Eşitlik ve Özgürlük için BAĞIMSIZ SİNEMA MERKEZİ

Sinemayı sadece parası olanın üretebildiği bir sanat olmaktan çıkarmak için yeni yollar açmayı, tartışmayı ve buradan yeni filmler üretmeyi amaçlayan sanatçılar, Kadıköy’de Bağımsız Sinema Merkezi’nin kuruluşuna imza attı

29 Mart 2012 - 12:23

Semra ÇELEBİ

“Bağımsız sinema” kavramını sermayeden, gericilikten, cemaatlerden, onların uzantılarından, piyasacılıktan, her türlü dogmatizmden ve sansürcülükten bağımsızlık; insanlığın “eşitlik ve özgürlük” mücadelesine ise bir bağlılık olarak tarif eden “Bağımsız Sinema Merkezi”, Kadıköy’de açıldı. Sinema piyasasına karşı alternatif bir sistem kurmak amacıyla, birçok sanatçının bir araya gelerek oluşturduğu BSM, çalışmalarına hızla başladı.
Bağımsız Sinema Merkezi’nin kuruluşuna öncülük eden ve Türkiye’de ilk kez çok sayıda sanatçının kolektif bir bilinçle rol alarak destek verdiği “Devrimden Sonra” filminin yönetmeni Mustafa Kenan Aybastı ve müzisyen-oyuncu Renan Bilek ile bu yeni oluşumu konuştuk.
 
-BSM nasıl kuruldu? Kimlerden oluşuyor?
-Mustafa Kenan Aybastı : BSM, bu yılın başında Türkiye’de sinema ve video alanında araştırmalar yapmak, eğitimler, atölyeler düzenlemek, filmler çekmek üzere bir grup sinemacı tarafından kuruldu. Bağımsız Sinema Merkezi çok geniş bir kolektif. Kimlerden oluştuğunu saymamız imkansız.
 
-Sadece genç sinemacıların olduğu bir oluşum değil o zaman?
-Renan Bilek: Elbette değil. Mesela beni buraya çeken Kenan oldu, bizzat teklifi o yaptı.  Ben müzisyen oyuncuyum ama sinema benim için bir çocukluk aşkı. Aslında Kenan’ın çektiği “Devrimden Sonra” filminden başka sinema filmim yok. Çünkü ben inatla sinemanın yönetmenin işi olduğunu iddia eden bir adamım, oyuncu bir materyaldir. Dolayısıyla oyuncunun kendi başına seçme şansı yoktur, yönetmen seçer. Bu yüzden de sinema benim için çok özel bir alan. Tiyatroyla müziği yani sahip olduğum iki yeteneği birden gösterebileceğim bir dünya.
 
-Siz hangi aşamasında dâhil oldunuz BSM’ye?
-Renan Bilek: Ben Bağımsız Sinema Merkezi’nin Oyunculuk Atölyesi’nde dersler veriyorum. İlk etapta bu kısımda yer aldım. Bu anlamda herkesin, BSM’nin bir aşamasında yer aldığı bölümler var. Bir de sürekli içimizde olmayan ama dirsek temasında olan, bizim de BSM’li kabul ettiğimiz insanlar var. Üç temel aşamamız var. Birincisi, insan kaynağını oluşturacak atölye, seminer ve etkinlikler. İkincisi ve asıl hedefimiz olan film yapımları. Üçüncüsü de bütün bunların paralelinde tartışma zemini yaratacağımız dergi.  Sadece vizyona giren filmlerin eleştirildiği değil bir tartışma sürecinin olgunlaşacağı bir sinema dergisi çıkaracağız. Önemli olan sadece bağımsız filmler yapmak değil, bu filmlerin gösterilmesini sağlamak için alternatif mekânlar açmak ve hatta dağıtım sistemi yaratmak gerekiyor. Çok uzun bir süreç olduğunun farkındayız ama elimizden geleni yapmak zorundayız.
-M.K. Aybastı: Biz diyoruz ki; madem işçi sınıfının sinemasını yaratacağız o zaman bu sinemayı işçi sınıfıyla yaratacağız.Biz bunu “Devrimden Sonra” filminde başardık. Tamamen kolektif emekle ve işçi sınıfının desteğiyle ürettik. Oyuncular da figürasyonlar da tamamen karşılıksız yer aldılar bu filmde. Hiçbir ücret talep etmeden yanımızda oldular. Birçok sahnede gördüğünüz 250 işçi gece vardiyasından çıkmış gündüz sete gelmiştir, akşama kadar sette çalışıp, gece vardiyasına gitmiştir tekrar.Bizim için çok değerli bir film bu açıdan. Bundan sonra da böyle filmler ve çok daha iyisini yapabilmek için BSM’yi kurduk.
 
