Çağatay Kadı, Kadıköy’de yaşanan atmosferin gettolaşmanın bir sonucu olduğunu anlatıp şöyle diyor; "Taksimden itelenme sonucu insanların Beşiktaş ve Kadıköy’e gelmesinin olumlu sonuçlanmayacağını hayat tecrübesinden tahmin ediyorum. Haftasonu bir milyon insanın dolaştığı bir yerde her şeyin güzel kalmasını beklemek doğru değil. Yine kendisini iyi koruyor. Bir şekilde iç bir anlaşması kültürel olarak bir davranış biçimi var. Umarım bozulmaz.”

Murat Ak da “Yozlaşması endişesi var. Bir aşamada korunması lazım. Burası aynı zamanda yaşam alanı. Onları üzmemek, küstürmemek lazım. Belediyenin de işi zor.” diyor.

Ezcümle Çamur, hakikaten canavar gibi bir grup


ARŞİV