Efsane dizinin senaristi Kadıköy'de

House MD Dizisinin Senaristi, Marmara Tıp Öğrenci Kongresi’ne geldi. Lisa Sanders, “House, Sherlock Holmes’tan esinlenilerek hayat buldu”dedi.

06 Haziran 2013 - 13:43

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kongresi (MaSCo - Marmara Student Congress), bu sene 24-26 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. Kongreye, dünyada izlenme rekorları kıran House MD dizisinin senaristi ve medikal danışmanı Yardımcı Doç. Dr. Lisa Sanders konuk oldu. Lisa Sanders, kongrede yaptığı konuşmada, House dizisiyle, hastaya tanı koymanın zorluğunu ve tanı koyarken hasta öyküsü almanın önemini vurguladıklarını söyledi. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kongresi MaSCo’nun bu yıl 13.sü düzenlendi. 24-26 Mayıs tarihlerinde, Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü’nde yapılan kongrede, öğrencilerin özgün bilimsel araştırmalarının sunumları ve alanında söz sahibi değerli akademisyenlerin konferansları yer aldı.
MaSCo’ya, dünyaca ünlü House MD dizisinin senaristi ve medikal danışmanı Yardımcı Doç. Dr. Lisa Sanders konuk olarak katıldı. Kongrenin açılış panelinde onur konuğu olan Lisa Sanders, “Hastalık Tanı Sanatı” konulu bir konuşma yaptı. İstanbul’u çok beğendiğini ifade eden Sanders, konuşmasına “Kongre davetini aldığımda çok heyecanlandım. Çünkü bu ülke benim hayallerimde yaşayan bir yerdi ve burada olmak hayal gibi...” sözleriyle başladı.  
House MD dizisinin yazdığı tıbbi tanı köşesinden ilham alınarak ve House karakterinin tıbbın Sherlock Holmes’unu yaratmak amacıyla hayat bulduğunu ifade eden Sanders, “İzleyiciler, “House gerçek mi?” diye soruyorlar. Öyle olmadığını biliyorsunuz. House, kendini beğenmiş, uyuşturucu bağımlısı bir doktor olsa da teşhis koymaya bayılıyor. Çok zeki ve bunu hastaya tanı koymakta kullanıyor.” dedi.   House dizisiyle, hastaya tanı koymanın zorluğunu ve tanı koyarken hasta öyküsü almanın önemini vurguladıklarını belirten Lisa Sanders, tanı koyarken hastaya bütün olarak bakmak gerektiğini, House gibi zor tanıları koyanların genelde pratisyen hekimler ya da dahiliye uzmanları olduğunu, çünkü onların vücudun her yerine baktıklarını söyledi.
 
‘TEŞHİS, HASTA HİKAYESİNDEN GELİR’
Sanders, teknolojinin gelişmesiyle birlikte doktorların hasta hikâyesinden ve fiziksel muayeneden uzaklaştığını ve teşhisi test sonuçlarına bakarak verdiğini belirtti. Hasta sayısının yüksek, doktor sayısının az olması nedeniyle, ABD’de doktorların hastaya 11-16 dakika ayırabildiğini ifade eden Sanders, bu sürenin 2001’de 21 dakika olduğunu ifade etti. Doktorun hasta hikâyesi almanın uzun süreceğini düşündüğünü, oysa bunun hastayla yapılan görüşmeyi en fazla 2,5 dakika uzattığını belirten Sanders, hasta hikayesi almayan doktorun tanıyı kaçırma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söyledi. Sanders, “Hastanın konuşmasına izin verirsek, onlar bize sorunlarının ne olduğunu söylüyorlar. Doktorlar hasta hikayesini tam dinlese, bu kadar teste gerek kalmayacak. Testler pahalı ve yavaş. Oysa doktor biraz düşünüp kafasını kullansa 10 dakikada sorunu çözecek belki...” diye konuştu.
 


ARŞİV