Erkekleri ‘nü' çeken kadınlar

Nü fotoğraf tarihinde egemen olan “erkek sanatçı, kadın model” hegemonyasına karşı bir duruş sergilemek isteyen kadın fotoğrafçılar, nü erkekleri çekip sergi açtı!

08 Aralık 2016 - 14:57

GÖKÇE UYGUN
Fotoğrafçı Niko Guido’nun danışmanlığında kurulan kadıNgözÜyle fotoğraf grubu Türkiye’de bir tabuyu yıktı ve ilk kez, kadınlar bir araya gelerek erkek modellerle “nü”yü yorumladılar. Mimar, grafiker, bankacı, akademisyen, çevirmen, turist rehberi, doğum fotoğrafçısı, ev hanımı ve emekli kadınlardan oluşan, yaşları 20 ile 70 arasında değişen 22 cesur kadın; beden algısı, toplumsal cinsiyet ve mahremiyet kavramlarından yola çıkarak bu proje ile söylemek istediklerini fotoğraflarla dile getirdiler.
Bahar Akkoyun, Servet Deniz, Elif Gökçe, Esra Çolak, Nurhayat Yenice, Halime Tural, Jasemin Sadıker, Kler Kasutol, Candan Taşatmanlar, Liriya Lee, Mehtap Bülbül,  Meltem Çiftçi, Oylum Bülbül Ananas, Özlem Yıldırım Gözde, Özlem Sezgin, Pınar Derin Gençer, Semra Uyar, Sevinç Doğu Yılmaz, Ülkü Aydın’dan oluşan ekip, tamamen kendi olanaklarıyla ve gönüllülük esasıyla, 4 yıl süren çalışmaları sonucunda ortaya çıkan eserlerini Fransa’da sergileme başarısına ulaştı.
Ekipte bir de Kadıköylü kadın fotoğrafçı yer alıyor; Servet Deniz.  1981 doğumlu olan, iktisat ve sanat tarihi eğitimleri alan Deniz, 2009’dan beri fotoğrafçılıkla ilgileniyor, Yeldeğirmeni'nde Gölge Hanı adında stüdyosu bulunan Deniz ile sergiyi konuştuk. 
*  kadıNgözÜyle fotoğraf grubu nedir, kimlerden oluşur? Biraz tanıtır mısınız?
Sadece kadınlardan oluşan bir fotoğrafçılar grubu.  4 yıl önce Niko Guido ismindeki bir fotoğrafçının çağrısıyla oluşturuldu. Temel amacı sanat alanındaki erkek egemen yapıya bir karşı duruş sergileme. 4 yıl önce 200'den fazla kadın gruba katıldı. Zaman içinde çeşitli sebeplerle ayrılanlar oldu. İstanbul sergisine 18 kişi katılıyoruz. Ben başından beri ekibin içerisindeyim. Dört yıl bu proje için aktif olarak çalıştım.
- Bu nü erkek sergi fikri nasıl ortaya çıktı?
NÜ erkek fikri aslında Niko Guido'nun 'Altın Bedenler' fotoğrafı ile ortaya çıkmış bir fikir. 'Altın Bedenler' fotoğrafı Kaz Dağları'ndaki altın madenlerini protesto etmek için Niko'nun çektiği bir nü fotoğraftır. Birçok kadın ve erkek model olmak için başvurur fakat sonrasında çeşitli sebeplerle vazgeçerler. Kala kala bir kadın model kalır, fotoğraf onunla çekilir. Fotoğraf yayınlandıktan sonra ise bir çok yorum gelir, fakat hep kadınlardan... ve Niko, kadınlar daha duyarlı, bir amaç için bir araya gelseler çok güzel işler çıkar der ve KadıNgözÜyle projesine start verir. Kendisi proje süresince bize danışmanlık yaptı. Fransa/Nancy sergisi sonrasında ise gruptan ayrıldı.
- Siz peki katılırken tereddüt ettiniz mi?
Hiç tereddüt etmedim. Fotoğrafçılığa başladığım andan itibaren erkek nü çekmeyi hep düşünmüştüm fakat bir türlü gerçekleştirememiştim. Projeyi duyduğumda çok heyecanlandım ve işte aradığım fırsat dedim. Dört yıl boyunca da hiç yorulmadan çalıştım.
*  Modeller Fransız mı? Nasıl buldunuz modelleri?
Modeller Fransız değil. Tüm çekimler Türkiye'de gerçekleşti. Modellerimiz bildiğiniz sıradan ama cesur insanlar. Sokakta görebileceğimiz, 9-6 çalışan, akşam televizyon izleyen, haftasonu dostlarıyla dışarı çıkan insanlar. Kimisi arkadaş çevremizden, kimisi arkadaşlarımızın arkadaşları... sosyal medyadan da çağrılar yaptık, bu şekilde bize başvuran modellerimiz de oldu. Yaş, kilo, vücut yapısı gibi kriterler koymadık. Her insanın bir hikayesi var ve her beden bir hikaye anlatabilir diye düşündüm.Çok sayıda çekim gerçekleştirdim. Çok farklı mekanlarda farklı modellerle çalıştım. Stüdyo, ev ortamı, bar, açık hava, boş mekan gibi değişik ortamlar kullandım.
*  Sergiyi Türkiye’de hazırladınız ama Fransa’da sergilediniz sanırım. Neden? Burada sergilenemediği için mi? Ve Fransa bağı nasıl kuruldu?
Sergiyi Türkiye'de açmak için çok uğraştık. Yaklaşık iki yıl kadar büyük küçük bir çok mekanla görüştük. 'Gelin, açalım' diyen olmadı. Doğrudan 'hayır' diyen de oldu, 'evet güzel proje bakalım, konuşuruz' gibi bir sonuca gitmeyecek cümleler kuranlar da oldu. Fransa bağlantısını Niko Guido sağladı. Ben Fransa'ya gidemedim. Orada destek verenleri tanıyamadım, ama Nancy'de Galerie Neuf sergimize ev sahipliği yaptı.
