Kadıköy Belediyesi Alan Kadıköy, ressam Alev Özas’ın geçtiğimiz yıl Cumhuriyetimizin 100. yılı için yaptığı Dev İstanbul resmine ev sahipliği yapacak. 50 metre genişliğinde 3 metre yüksekliğindeki resim, Guinness Rekorlar Kitabı’na ‘100 günde tek parça tuval üzerine dünyada yapılmış en büyük yağlı boya metropol resmi’ kategorisinde aday ve rekor tescili için süreç devam ediyor. İlk kez Alan Kadıköy’de sergilenecek olan “Dev İstanbul” sergisinin açılışı 23 Kasım’da yapılacak. 8 Aralık’a kadar açık kalacak sergi öncesi Alev Özas ile konuştuk.
“ATATÜRK’Ü YANIMDA HİSSETTİM”
Alan Kadıköy’de sergilenecek “Dev İstanbul” eseri Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına armağan. Eseri yaratma süreci nasıldı?
Bu fikir uzun zamandır aklımdaydı ve her ressam gibi ben de büyük resim yapmayı çok seviyorum. Daha önce üç, dört ve yedi metrelik işler yaptım. Ama bu ebatta daha önce çalışmamıştım. Dostlarımla konuşurken “Kaç metreye kadar yapabilirsin?” 20 metre 30 metre derken “50 metreye kadar yaparım.” dedim. Aslında bir iddia ile başladı diyebiliriz. ‘Bezi nasıl bulacağız?’ diye düşündük. Çünkü tek parça olmasını orijinal olmasını istiyorduk. Eşim ve danışmanım Fatih Nalbantoğlu bir fabrikaya gitti, aslında ilk süreç o bezi bulmakla başladı.
Ardından ‘Bu resmi nerede yapacağız?’ diye düşünmeye başladık. Ataşehir Watergarden’ın o dönemdeki müdürü Ali Küçükada bize orayı ayarladı. Öncesinde kendi atölyemde 90 santim, 90 santim tüm İstanbul’un desenini çizdim. Tabii atölyede de tamamını göremedim, Watergarden’a götürdüğüm zaman gördüm.
Her şey bitince de çok korktum, kendimden çok korktum. Bir kişi bile yardım edemedi bana yasaktı, sadece benim yapmam gerekiyordu. O son fırça darbesinde çok duygulandım. İstedim ki Atatürk’ün sesi olsun, onun sesiyle imza atayım. Bir taraftan kalbim heyecanla çarpıyordu, ilk defa ellerim titredi imzayı atarken, sanki Atatürk’ü yanımda hissettim.
Eseri yaparken sizi en çok ne zorladı? En keyif aldığınız zamanı da hatırlıyor musunuz?
Beni sıcaklık çok zorladı, amacım 29 Ekim’de bitirmekti ve renklendirmem için 100 günlük bir zamanım vardı ama ben 98 günde tamamladım. O üç aylık süreçte neredeyse yemeden içmeden çalıştım. En çok keyif aldığım an ise gökyüzünü boyadığım zamandı.
İSTANBUL’DA AKŞAM ÜSTÜ
Dev İstanbul’da günün hangi saatini ve nereleri görüyoruz? Sizin İstanbul’unuz neresi?
Bence akşam üstü çünkü ışık Sarayburnu’ndan vuruyor ve Dolmabahçe’ye doğru kararıyor. İstanbul’u sahilden görüyoruz. Ben sahil çocuğuyum. İsteğim tüm tarihi noktaları görmekti. Ayasofya’yı, Süleymaniye’yi, Sultanahmet’i, Galata’yı, Dolmabahçe ve Topkapı Sarayı’nı görüyorum. Dev İstanbul’da Avrupa Yakası’nı, Suriçi’ni görüyorum.
Eser için İstanbul keşfi yaptınız mı?
Ben İstanbulluyum, kökenim burası. İstanbul’un köylüsüyüm biz Emirganlıyız. O yüzden her yerini karış karış biliyorum, Anadolu ve Avrupa Yakası’nda da oturdum. Keşif yapmadım, internetten de araştırmadım. Feshane’deki kitaplardan araştırmamı yaptım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi yayınlarından.
Kadıköy Belediyesi ile yollarınız nasıl kesişti? Dev İstanbul’un Alan Kadıköy’de sergilenme süreci nasıl ilerledi?
Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı ile iletişime geçtik. Resmi bir türlü sergileyemediğimizi söyledik. Mesut Başkan birkaç dakika düşündü ve Alan Kadıköy’de olur dedi. Hemen Kültür Müdürlüğü’nden Ömür Kurt ve Can Bey de geldi ve toplantı yaptık. Mesut Başkan ‘Dışarda olmasın ama size burayı tahsis edelim.’ dedi. O an bir mutluluk doldu içime. Bir senedir sergilenmesini bekliyordum.
Dev İstanbul, Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeye adaydı? Süreç nasıl ilerliyor?
Başvuru yapıldı, bir ekip geldi artık bekliyoruz. Süreç uzun sürüyor. Benim gibi tek parça çalışan yok. Daha önce tek parça olmayan bezle bir stadyum kadar resim yapılmış, hafif soyut olarak plastik boya ile çalışılmış. Ben yağlı boya ile çalıştım, kontrolu çok zordur onun. iyi korunursa 500 yıl kalır.
500 yıl iyi korunursa sağlam kalır dediniz, hayalinizde kalıcı olarak sergilenmesini istediğiniz bir yer var mı?
Özel sektöre başvuruda bulunmadım, belediyeye, devlete gittim. Bizim insanımız olsun dedim, bizim kurumlarımız, keşke bir müze de olsa. Düşününce daimi olarak İstanbul Modern’de olmasını isterdim.
Kadıköy’ün size ve sanatınıza nasıl bir etkisi var.
Dediğim gibi ben Emirganlıyım, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim İş Öğretmenliği bölümünden mezunum. Üniversitem Kadıköy’deydi yıllarca Moda’da oturdum. Bütün gençliğim Kadıköy’de geçti. En özgür ve en rahat olduğum dönemdi. Kadıköy’de genç olmak ayrıcalıktı. O zaman çok fazla kırtasiye vardı. Kırtasiyeler ve kitapçılar benim ilgi alanım. Gençlik deyince aklıma Moda’da yürümek, kitap okumak ve bir kafede oturmak geliyor. Zaman içinde Kuyubaşı, Göztepe, Kozyatağı’nda oturdum ve Kadıköy’den ayrıldım. Kadıköy’e her geldiğimde mutlaka ‘tekrar buraya mı taşınsam’ diye düşünüyorum.