Çeyrek asırlık 'Deli Gömleği'

25. senesini kutlayan Deli Gömleği grubunun kurucusu Özver Yılmaz, “Müzik yapmaya, bunu dinleyicilerle paylaşmaya, konserlerde güzel anlar yaşamaya devam edebilirsek, hayatlarımıza anlam katmış olacağız.” diyor

02 Ağustos 2024 - 08:00

Bu sene 25. yaşını kutlayan, 1999’dan bu yana Türkçe rock dünyasında kendine özgü karakterini koruyarak sürekli üretime devam eden Deli Gömleği, “Hoşçakal” adlı teklisiyle dinleyicisinin karşısına bir kez daha çıkıyor. Grubun kurucusu Özver Yılmaz ile 10 sene önce, grup 15. yılını kutlarken bir röportaj yapmıştık. 10 senenin ardından yeniden Yılmaz’la buluşup tekrar söyleştik.

- Aradan geçen yıllar nasıldı? Şöyle bir değerlendirme yapmanızı istesem..

Oldukça zaman geçmişJ  10 yıl sonra Gazete Kadıköy’de tekrar bir röportaj ile bir araya geldiğimiz için oldukça mutluyum, bunu ifade etmek isterim en başta. 10 sene, ecnebilerin deyimiyle bir “decade” (10 yıl), bu her on yılın kendine özgü karakteri olduğu var sayılır ancak bu ne kadar doğru tartışılır. Elbette yalnızca yaşlıların bildiği üzere hayat siyah ve beyazdan ibaret değildirJ Gri alanlar da mevcuttur. Son on yılda darbeden ekonomik krize, depremlerden Covid’e, işgallerden zulümlere ne ararsanız yaşandı ve yaşanıyor maalesef. Bu anlamda çok acılar çekildi ama insanoğlu hamamböceği misali yaşamaya ant içmiş gibi. Bizler de bu sürede var olmaya çalıştık elimizden geldiği kadar. 2014 yılında “Tuzak” albümünü çıkardıktan sonra sizinle röportaj yapmıştık. O yıl, albüm sonrası grup üyeleri grubu bırakınca her şeye sıfırdan başlamak zorunda kaldım. 2015 yılında “Körebe” adında bir solo EP yayımladım, üstüne tekrar grubu oluşturup “Hayalci” EP’sini 2018’de yayımladık ve aktif şekilde konser vermeye başladık tekrardan. Covid geldiğinde artık yapacak bir şey kalmadı. Evde solo olarak kaydettiğim 3 şarkılık “Özüm” EP’si 2020’de çıktı, 2021 senesini ise yine evde kaydettiğim bazı deneysel elektronik denemeleri solo olarak yayımlamakla geçirdim. 2022 senesinde, 2012 yılında Ukrayna Kyiv’de verdiğimiz konserin canlı kaydını Rus işgali sonrası yayımladık. Pandemi etkileri azalmaya başlayınca 2022 yılından itibaren Cemiyette Pişiyorum ile birlikte Babylon konserlerine başladık ve harika bir seyirciyle bu 2024 yazına kadar çok güzel konserler verdik. Umarım bu konserlere devam edeceğiz. Bununla birlikte 2023 yılının Mart ayından itibaren de teklilerimizi yayımlamaya başladık. Biraz kronolojik anlattım ama 10 yılı özetle ancak bu kadar anlatabilirdim. Yoksa sarfedilen her cümle kadar kolay olsa her şey, hayat daha güzel olurdu elbette. :)

“25 YILDIR TAVİZSİZ DEVAM”

- 10 seneki evvelki kadrodan bir tek siz varsınız. Kadro kaç kere ve neden değişti?

Türkiye’de her şey bu kadar zorken çok az dinlenen bir türü 25 yıldır hiç taviz vermeden yapmaya çalışmak çok zor bir şey elbette. Ben de biliyordum elbette çok dinlenen eski bir şarkıyı cover’lamayı. Bunu inanın şikayet etmek için söylemiyorum, ben en başından beri bu işin böyle devam edeceğini biliyordum ancak üretimi kim için ve neden yaptığınız burada önemli olan. Ticaret istiyorsanız pazarda elma satın, şöhret istiyorsanız artık bin bir türlü yolu var, fenomen olmayı, youtuber olmayı deneyin. Müzik üretmek başka bir iş, müzik satmak daha da başka bir iş. Müziği icra etmek iyice ayrı. Kadro kaç kere değişti inanın ben de bilmiyorum ancak genelde sebepler ya ticariydi ya finansaldı ya da tatminsizlikti. Sürekli kendinizden verdiğiniz bir yolda elbette buna dayanamayanlar oldu. Biz 1999 senesinden beri insanların yaratılarının birbiriyle yarıştırıldığı müzik yarışmalarını reddeden bir grubuz, bunun sonuçları olacak elbette. :)