- Bu serginin Kadıköy’de açılma ihtimali nedir sizce?
Sergi için mekan aradığımız dönemde Kadıköy'de bir kaç yer ile görüşmüştüm. Şimdi sergi Gayrettepe'de bulunan Kats Sahne'de açılıyor. Amacımız sergiyi İstanbul'da açmaktı ve bunu gerçekleştirebildik.  Kadıköy İstanbul'da bir sanat merkezidir. Burada da bir sergi açmayı elbette ki çok isterim. Sonraki aşamalarda yeni projelerimiz olacak. Sergilerimizi Kadıköy'de açmak bir ayrıcalık olacağını düşünüyorum.
- Biraz da içeriği konuşalım. Çektiğiniz nü erkek fotoğraflarıyla neyi anlatmak/göstermek istediniz?
Projede yer alan bütün fotoğrafların bir hikayesi var. Genel olarak kadın bedeninin metalaşmasına karşı bir tavır benimsedik. Bunu yaparken de empati kurma yolunu seçtik. Kadın bedeni yüzyıllarca görseller ve mesajlarla manipüle edilip, narin, kırılgan, seksi, çekici gibi sıfatlarla belli bir kalıba sığdırılmıştır. Oysa kadın sadece bu sıfatlarla sınırlı değil. Aynı şeyi erkek bedeni için de yapmanın mümkün olduğunu göstermek istedik. Erkek bedeninin de narin, kırılgan veya seksi, çekici veya başka bir şey olabileceğini göstermek istedik. Aslında cinsiyetlere ilişkin algının sadece bir illüzyon olduğunu, bir manipülasyonun neticesinden başka bir şey olmadığını anlatmak istedik. Sergilere katılan fotoğraflarımın hikayelerine gelince, salt estetik anlamında fotoğraflar da var, iç dünyanın çatışmasını anlatan çalışmalarım da var, tecavüz ve şiddeti eleştiren fotoğraflarım da var.
*  Malumdur Türkiye’de ‘kadın bedeninin cinsel obje olarak görüldüğü/gösterildiği..’ Siz erkek bedeninin görünürlüğüne farklı bir boyut mu katmış oldunuz bu sergi ile?
Biz erkek bedenine farklı bir boyut katmadık aslında... tam tersi oluşturulmuş algının yapay ve gerçek dışı, illüzyondan ibaret olduğunu göstermek istedik. Kadın cinsel obje değildir. Kadın insandır. Aynı şekilde erkek de güç merkezi değildir. Erkek de kadın gibi insandır. Erkek veya kadın, fark etmez aynı duygulara sahip olduklarını, aynı çatışmaları ve kırılmaları yaşayabileceklerini anlatmak istedik. Kadın bedeninin cinsel obje algısı bir manüpülasyon sonucu oluşmuş bir algıdır. Aynı şekilde erkek de güç merkezi olduğu algısı bir manipülasyon sonucu oluşmuş bir algıdır. İkisi de gerçek değil.
*  Eş  ve aile-eş dost tepkisi nasıl oldu? ‘Onlara bu projeyi nasıl açılayacağım’ diye endişe yaşadınız mı?
Ailem projeyi gururla karşıladı. Ömrü hayatımda hep beklenmedik işler yaptım. Beni öyle biliyorlar. Daha doğrusu hep standardın dışında işler bekliyorlar benden. Bu nedenle şaşıran, garipseyen, yadırgayan olmadı çevremde. Annem büyük heyecanla gelişmeleri takip ediyor. Dostlarım ellerinden gelen desteği veriyorlar bana. Proje süresince sponsorumuz olmadı. Her şeyi kendi imkanlarımızla yaptık. Bu noktada dostlarımın desteğini çok gördüm. Kimi ekipmanla, kimi mekan sağlamakla, kimi fikir vermekle destek verdi. Tüm çevreme kocaman bir teşekkür borcum var.
*  Eklemek istediğiniz bir şey var mı sergiye dair?
Sıkıntılı bir dönemde yaşıyoruz. Bütün sorunların temelinde sevgisizlik olduğunu düşünüyorum. Çok ütopik bir cümle gibi görünebilir ama 'dünyayı ancak sevgi kurtarır' felsefesini destekliyorum. İdeolojiler, karmaşık fikirler insanları bölmekten, ötekileştirmekten, zayıflatmaktan başka bir işe yaramadığı fikrindeyim. Basitçe herkes insandır ve herkes sevmeye ve sevilmeye muhtaçtır. Sevmek ve sevilmek her canlının en temel ihtiyacı ve hakkıdır.
Sanat bir anlatım biçimidir, yazı gibi... fotoğraf da öyle. Görsellerle bir şeyleri anlatırsınız. Ben de fotoğraflarımla bunu anlatmayı amaçlıyorum. Basit... insan insandır. Geri kalan sıfatlar, imajlar, ayrımlar, üstünlükler vs gerçek değil. Hepsi illüzyon... 'sanmalar yumağı'... kadına ilişkin fikirler de, erkeklere ilişkin fikirler de...
Sergi,  20 Aralık’a dek Gayrettepe’deki KATS Sahne’de ziyaret edilebilir. Tel:0212 263 10 63









 

ARŞİV