Erbil'den 'Yatay Derinlik'
Kadıköylü ünlü ressam Devrim Erbil'in sanat mirası 'Yatay Derinlik' adıyla kitaplaştırıldı
Türk çağdaş resim sanatının yaşayan efsanelerinden Devrim Erbil’in tüm dönemlerinden eserlerini içeren “Yatay Derinlik” sergisi, geçtiğimiz aylarda MAJİ Art Gallery’de sanatseverlerle buluşmuş ve büyük ilgi görmüştü. Şimdi ise bu sergi, Prof. Dr. Uğur Batı’nın kaleminden çıkan bir kitap olarak sanat dünyasında ölümsüzleşti.
Kitabın lansmanı, Titanic Luxury Collection Bodrum Hotel’de gerçekleşti. Türk sanat dünyasının önemli koleksiyonerlerinden Çiğdem Sabancı’nın katkılarıyla yapılan etkinlikte, oyuncu Tamer Levent, sunucu ve oyuncu Seray Sever, Nilüfer Aladdinoğlu, Meri Maliki, Nezihe Kılıç, Sevgi İsfendiyaroğlu, Gaye Sökmen, Sevda Akgün, Ahmet ve Sevtap Dördüncü gibi isimler davetli olarak yer aldı. MAJİ Art Gallery sahibi Gaye Donay, “Devrim Erbil’in sanatının ötesine, içsel dünyasına doğru bir yolculuğa çıkacağız. Bu kitap Erbil'in yalnızca eserlerini değil, aynı zamanda onun sanata bakışını, yaşadığı dönüm noktalarını ve yaratma sürecinde karşılaştığı zorlukları bizlerle paylaşıyor.” dedi. Çiğdem Sabancı da “Bir toplumu bir arada tutan, sadece o toplumda yaşayan insanlar değil, bu insanların ortak değerleri ve ilkeleridir. Ortak ilke ve değerler, kültürel geçmişimizle güçlenir ve bizi biz yapan unsurlardır.” diye konuştu. Prof. Dr. Uğur Batı, “Türkiye’de derin bir ressamın varlığına şükretmeliyiz; Türkiye, Devrim Erbil’i desteklediği için şanslı. ‘Yatay Derinlik’ ifadesiyle tanımladığımız çeşitli üsluplarda eserleri bulunan Erbil, evrensel bir sanatçı olarak öne çıkıyor. Göstergebilim, retorik, edebiyat ve felsefe gibi formların ortaklığında, Devrim Erbil’in özünü ve sözünü irdelediğimiz bir çalışma kaleme aldık.” şeklinde konuştu.
“Sanatla daha anlamlı bir dünya kurmayı amaçladım”
Devrim Erbil ise şunları söyledi: “Sanatın Türkiye’nin dört bir yanına yayılmasını, gençlerin daha duyarlı ve zarif olmalarını hayal ettim. Sanatın, ülkemizde kötü olayları önleyebilecek en önemli güç olduğuna inanıyorum. Ülkeler arası ilişkilerde ve insanlığa düşmanlıkta, sanatın zarafeti ve duyarlılığı ön planda tutarak bu olumsuzlukların üstesinden gelebileceğini düşünüyorum. Sanatın geçmişten günümüze kadar duyguları ve sevgiyi ifade ettiğini vurguladım; bu yüzden sanatın yaygınlaştırılması gerektiğini belirttim. Öğrencilerime bu değerleri anlattım ve onlar da beni yanıltmadı. Bu misyonumu sadece kendim için değil, halk ve toplum için gerçekleştirdim. Sanatla daha anlamlı bir dünya kurmayı amaçladım.”