Oyuncu Cengiz Bozkurt, nam-ı diğer “Erdal Bakkal”, yeni filmi Öz Hakiki Karakol'da “sahte bir karakolun çakma komiseri Hasan”ı canlandırıyor.
Oyuncu Cengiz Bozkurt, nam-ı diğer “Erdal Bakkal”, yeni filmi Öz Hakiki Karakol'da “sahte bir karakolun çakma komiseri Hasan”ı canlandırıyor. Bozkurt, ayrıca Kadıköy'de çekilen Can filminde de küçük bir rolde yer alıyor.
Geçen hafta sizlere Kadıköylü genç sinemacılar İbrahim ve Yusuf Güler'in ilk filmi “Öz Hakiki Karakol”u tanıtmıştık. Osmanlı döneminin meşhur üçkağıtçılarından Eyüplü Halit’in efsanelerle dolu dolandırıcılık hikâyesini anlatan filmin başrolünde ise Cengiz Bozkurt'un oynadığını söylemiştik. Önce Parmaklıklar Ardında dizisindeki gardiyan Ekrem, sonra da Leyla ile Mecnun'daki Erdal Bakkal karakterleriyle tanınan Bozkurt'la kısa bir söyleşi yaptık;
-Gardiyan Ekrem ve Erdal Bakkal rolleriyle tanındınız. Oysa siz yıllardır hem tiyatroyla hem sinemayla iç içesiniz. Bu karakterle tanınmak size ne hissettiriyor?
Aslında çıkış karakterim Parmaklıklar Ardında'daki gardiyan Ekrem'dir.. Anadolu'da hala Ekrem'im ama büyükşehirler ve özellikle gençlerin arasında Erdal Bakkal oldum... Valla herkesin bir çıkış karakteri olur, beni hiçbir şey rahatsız etmiyor. Benim birçok büyüğüm de maalesef TV dizileriyle tanınmışlardır. İşin doğasında var galiba bu biraz, yapacak bir şey yok.
-“Erdal Bakkal” olarak tanınmış olmak, bundan sonraki projeleriniz için avantaj mı dezavantaj mıdır?
Benim tarafımda bir sorun yok. Ekrem için de aynı şeyleri söylemişlerdi. Unutturmak biraz da oyuncunun elinde... Tekrarı kolay olan, hazır işlere 'Hayır' diyebilme cesaretini göstermek lazım.
-Öz Hakiki Karakol filmi, ilk başrolünüz mü? Film teklifi size nasıl geldi? Kabul etmenizdeki etmenler nelerdi?
Sinemada ilk başrolüm. Filmin yönetmeni İbrahim Güler'in kız arkadaşı Nazlı'yla Sinop'taki dizide birlikte çalışıyorduk. İbrahim, filmdeki Hasan karakterini beni düşünerek yazdığını söyledi, Geçen yaz dolu olduğumu söyledim ama çekim tarihlerini benim için değiştirdi, bana da oynamak düştü. Genç yönetmenleri teşvik etmek, onlara destek vermek bizim görevlerimiz arasında olmalı.
-Hasan karakteri ve filme dair neler söylemek istersiniz?
Hasan küçük adam ama büyük hayalleri var. Köşeyi dönüp, bir an önce yırtmak istiyor. Karakteri ne kadar sıradan ve olağan biçimde yorumlarsam o kadar etkili olur diye düşündüm. Simit satar, temizlik yapar gibi yorumlamaya çalıştım. Umarım başarılı olmuşumdur.
-Filmin tanıtım cümlesi “Herkesin içinde bir polis vardır.” Sizce de öyle midir?
Evet vardır. Ek olarak herkesin içinde vücuduna takan ayrıca bir polis vardır... Ona teslim olmamak lazım.. Filmde vücuduna takmış insanların başına iyi şeyler gelmiyor...
-Baskılar, tutuklamalar, polis şiddeti yaşadığımız günümüz Türkiye'sinde, bu filmi nerede konumlandırmak lazım sizce?
Bence bu film daha çok bireysel hikâyelerden oluşuyor. Yaşadığımız dönemle ilişkilendirmek pek doğru olmaz diye düşünüyorum.
-Oyunculuk yaşamınızın bir kısmı da İngiltere'de. Hem orada hem Türkiye'de yeni projeleriniz var mı?
Londra'daki evimi kapatmadım, yazları dönüyorum. Bu yaz yeni bir iş yapmayarak, dinleneceğim. Kıbrıs'ta geçen yıl İngilizce çektiğimiz “Kod Adı Venüs” filminin ilk özel gösterimi 21 Mayıs'ta Cannes'da gerçekleştirilecek. Can filminde küçük bir rol almıştım, o da bu ay vizyona giriyor. Bir de Vücut filmi var, o da bu ay vizyona girdi. Halen çekimleri devam eden Osman Sınav'ın “Uzun Hikâye” adlı filminde küçük bir rol aldım. Londra'daki tiyatromuz (Arcola Theatre) kendi kendini idare edecek kurumsallığa geldi artık, her ay ayrı bir oyun çıkarıyoruz.
Londra'dan İstanbul'a, fizikten tiyatroya...
ODTÜ'de Fizik Bölümü'nü yarıda bırakan Cengiz Bozkurt, 1990'da İngiltere'ye gitti. 14 yıllık İngiltere serüveninde işportacılık, şoförlük, tezgâhtarlık gibi işlerde çalıştı. Londra Üniversitesi’ne bağlı Goldsmiths Güzel Sanatlar Fakültesi’nde televizyon, sinema ve iletişim okudu. Okul sonrası, televizyon için belgeseller çekmeye başladı, kısa filmler yönetti. Oyunculuğa olan ilgisi ise Türkiye'deki üniversite yıllarında, bir üniversite tiyatrosu olan, ODTÜ Oyuncuları'nın çalışmalarına katıldığı sıralarda oluştu. Türkiye'de başladığı oyunculuk serüvenine İngiltere'de de devam etti. Londra'da birçok oyunculuk atölyesine katıldı, tiyatro oyunlarında oynadı. Londra'da tiyatro yapan bir başka Türk tiyatrocu olan Mehmet Ergen ile tanıştı. Mehmet Ergen'in ısrarları üzerine oyunculuğa devam etmeye karar verdi. Daha sonra, Mehmet Ergen'in öncülüğünde dört arkadaş Arcola Theatre adında bir tiyatro kurdular. Mehmet Ergen Türkiye'de de oyunlar yönetmeye başladı ve 2003 yılında, Kent Oyuncuları için yönettiği Inishmore'lu Yüzbaşı adlı oyun için Cengiz Bozkurt'u İstanbul'a davet etti.
Bozkurt, 14 yıl aradan sonra döndüğü İstanbul'da oyunlarda rol aldı, yönetmenlik yaptı. Televizyonda ve sinemada da çalışmaya başladı. Bozkurt oyunculuk yaşamını halen İngiltere ve Türkiye'de eş zamanlı sürdürüyor. 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali “En iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü”nü Kavşak filmindeki rolüyle kazanan Bozkurt, aralarında Berlin Kaplanı, Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi, Kaybedenler Kulübü, Ay Lav Yu, Devrim Arabaları,Yumurta ve Karagümrük Yanıyor'un da bulunduğu 20'yi aşkın dizi ve filmde oynadı.
Gökçe UYGUN