Edebiyatımızın unutulmayan kadınları

Edebiyat Hayatından Hatırlatmalar sayfamızda yer verdiğimiz ve edebiyatımızın unutulmayan kadın yazar ve şairlerinden küçük bir seçki hazırladık

07 Mart 2024 - 13:37

FATMA ALİYE TOPUZ (9 Ekim 1862- 13 Temmuz 1936)

İlk kadın felsefecimiz olan Fatma Aliye Topuz, yazmaya Fransızca'dan yaptığı çevirilerle başladı. İlk çevirisi Georges Ohnet'nin Volonte adlı romanıdır. O dönemde edebiyatla uğraşmak kadınlar için hoş karşılanmadığından, çevirisi Meram adı ve ‘Bir Hanım’ imzasıyla yayımlandı. Birçok makalesi, ‘Mütercime-i Meram’ adıyla yayımlandı. Kahramanları kadın olan öyküler ve romanlar yazdı. Romanlarında zaman zaman toplumsal sorunları ele aldı, felsefeye yer verdi. Fatma Aliye Hanım, düşünceleri ve yaşam biçimiyle ilk kadın hakları savunucularından ve bilinen ilk resmi kadın derneği Cemiyet-i İmdadiyye'nin de (1908) kurucusuydu. 

SUAT DERVİŞ (1901- 23 Temmuz 1972)

Edebiyatımızın biraz gölgede kalmış kadın yazarı Suat Derviş,1901’de İstanbul’da doğdu. 1920 yılından itibaren imzası gazete ve dergilerde görülmeye başlandı. 1921’de Yeni Şark gazetesinin Berlin muhabiri oldu ve gazetecilik kariyerine başladı. 1930-33 yılları arasında Almanya’da roman, öykü ve makaleleriyle büyük başarılar elde etti. Eserleri neredeyse tüm Avrupa dillerine çevrildi. 1944 komünist tevkifatı sonrasında eserlerini yayımlatmak konusunda zorlanmaya, farklı takma adlar kullanmaya başladı. 1972’de hayata gözlerini yumduğunda ardında elliye yakın roman, üç yüzü aşkın öykü, sayısız çeviri, değerli röportaj ve söyleşi dizileri bıraktı.

SEVGİ SOYSAL (30 Eylül 1936 – 22 Kasım 1976)

Sevgi Soysal, ilk öykülerini 1960 ile 1961 tarihlerinde Ankara Radyosu’nda çalışırken yazdı.1961’de Ankara Meydan Sahnesi’nde Haldun Dormen’in yönettiği “Zafer Madalyası” adlı oyunda tek kadın rolünü oynadı. İlk öykü kitabı “Tutkulu Perçem”, 1962 yılında yayımlandı.  Kadın-erkek ilişkisi ve evlilik temasını işlediği ilk romanı “Yürümek”le TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülü’nü kazandı.12 Mart dönemi, Sevgi Soysal’ın hayatı ve yazarlığı üzerinde derin izler bırakan bir dönem oldu. Uzun yıllar cezaevlerinde kaldı. Yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle son romanı “Hoşgeldin Ölüm”ü tamamlayamadan 22 Kasım 1976’da İstanbul’da 40 yaşında öldü. 

NEZİHE MERİÇ (1925- 18 Ağustos 2009)

Gemlik’te doğan Nezihe Meriç, yaşamına ve eğitim hayatına farklı şehirlerde devam etti. İlk öyküsü (Bir Şey), Seçilmiş Hikâyeler dergisinde çıktı. Korsan Çıkmazı ile 1962 TDK Roman Ödülü’nü, Bir Kara Derin Kuyu ile 1990 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, Yandırma ile 1998 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü, Çavlanın İçinde Sessizce ile 2004 Dünya Kitap-Yılın Telif Kitabı Ödülü’nü, son olarak da 2007 Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nü aldı. Yapıtlarında kadın ve çocuk sorunlarına yoğunlaşan Nezihe Meriç, Türk edebiyatına kadın yazınını başlatan, kadını ve kadın duyarlılıklarını işleyen öykü yazarımızdır. 

MÎNA URGAN (1 Mayıs 1915- 15 Haziran 2000)

Mustafa Kemal Atatürk’ten Troçki’ye, Nazım Hikmet’ten Halide Edip’e, Ahmet Haşim’den Sait Faik’e siyaset ve edebiyat dünyasının pek çok ismiyle anısı olan Mîna Urgan, 85 yıllık hayatına sayısız dostluk, edebiyata da onlarca çeviri eser kazandıran isimlerden biridir. Thomas Malory, Henry Fielding, Balzac, Aldous Huxley, William Golding ve Shakespeare gibi İngiliz edebiyatının en önemli eserlerini Türk edebiyatına kazandırmasının yanında anı ve tanıklıklarını yazdığı “Bir Dinozorun Anıları” adlı kitabı 74 baskı yaparak çok satan kitaplar arasına girdi.

