Kadıköy'de 30 yıldır ciltçilik yapan Doğan Ülgenci "Bir cilt, kötü bile olsa kitaba ortalama 20 yıl ömür kazandırır’’ diyor
Kadir İNCESU
Ciltçilik bir zamanların gözde mesleğiydi. Herkesin mutlaka ciltleteceği bir şeyleri olurdu. 80’li yıllardaki fasikül fasikül verilen ansiklopedileri pek kimse hatırlamaz. Her hafta düzenli olarak alınan fasiküller, özenle ciltlettirilir ve evin en özel ve güzel köşesinde kendisine yer bulurdu.
Doğan Ülgenci, 30 yıldır Kadıköy’de ciltçilik yapıyor. Ortaokul yıllarında elişi dersinde öğrendiği kadarıyla kendi kitap ve dergilerini korumak amacıyla başlamış ciltçiliğe…
Bir dönem tarih öğretmenliği de yapan Ülgenci, tam 30 yıldır yapmak istediği işi yapıyor. Hep, ilk günkü istek ve coşku ile… Cep telefonu kullanmıyor, web sitesi ve e-postası da yok. 1970'li yıllardan beri Kadıköy'de yaşayan Ülgenci, Sultanahmet'te Osman Amcadan ciltçiliğin püf noktalarını öğrendikten sonra 1988'de Akmar Pasajı'nda bir arkadaşının yanında başladığı mesleğini, 1994 yılından itibaren de Mühürdar’da sürdürüyor.
Doğan Usta, dumanı üzerinde iki bardak çay getiriyor ve başlıyor mesleğinin inceliklerini anlatmaya: “Ciltte; cilt bezi, mukavva, cilde uygun düşecek renkte ve desende değişik kâğıtlar, bazılarında ebru, deri kullanıyoruz. Malzemeler isteğe ve ciltlenen kitaba verilen değere göre değişiyor.”
Kimilerine basit gelebilir, ancak bir kitabın ciltlenmesi için 30 işlemden geçmesi gerekiyor. Doğan Usta bu süreci şöyle anlatıyor: “Kitabımız forma forma ayrılır, eski dikişleri varsa açılır, tutkal artıklarından ve fazlalıklarından temizlenir, gerekiyorsa onarım yapılır, istenirse kapak cilt içinde de kullanılır. İşlem basamağı 30 kalemdir. İş tezgâhımız yüzlerce yıl kullanılan şekildedir. Her usta kendisine göre ayarlar. Kınnap ile belirlenen dikiş aralığına göre kitap dikilir. Sonraki süreçte yan kâğıdı hazırlanır. Mukavvası ve cilt için tercih edilen malzemeye göre kapağı da hazırlanır. Kapak üzerine de istenen yazı yazılır.”
KİTAPTA "KULLAN-AT" OLMAZ
Genelde kütüphaneciler ve koleksiyoncuların cilt yaptırdığını; kitapların yanı sıra dergi ve kitap eklerinin de ciltletildiğini belirtiyor ve ekliyor: “Bugünlerde bir meraklı mizah dergileri, başka birisi de bir gazetenin kitap ekini getirdi ciltletmek için… Basılı olarak ciltlemediğim hiç bir kitap yok. RedKit'den, gazetelerin kitap ekine, el yazması kitaplardan yeni çıkmış kitaplara kadar her şey ciltletiliyor. Değişen şey ne? Eski kitaplar; formalı, dikilebilen, bu nedenle de daha uzun dayanabilen, daha kullanışlı, hatta daha kaliteli kâğıttandı. Ama bugün her şey çok değişti; artık kullan at düşüncesiyle yaklaşıyor insanlar kitaba... Bu durum da hem bizim işimize yansıyor, hem de cilt yaptıran insan tipi değişmeye başlıyor.
Yüksek öğrenim görmüş insanlar ömrü hayatlarında sadece tezlerini ciltletmiş oluyorlar. Ciltle ilgili bildikleri tek şey bu. Onun dışında bir şey bilmiyorlar. Çünkü saklama, koruma, biriktirme, sonraki kuşaklara aktarma düşüncesi de olmuyor. Sonuçta kitap da bir kültür varlığı, içeriği ne olursa olsun. O aktarımda bir zayıflama, yozlaşma var. Piyasacılık egemen olduğu için bu durum böyle... Artık cilt işi yaptırmaya daha çok orta yaş ve üzeri kesim geliyor.”
"KORUMA FİKRİ AZALIYOR’’
Doğan usta, matbu olarak ciltlediği en eski kitabın 1700'lerin başına ait Latince bir kitap olduğunu, ciltletilen kitap ve dergilerin dönem dönem farklılıklar gösterdiğini ifade ediyor: "80'li yıllarda ansiklopedi furyası vardı; fasiküller biriktirilirdi. Hazır cilt kapakları da satılırdı. Enflasyona rağmen işlerimiz iyiydi. Son 7-8 yılda işlerde bayağı bir düşme var. Eskiden sahafiye denilen kitaplar ciltletilirdi. Şimdi ise daha çok ne bulursa toplayanlar ciltletiyor. Kitap baskısı çoğalıyor fakat nitelik de bu duruma paralel gitmiyor." Doğan Usta, ciltçiliğin dünyanın hemen hemen her yerinde aynı şekilde yapıldığını, her geçen gün azaldığını belirtiyor. Azalma nedeniyle mesleğin geliştirilmesi ve daha üst gelir gruplarına hitap edilmesi gerektiğine de dikkat çekerek "Biz melez bir ciltçilik yapıyoruz. Olması gereken, geleneksel ciltçilik ise elyazmaları için yapılan ciltçilik anlamına geliyor. Melez ciltçilik, zengin sınıflar ile alt gelir grubunun bileşkesinde buluşan bir türdür. Fiyat ve yapılma tekniği olarak ortada bir yerde duruyor. Türkiye’de çok iyi ve pahalı cilt yapanlar var. Bizim gibi orta karar cilt yapanlar gibi bizden daha kötü yapanlar da var. Fakat en kötü bir cilt kitaba, kötü bile olsa ortalama 20 yıl ömür kazandırır. Bir şeyi korumak istiyorsanız, cilt önemlidir. Ama gittikçe koruma fikri azalıyor" şeklinde konuşuyor.
“CİLTÇİLİK AZALIR AMA BİTMEZ’’
Doğan Usta 30 yıldır yaşadığı Caferağa’ya dair şunları söylüyor; "Bölgemizde esnaf, zanaatkâr kalmadı. Nüfus da kalmadı. Yeme içme kültürü her şeyin önüne geçti. Kadıköy'ün nüfus bileşimi değişti. Dışarıdan günü birlik gelenler buradaki hayata hakim oldular. Bu durumun olumlu olduğu kadar olumsuz yanları da var. Eskiden buraya gelenlerle burada yaşayanlar arasında irtibat vardı ama şimdi etkileşim kalmadı. Dayanabildiğimiz kadar bu işi yapacağım. Bizden sonra bu iş ne kadar sürer bilemiyorum. Bu işin tamamen bitme ihtimali de yok. Azalır ama bitmez."
Mücellit Cilt Evi, Mühürdar Caddesi No: 74/1