Doğan Kuban'dan İSTANBUL Bir Kent Tarihi

İlk yerleşimlerin 8000 yıl öncesine uzandığı, 1.600 yıl kesintisiz olarak Doğu Akdeniz'in siyasi, ekonomik ve kültürel başkenti olan bu kadim kentin tarihi 600 sayfalık bir kitapta...

02 Şubat 2011 - 15:21

Gazete Kadıköy’e zaman zaman çeşitli yayınevleri kitaplar gönderir, bizde her kitap geldiğinde büyük bir merak ve heyecanla yayınevlerinin gönderdiği kitapları açar, gönderilen kitapların gazetede daha çok kimin ilgi alanına girdiğine bakar ve haftaya çıkacak sayıda kitapla ilgili bir yer ayırırız. Yerel bir gazete olduğumuz için gönderilen yayın kent tarihi ile ilgili olduğu zaman bizim için daha da heyecanlı bir durum oluşur. Böylesi zamanlarda ilk yaptığımız iş, hemen Kadıköy ile ilgili kısımlara bakıp bizim için araştırma konusu olabilecek ya da Kadıköylüler’le paylaşılabilecek bir konunun olup olmadığına bakmak olur. Gazeteye gelen bütün kitaplar elden ele dolaşır okunmak için Kadıköy sokaklarında, evlerinde, kafelerinde dolanır ve sonra gazetenin kütüphanesindeki yerini alır. Geçtiğimiz hafta gazete büromuza gelen kütleli bir kitap yine benzer bir heyecan yarattı. Büroda ortalıkta sahipsiz duran birçok şeyin uzun tartışmalara yol açtığı çeşitli olaylar olmuştu, ama bu durum biraz farklıydı. Semra Çelebi arkadaşımız Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan Doğan Kuban’ın kitabını talep etmiş ve yayınevi de büyük bir nezaketle bitabı bizlere iletmişti. Kitabın hem Doğan Kuban’dan oluşu hem de İstanbul Kent tarihi içerikli oluşu bizim için çok önemliydi. Biz da Kadıköy ile ilgili kısımlara baktıktan sonra kitapla ilgili notlar aldık ve sizinle paylaşmak istedik.
Doğan Kuban'ın onlarca yıllık birikimiyle kaleme aldığı İstanbul: Bir Kent Tarihi'nin, genişletilmiş yeni baskısı 370'i aşkın fotoğraf, gravür, plan, harita, çizim ve belge ile meraklı ve renkli bir geçmişin kapısını açıyor. Özenle hazırlanmış baskısının yanında fotoğraf ve çizimlerle desteklenmiş kitap yeni buluntularla tarihinin bilinenden daha da eskilere dayandığını öğrendiğimiz İstanbul’un arkeolojik, sanat tarihi, mimari ve kentleşme gözüyle hikâyesini 30 yıllık bir çalışmanın ürünü olarak anlatıyor. İlk kuruluşundan bugüne kalan eserlerinin izini sürerek oluşturulan eseri Doğan Kuban, “İstanbul’un çeşitli dönemlerini ele alarak sunma çabası” olarak tanımlıyor. Metinde, kentin topografyası, tarihi ve anıtları üzerinde yapılan yeni araştırmalara yer vermekle birlikte, asıl amacının İstanbul’un tarihsel imgesini fiziksel, toplumsal ve kültürel çerçevede tanıtmak olarak tanımlayan Kuban “Kentin topografyasıyla ilgili yeni ilkeler ortaya koymaya değil, son derece güzel ve büyüleyici bir doğal çevrede kurulmuş olan bu dünyanın en uzun ömürlü kentlerinden birinde yaşanan eşsiz deneyimin koşullarını anlatmaya çalıştım” diyor.
“Depremler, yangınlar, savaşlar ve yenileme girişimleri gibi sayısız doğal ya da insanın açtığı afetler, Yunan, Helenistik, Roma, Bizans ve Türk mimari örnekleriyle sanat yapıtlarının küllerin ve toprağın altına gömmüş hatta bazen anılarını da ortadan kaldırmıştır” diyor Kuban. Öyleyse yapılması gereken yaşadığımız kentin altında binlerce yıl öncesinin şehirlerinin kalıntılarının olduğunu bilmenin verdiği heyecan bir araştırma dürtüsüne de vesile olur. İstanbul kent tarihinin izlerini taşıyan her eser sadece bize sadece kendisi ile ilgili ipuçları sunmaz aynı zamanda eserin çevresi ile olan insansal bağlantılarının da izlerini sunar. Kuban kentsel tarih çalışmalarının bütünsel bir bakış açısı ile ele alınmasını vurgularken şöyle diyor: “Eğer bir kentsel tarih, insanın acılarını, etkinliklerini, görkemin, boyutların ve kentsel törenlerin bütün biçimlerinin insanda uyandırdığı duyguları göz ardı ederse, klinik bir anlatıdan öteye geçemez.”
Bu tarz kentsel tarih çalışmalarının özendirilmesi ve yayınlanmayı ve araştırılmayı bekleyen bir çok konu için yol açıcı bir örnek olan kitap birçok araştırmacı için özellikle Bizans dönemiyle ilgili bilgi edinilebilecek bir kaynak kitap olma özelliği sağlıyor. Kitabın öncelikle yabancı okurlar için hazırlanmış İngilizce baskısı ise İstanbul’a araştırmacı gözle bakan yerel bir kaynak olma özelliği taşıyor.

BU SORULARI CEVAP BULABİLİRSİNİZ

Kitapta cevabını bulacağınız bazı sorular:
Tarih öncesi ilk sakinler buranın coğrafyasının hangi benzersiz niteliklerinin çekimine kapılmıştı? Roma imparatorları niçin burayı imparatorluklarının yeni ve doğal başkenti kabul ederek imar etmişlerdi? Paganlık, Hıristiyanlık ve Müslümanlık farklı dönemlerde kentin şekillenmesini nasıl etkilemişti? Latin işgali kentten neler alıp götürmüş, kentte ne izler bırakmıştı? Kentin pek çok anıtı tarih içinde yok olur ya da yeniden inşa edilirken hangi ögeleri neredeyse değişmeden kalmıştı? 27 yüzyıl boyunca kentin sınırlarını da belirleyen surlar ne zaman bu işlevlerini yitirmişti? Nüfus artışı ve su ne zamandır İstanbul'un başlıca sorunlarıydı? İmparatorlar, kumandanlar ve alimler dışında, kentin sakinleri kimler olmuştu?
Osmanlı eski İstanbul'u 20. yüzyılda mı tarihe karışmıştı, yoksa daha önce mi? 20. yüzyılda dünya değişirken İstanbul bundan nasıl etkilenmişti?
İstanbul: Bir Kent Tarihi bu sorulara ve daha pek çoğuna, usta bir kalemin yazdığı uzun ve renkli bir öyküyle cevap veriyor.

-İstanbul-Bir Kent Tarihi
Doğan Kuban
Çeviren: Zeynep Rona
Türkiye İş Bankası Yayınları

Ulaş YILMAZ
 


ARŞİV