- Bir kişinin sabit kalıp grup üyelerinin sürekli değiştiği bir grup için 25 yıllık demek ne kadar doğru acaba bu durumda? Yani bir grubu grup yapan, içindekiler kim olursa olsun adı mıdır? Yoksa elemanlar değişince grup da değişir mi aslında?  

Bence grubun yapısına ve kaç yıldır var olduğuna bağlı, ülkeden bağımsız. Yani bestelerin nasıl oluştuğuna. Bizler artık old school sayılabileceğimiz ve eskiden beri mali durumu hep -artık var olmayan- “orta direk” ve altı şeklinde devam ettiğimiz için genelde “Hadi arkadaşlar 8 saat stüdyoya giriyoruz bakalım bugün neler çıkacak bizden” şeklinde bir yaklaşıma alışık olmadık hiç. Besteler bana ait olduğu için ben besteleri evdeki kıt yöntemlerle kaydedip gruba sunuyordum. Bu yöntem şimdiye kadar hiç değişmedi. Üç kişilik minimal bir grup olmamız da buna etki etmiştir elbette. The Doors için bu zor olabilirdi veya Pearl Jam için.

- İlk röportajda sormamışım, şimdi sorayım. Grubunuzun adı neden Deli Gömleği? Nasıl bulmuştunuz bu ismi sene ta 99’da?

İsim işi çok zor iş. Eski basçımızla Ankara’da canlı müzik yapılan bir mekanda, sanırım SSK iş hanındaki Inca’da, bir yandan canlı çalan bir grubu dinleyip bir yandan da isim ararken birinden “Deli” olsun çıktı, sonra Deli Gömleği oldu. Bir anlamı yok, sadece o an çıktı ve beğendik.

- 25 senede kaç albüm çıkarıp kaç şarkı yaptınız? Kaç konser vermişsinizdir tahmini?

Valla siz sorunca baktımJ Şimdi ilk kaydımızı kaset formatında bastığımızı da göz önünde bulundurursanız, 8 kayıt şu an streaming hizmeti veren bir şirkette, bunların içinde EP de var albüm de. İşin garibi biz eskiden belki albüm çıkarırız diye kaydettiğimiz “demo” kayıtlar tarihe EP olarak kaldı. Bunun nedeni elbette hiçbir şeyin asla kanıt veya bir referans gerektirmediği dijital dünyaya geçiş. İnanın her şirketin kendine göre albüm veya EP tanımı var. Herhalde halen tam geçiş gerçekleşmedi ya da artık çok az bir topluluk albüm veya EP konseptini ipliyor. Konser de herhalde 150-200 olmuştur diye tahmin ediyorum ama emin de değilim. 2000’lerin başında konser sıklığı daha fazlaydı elbette ama bir yandan da bulanık tabi o günlerJ

“HALEN GERÇEĞİZ”

- Henüz yolun başındayken 2002’de verdiğiniz bir röportajda, olabildiğince amatör kalmak istediğinizi söylüyordunuz. Kalabildiniz mi?

Amatör ifadesi aslında “gerçek” olmakla ilgiliydi. Buna dayanarak halen gerçek olduğumuzu söyleyebilirim. İçimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz, canımız ne isterse onu kaydediyoruz. Kimse bize hâlâ “Aman ha fazla konuşmayın dinlemeler düşmesin” diyemiyor. İnsan başka ne ister ki? İnsan sanatla ilgili olarak istemediği bir şeyi zorla yaparsa ne anlamı kalır ki? Doğada sanat diye bir şey yok, sen yaratıyorsun onu, e bari onu yaparken zorla yapma değil mi?

- “Ben en başından beri Deli Gömleği’ni popüler rock piyasasına sokmayacağım diyerek yola çıktım, hala da aynı yolda ilerliyorum.”demiştiniz. Bu kararlılığınız devam mı?

