Bülent Ortaçgil’in hayatına ve müziğine dair merak edilenlerin yer aldığı ve Mahmut Çınar’ın kaleme aldığı, “Bu Su Hiç Durmaz” kitabı İnkılâp Kitabevi tarafından geçen ay yayımlandı.
Kadıköy’ün yeni eğlence mekânlarından mecra’nın “Misafir Odası” adını verdiği etkinlik dizisinin geçen haftaki konuğu da kitabın yazarı Mahmut Çınar ve ilham kaynağı Bülent Ortaçgil oldu.
Birgün editörü Burak Abatay ve Habertürk muhabiri Ece Ulusum’un moderatörlüğünü üstlendiği etkinlik kitabın ortaya çıkış hikâyesiyle başladı. Kitap fikri Ortaçgil hayranı akademisyen Mahmut Çınar’ın yoğun isteği ve ısrarıyla ortaya çıkmış. Tarih 2015, yer Bozburun. Mahmut Çınar fikri oluşturduktan sonra Ortaçgil’in kapısını çalıyor ve ilk konuşmaları şöyle gerçekleşiyor:
Mahmut Çınar: “Bir kitap sanıyorum yani… Sizle uzun konuşmak, bir nehir söyleşi yapmak istiyorum”
Bülent Ortaçgil: “Kim okuyacak ki?
Böyle kendiliğinden doğan bir kitaptan bahsediyoruz. Kitapta Ortaçgil’in şarkıları yazma hikâyesinden, ailesine; Sezen Aksu, Yekta Kopan gibi isimlerin kendisi hakkında yazdıklarından, yaşamından fotoğraflara kadar birçok öykü yer alıyor.
“MAHMUT’UN SAMİMİYETİNE İNANDIM”
Ortaçgil, Kadıköy’de gerçekleşen söyleşiye, ilk tanıdığı insanlara karşı kapalı olduğunu söyleyerek başlıyor, “İnsanlar ciddi bir iş yapmak istiyorlarsa sansürüm kalmıyor. Söylediğim şeylerin ciddiyetinin, güzelliğinin farkındayım ama insanlar merak etmiyorlar gibi düşünüyorum. Mahmut’un samimiyetine ve bilgisine inanınca gönüllü oldum. 5-6 ay sürekli konuştuk ve sonunda bu kitap ortaya çıktı.” diyor.
Söyleşi başlar başlamaz konu şarkılara geliyor. Şarkıların umutla ilişkisine dair bir soruya Ortaçgil, “Ben iyimser bir adamım. İnsanları etkilemek esas noktam. O andaki içtenliğimi şarkıya dökmek istiyorum. Düşünsel tutarlılığım olmasa da samimiyetim tartışılmaz.” diye cevap veriyor.
“TÜRKİYE’DE DİNLEYİCİ TUTUCU”
Müzisyenler, başkalarının şarkılarını söylese dahi kendini katmasının öneminden bahseden Ortaçgil şöyle devam ediyor: “Teoman’ın Paramparça şarkısını paramparça ederek söyledim. Acayip hoşlandım. Konserlerde çok zorlandım ama. Teoman fanları kabul etmediler. Türkiye’de müzik dinleyicisi çok tutucu, yeniye hazır değiller. Ahmet Kaya’nın Mahur Beste’si mesela. Normalde farklı ekolleriz, şarkıya yakın hissettim ‘yapabilirim’ dedim ve yaptım. Ahmet Kaya ekolü beğenmemiş olabilir ama bence çok başarılıydı.”
“ANTİKA ADAMIM, ANTİ-KAHRAMAN OLABİLİRİM”
Kendisi gayet mütevazi de olsa birçok kişi onu kahraman olarak görüyor. Ortaçgil ise kendisinin ancak bir anti-kahraman olabileceğini söylüyor ve ekliyor: “İnsanların lideri olmaktan da ikna etmekten de nefret ediyorum. Antika bir adamım ama bir sürü insan için de kahramanım anlaşılan.” Her şeyi kendince var etmeye çalışan bir adam karşımızdaki. Ciddiyeti hakkında gelen bir soruyu da “Aslında ben kahkahayla ünlüyüm. Kahkahalarım gittikçe azaldı, hatta fotoğraflarda hiç gülemem. Sahne profesyonelliğim hiç yoktur. Eskiden televizyonlara çıktığımda ertesi gün evden çıkamazdım.” şeklinde karşılık veriyor. Kitabın kapağında da Ortaçgil’in güldüğü bir fotoğraf yer alıyor. Fotoğraf Depo Photos’dan Abdurrahman Antakyalı’ya ait.
Bülent Ortaçgil çok fazla televizyonlara çıkan, gazetelere konuşan, röportaj veren biri değil. Durum böyle olunca söyleşi müzik dışına da taşıyor. Ortaçgil uzun yıllardır Bozburun’da yaşıyor. Ona göre nedeni, “Hala keşfedilmemiş bir yer olması.”
“ZOR ZAMANLAR AVANTAJLIDIR”
Söyleşi sona ermeye yakın günümüz müziğine söz geliyor. Ortaçgil çok fazla takip edemediğini eklerken umudunu gizlemiyor: “Benim gençliğimi yaşadığım yıllarla bugün arasında açık bir fırsat farkı var. İnsanlara ulaşmak çok kolay. Bir yol bulunacaktır. İnternet gibi bir şey var. Gençler müzik yaptıkları için belki tutuklanacak ama müzik devam edecek. Zor zamanlar, aslında sanat açısından avantajlı zamanlardır.”
NE DEDİLER?
Yekta Kopan, Ortaçgil müziğini “Zamanı avucumun içine almak istediğim her anda, bir başka Bülent Ortaçgil albümüne sığındım” diye anlatırken Jehan Barbur, “Bugün albüm yapıyorsam, müzisyensem eğer, Bülent Ortaçgil’in yardımı, desteği ve bana duyduğu inancı sebebiyledir.” diye yazıyor. Belki de Ortaçgil’i en iyi anlatanlardan biri de Sezen Aksu, “Bülent farklıdır… Onun gibi kaç kişi daha sayabilirim bilmiyorum. Kendisi de şarkısı da onay beklemez, alkış beklemez, fark edilmek için çırpınmaz…”