‘Elinin hamuruyla’ sergi açtı!

Hayata kattığı değerlere rağmen ‘kadın işi’ diye önemsenmeyen süsleme ve işleme sanatlarından esinlenerek ‘Elimin Hamuruyla’ adında bir sergi açan ressam Suzan Batu, "Kadın bir sanatçı olarak, toplumda kadınlara değer verilmemesine dikkat çekmek istiyorum" diyor

06 Şubat 2019 - 15:01

Rengârenk tablolar, ebru sanatıyla bezeli danteller, renk cümbüşü tanrıça kıyafetleri giydirilmiş cansız mankenler…

Bu sıra dışı dünya, ressam Suzan Batu’nun hayalinde şekillendi önce. Sonra bir sergiye dönüştü. Bu sergi de geçtiğimiz günlerde Barış Manço Kültür Merkezi’nde açıldı. Biz de bu sergiye giderek, kendisi de en az eserleri kadar renkli sanatçı Suzan Batu ile konuştuk.

25 yıl ABD’de yaşayan, orada ve Türkiye’de pek çok karma ve solo sergiye katılan Batu, şimdilerde Kadıköy’deki sergisinin heyecanında. Adı ‘Elimin Hamuruyla’. “Ben ressamım, hayatı resim yaparak algılıyorum” diyerek kendini tanımlayan Batu, bu sergisine isim olarak neden ‘elinin hamuru’ deyişini seçtiğini şöyle anlatıyor; “Kadınları aşağılayıcı bu terimi sanatsal olarak ironik açıdan ele alıyorum. Kadınlar 3 bin yıldır ikinci sınıf görülüyorlar. İlk insanlarda erkek ne yapmış? Avcılık! Avlanmakla kültür doğar mı? Mutfağı oluşturmak, çocukların bakımı, kıyafetleridir kültürü oluşturan. O nedenle ben de bu sergide ‘kadın işi’ diye küçümsenen dikiş nakış, dantel, oya, örgü gibi kadınların yaptığı işleri merkeze aldım.”

ERKEKLEŞMİŞ KADINLAR…

Suzan Batu’nun sergideki mankenlerin üzerindeki kıyafetleri de, daha çok kadın olmakla özdeşleştirilen pazen gibi kumuşlardan seçmesinin nedeni de bu. Duygu Asena’nın ‘Kadının Adı Yok’ önermesine atıfta bulunan Batu, “Kadın sanatçının da adı yok maalesef. Son zamanlarda bir şeyler değişmeye başladı ama yetersiz. Tarih boyunca bu böyle süregelmiş. Frida Kahlo gibi bazı istisnalar haricinde, kadın sanatçılar bu erkeklerin kurduğu dünyada kendileri olarak yer alamamış. Olanlar da ‘erkek dünyasına uyabilen kadınlar’ olmuş. Kadın sanatçılar erkek sanatçılar tarafından yaratılmış bir ‘fildişi kule’den çalışamazlar. Onları hayata bağlayan birçok şey olur her zaman. Virginia Woolf’un dediği gibi kendi ait odası olması bile bir başarıdır...” diyor.

Batu, sadece sanatta değil yaşamın her alanında ‘kadın olarak yaşamanın’ önemine dikkat çekerek, “Biz kadınlar bile kadın olarak yaşamanın ne demek olduğunu bilmiyoruz. Biz kadınlığımızı bilmiyoruz. Erkeklerin gözüyle kadınlığı biliyoruz. Neyse ki son yıllarda bu konu daha irdeleniyor oldu. Yeni bir dil, bir literatür lazım. Bunu da kadınların yapması lazım.” yorumunu yapıyor.

AÇILIŞ VE KAPANIŞTAKİ ‘DÖNGÜ’

“Elimin Hamuruyla” sergisinin açılışında ‘Döngü’ adlı bir performans organize eden Suzan Batu, “Anaerkil dinde tanrıçanın 3 yüzü var; genç, doğurgan-olgun ve yaşlı. Heros’u İlkbahar Tanrıçası uyandırıyor, Yaz Tanrıçası ile aşk ve evlenmeyi, Kış Tanrıçası ile uyku/ölümü anlatıyoruz. Bu döngü açılışta, salonun çevresini dönen performans sanatçılarımız tarafından yapıldı.” bilgisini veriyor. Merve Aka, Damla Durman, Esma Yıdırım, Batın Cantürk, Yemliha Topuz’un sergilediği bu performans, 22 Şubat’taki serginin kapanış gününde de tekrarlanacak.


ARŞİV