DÜNYA TİYATRO GÜNÜ: “Kendimizi yalnız hissediyoruz”

Dünya Tiyatro Günü’nde Kadıköy Tiyatroları Platformu’ndan Nevzat Süs ile konuştuk. Süs, “Kendimizi yalnız hissediyoruz. Tiyatrolar, kendi başına terk edilmiş durumda” diyor

28 Mart 2022 - 11:00

27 Mart Dünya Tiyatro Günü, 1961 yılında UNESCO tarafından kurulan Uluslararası Tiyatrolar Birliği tarafından ilan edildi. Dünya çapında tiyatrocular, sanatseverler tarafından kutlanıyor. 

Türkiye’de ise kutlamadan ziyade daha buruk bir Dünya Tiyatro Günü geçiyor. Özellikle Moda Sahnesi’ne gelen 20 bin TL’lik elektrik faturası sonrası elektriklerin kesilmesi, ekonomik krizde tiyatroların neler yaşadığını çarpıcı şekilde ortaya koyuyor. Tiyatrolar pandemide zaten zor günler geçirmişken üzerine gelen ağır ekonomik krizle ancak açık kalmaya çabalıyor. Tiyatrocular bu durumun yanında kamu otoritesinden de gerekli desteği bulamadıklarını söylüyor. 

 EN ÖNEMLİ SORUN EKONOMİK KRİZ

Kadıköy Tiyatroları Platformu’ndan Nevzat Süs, en önemli sorun olan ekonomik krizden bahsederek konuşmasına başlıyor: “Ekonomik kriz, bütün tiyatroları vurmuş durumda. Biz bilet fiyatlarını arttırmadık ama ödediğimiz kiralar arttı, iki katına çıktı. Elektrik giderlerini, diğer faturaları düşündüğümüzde sadece Türkiye’de doğru düzgün sanat yapma ihtimali kalmamaya başlıyor. Biz sadece seyircilerden gelir elde edebiliyoruz. Ekstra sponsorluklarımız yok. Sadece bilet geliriyle tiyatro ayakta kalıyor. Bir diğer yandan alım gücü de düştüğü için seyirciye yansımaya başladı. Onlar da kriz nedeniyle imtina ediyor.”

“Bu durumu sübvanse edecek herhangi bir şeyimiz yok” diyen Süs, tiyatrocuların özlük hakları, çalışma şartlarıyla ilgili de şunları söylüyor: “Tiyatro zaten meslek olarak sayılmıyor. Bunun mesleki yeterliliğinin oluşması gerekiyor. Sigortalı çalıştığınız zaman o sigorta sanatçı sigortası olmuyor. Tiyatrocular asgari ücretten sigortalanıyor. Herhangi bir çalışan olarak. Yıpranma paylarından da yararlanamıyoruz. Gazeteciler gibi gece de çalıştığımız için gündüz prova yapıyoruz, bir ton yıpranma gerçekleşiyor. Özlük haklarımız diye bir durum yok. Ödenekli oyuncular ise devlet memuru statüsünde çalışıyorlar. Bizler standart bir işçi gibi emekli oluyoruz. Fakat tüm bunlar için çalışmalar yapıyoruz.”

 “KENDİ BAŞIMIZA KALDIK”

Süs, son 5-6 yıldır Kadıköy’ü bir tiyatro vahasına çevirdiklerini söylerken, “Pandemi dönemini düşündüğümüzde, sadece Kadıköy’de değil tüm Türkiye’de kapanan tiyatrolar oldu. Bazı arkadaşlarımız mesleği bırakmak, ailelerinin yanına taşınma zorunda kaldı. Bu yıl etkinliklerimizi, festivallerimizi yapamaz duruma geldik. Kendi başımıza kaldık.” dedi.

“Kendimizi yalnız hissediyoruz” diyen Süs, sözlerini şöyle noktaladı: “Tiyatrolar her yerde kendi başına terk edilmiş durumda. Kamunun desteğinin olmadığı, kimsenin destek olmadığı bir düzlemdeyiz. Kendi başımıza ayakta kalmaya çalışıyoruz. Kendi oyunlarımızla uğraşırken bir yandan da toplumsal meselelerle uğraşmaya çalışıyoruz. Biz bugünü kendi içimizde kutluyoruz. Fakat bu kamuyla beraber gerçekleşen bir şey. Kırgınız ve yalnızız ama biz bu yalnızlıktan çıkarız. Tiyatro 2 bin 500, 3 bin yıldır süren bir sanat. Bu yalnızlığı da biz aşarız. Hiç kimse olmasa da sokakta, parkta oynarız yine yaparız.”


ARŞİV