Çok acı ama eleştirdiğimiz o popüler rock piyasası da kalmadı. Müzik şirketlerindeki o popüler rock listelerini dinleyin anlayacaksınız. Gitar sesi duymakta zorlanıyorum şahsen ben. İstisna arkadaşlar var elbette ama onlar da o listelerde değilJ

- Albüm tanıtım bülteninin başlığı “Deli Gömleği’nin veda şarkısı”. Bunu okuyunca dağılıyorsunuz sanmıştım ama öyle değil. Neden ‘Hoşçakal’ diyorsunuz dinleyiciye?

Aslında biraz geyik olsun diye öyle yazmıştık. Geçen sene babamı kaybettim, bu şarkıyı ona yazdım. Ona veda şarkımdır.

- Bu sene bir tekli daha çıkaracaksınız. Tarihi, adı belli mi?

Evet, EP’nin adı “Rüya” olacak. Geçtiğimiz sene hem konserler hem de kayıtlar açısından oldukça aktif geçti. Bir yandan özel hayatlarımız açısından bir sürü şey oldu. Bunca şeyin arasında müziğe tutunup bir yandan hayatta kalmaya çalıştık. Tekli durumları malum, bazı değerler ve işleyiş biçimleri değişti. Ancak 2023 yılı çok yorucu geçti bizim için. Aslında tekli yapıp devam etmek daha kolay olur diye düşünmüştüm ama bence albüm yapmaktan daha yorucu çünkü yarattığınız her şeyi ayrı ayrı düşünmeniz gerekiyor. Nedense bir EP veya albüm olarak düşünmek daha kolay geliyor bize. O yüzden şu anda miks aşamasında olan son teklimizi de bitirip geçen seneki teklilerimizle beraber “Rüya”yı bir EP olarak tarihe bırakmak istiyorum. Bu aralar, sanırım 2024 yazı bitene kadar sürecek bu süreç, önümüzdeki yılın şarkılarının demolarını kaydediyorum, büyük konuşmayayım ama bunlar kesinlikle tekli olmayacak ona karar verdim.

- Konserler nasıl gidiyor?

En son geçtiğimiz Mayıs ayında Adana ve Bursa’da çaldık. Adana’da ilk kez Bursa’da ise ikinci kez çaldık. İkisi de çok eğlenceliydi, umarız tekrar gideceğiz. Önümüzde 1 Eylül’de Küçükçiftlik’te düzenlenecek Punk Riot Day festivali var. Onun dışında sonbahar için birkaç konser daha olur muhtemelen şimdilik net değil sonbahar.
- Bu ekonomik krizde seyirci gelebiliyor mu sizi dinlemeye?

Maalesef herkes ve her alan bu ekonomik krizden etkileniyor. İnsanlar ne yapacağını şaşırmış durumda. Her konserde inanın bir sürü mesaj geliyor bu konuyla ilgili. Elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz ama durumun ana nedeni belliyken bizim yapabileceklerimizin çok da anlamı yok.

- 25. yaşınızda yapmak istediğiniz özel bir konser gibi bir hayaliniz varsa paylaşır mısınız?

10, 15, 20 derken artık sadece devam edebilmek bile iyi hissettiriyorJ Bu açıdan, müzik yapmaya devam edip bunları insanlarla paylaşmaya devam edebilirsek, konserlerde hep birlikte atlayıp zıplayıp güzel anlar yaşamaya devam edebilirsek bizler hayatlarımıza bir anlam katmış olacağız. Bizi son dönemde en çok sevindiren şey genç kitlenin konserlerimize muazzam katılımı oldu. Bunu görmek çok güzel, her şeye rağmen bazılarının kafası hâlâ açık.

- Hala Kadıköyde misiniz? Aradan geçen zamanda Kadıköy’ün müzik ortamına dair gözlemleriniz neler oldu?

Evet, Kadıköy’deyim. Gezi sonrası değişen kültür ve mahalle yapısından elbette müzik ve sokak da etkilendi ancak bizler halen Kadıköy’de müzik yapmaya ve takılmaya devam ediyoruz.

- Epey konuştuk. Başkaca eklemek istediğiniz var mı?

Çok teşekkür ederim röportaj için. 10 yıl sonra tekrar muhabbet etmek çok güzel oldu. Umarım 30. yılda da tekrar bu şansı buluruz.

 


ARŞİV