LEYLA ERBİL (12 Ocak 1931- 19 Temmuz 2013)

Edebiyatımızın cesur kadın yazarı Leyla Erbil’in yayımlanan ilk öyküsü ‘Uğraşsız’dır. Çeşitli edebiyat dergilerinde yazı ve hikâyeleri yer alan yazarın ilk hikâye kitabı “Hallaç”, 1960 yılında çıktı. Eserlerinde değer yargılarına, evlilik, aile ve kadın cinselliğine sert, alaycı ve eleştirel tutumla yaklaşan Erbil’in ikinci öykü kitabı “Gecede” 1968’de yayımlandı. Eserleri Almanca, İngilizce, Fransızca ve Rusçaya çevrilerek çeşitli antolojilerde yer alan, yaşamı boyunca hem yazınsal üretimiyle hem de siyasi duruşuyla göz önünde olmaya devam eden Erbil, 2002’de PEN tarafından Türkiye’den Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk kadın oldu.

TOMRİS UYAR (15 Mart 1941 – 4 Temmuz 2003) 

Tomris Uyar'ın yazın yaşamı çeviri ile başladı. İlk öykü kitabı 'İpek ve Bakır 1971 yılında yayımlanan Uyar, 1970’ten sonra gelişen yeni Türk öykücülüğünün önde gelen isimleri arasında yer aldı. Klasik öykünün sınırlarını zorlayarak izlenimler, anılar, ayrıntılar, betimlemeler, çağrışımlar, imgeler ve iç konuşmalara dayalı bir öykü dünyası kurdu. Evlilik ve aile konuları çevresinde gelişen ilk öykülerinde ağırlıklı olarak kadınların dünyasına eğilirken daha sonraları öykü kişileri çeşitlendi.

GÜLTEN AKIN (23 Ocak 1933- 4 Kasım 2015)

İnce şeylerin, duyarlılığın şairi Gülten Akın 1933 yılında Yozgat’ta doğdu. Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitiren Akın’ın ilk şiiri 1951 yılında "Son Haber" gazetesinde yayımlandı.

İlk şiir kitabı "Rüzgâr Saati" 1956’da yayımlandı. Şiirleri pek çok dile çevrildi ve 40'tan fazla şiiri bestelenen şair Altın Portakal şiir ödülü, dahil olmak üzere pek çok ödülün de sahibi oldu. 

Yazıları ve incelikli şiirleri dışında toplumsal konulara duyarlılığı olan Akın, İnsan Hakları Derneği, Halkevleri gibi demokratik kitle örgütlerinde kurucu ve yönetici olarak görev aldı.

DUYGU ASENA (19 Nisan 1946- 30 Temmuz 2006)

“Kadının Adı Yok” adlı romanıyla Türkiye’de feminist hareket için dönüm noktası yaratan Duygu Asena, Hürriyet gazetesinde fotomodel olarak işe girdi. Bir süre sonra gazetenin Kelebek ekinde yazılar yazmaya başladı. Gazetedeki ilk yazılarında kadınlarla, evlilik, boşanma ve toplumsal sorunlarla ilgili yazılar yazdı. İlk kitabı Kadının Adı Yok, 1987 yılında yayımlandı ve bir yıl içinde 40 baskı yaptı. Kitap 1988’de müstehcen bulunarak yasaklandı. Dava sürerken Atıf Yılmaz tarafından filme alındı. İki yıl süren dava sonucunda kitabın yayımına tekrar izin verildi.

NİLGÜN MARMARA (13 Şubat 1958- 13 Ekim 1987)

İstanbul'da doğdu. Ortaokul ve liseyi Kadıköy Maarif Koleji'nde bitirdi. Şiirlerinde çoğunlukla, birincil tekil kişinin düşle gerçek arasında gidip gelen, kırılgan izleklerini kullandı. Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1988), Metinler (1990) ve Kırmızı Kahverengi Defter (1993) adlı üç kitabı bulunuyor. Nilgün Marmara, 13 Ekim 1987'de, 29 yaşında, İstanbul'da yaşamına son verdi.

DİDEM MADAK (8 Nisan 1970- 24 Temmuz 2011)

8 Nisan 1970’de İzmir’de dünyaya gelen Didem Madak, 13 yaşındayken annesini beyin kanseri nedeniyle kaybetti. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesine devam eden Madak’ın ilk şiirleri ‘Sombahar’ ve ‘Ludingirra’ dergilerinde yayımlandı. ‘Grapon Kâğıtları’ isimli ilk kitabı ‘İnkılap Kitabevi Şiir Ödülü’nü aldı.  Varlık Dergisi’ne verdiği söyleşide “yaşlanmak benim için bir ütopya gibi” diyen şair 24 Temmuz’da henüz 41 yaşındayken kanser nedeniyle aramızdan ayrıldı

 


ARŞİV