-Ocak ayında açıldı BSM. Henüz çok yeni. Şu ana kadar neler yaptınız?
-M.K. Aybastı: Şu anda Bağımsız Sinema Merkezi’nde Kurgu, Senaryo, Film Oyunculuğu ve Kısa Film Atölyelerimiz devam ediyor. Hatta bazı atölyelerde ikinci döneme girdik. Benim daha önce hiçbir atölyede rastlamadığım bir başarı yakaladık. İlk dönem öğrencilerimiz, atölye bitmesine rağmen, ikinci dönem çalışmalarına devam ediyorlar.
Bir belgesel film çalışmamız var: “Lenin / Sosyalizmin Kızıl Şafağı”. Herhalde Nisan ortasında biter. Türkiye’de daha önce bir Lenin biyografisi çekilmemişti. İlk yerel belgeseli Bağımsız Sinema Merkezi üretiyor. Lenin’in ardından da her yıl sosyalist önderlerden birinin hayatını belgesel haline getirmeyi planlıyoruz.
Bunun yanında “2023 Vampirlerin Günü” adlı bir kurmaca film çekmeyi planlıyoruz. Yönetmenliğini ben yapıyorum, senaryosunu Onur Doğan’la birlikte yazıyoruz. Film, bazı karanlık güçlerin 2023 hedeflerinden ve bir grup gencin buna karşı direnme çabasından söz ediyor. BSM’nin bunun gibi onlarca uzun metraj film projesi var.
Tabii bunlar detay. Bizim asıl hedefimiz; bütün üretim ve dağıtım süreçlerini BSM çatısı altında toplamak. Bunu Sovyetler Birliği’ndeki stüdyo kolektiflerine benzetebiliriz. Kadıköy’deki yerimiz bunun için bir pilot çalışma. Başarabilirsek Bursa’da da yapabiliriz, diğer yerlerde de yapabiliriz.
 
-Neden Pilot bölge olarak Kadıköy’ü seçtiniz?
-M.K. Aybastı: Olduğumuz yerden başladık.BSM’yi oluşturan sanatçılar genelde Kadıköy’de yaşıyor. Ben de doğra büyüme Kadıköylüyüm. Buralar benim bisiklet sürdüğüm sokaklar. Bildiğimiz, tanıdığımız yerde başlamak en pratiği diye düşünüyoruz. Ayrıca böyle bir işe başlamak için hem özgürlükler açısından hem Kadıköy’ün insanları açısından çok doğru bir yer. Üstelik şunu biliyoruz ki; bu ilçede bir şeyler yapmak istediğimizde Kadıköy Belediyesi, bizi destekleyecektir.
 
-İnsanlar BSM’deki çalışmalara katılmak için ne yapmalı?
-M.K. Aybastı: Biz sinema yapmak ve sinemacı yetiştirmek istiyoruz. Bir hobi atölyesi değiliz. Bir sinema okulu noktasına gelmek istiyoruz. Atölyelerimize, sinema yapmak, bu üretime katılmak isteyen herkes gelebilir ama vakit öldürmeye gelmesinler.
-Renan Bilek: Sinema çok geniş bir alan. Işıkçı, kurgucu, sesçi, oyuncu, yapımcı, yönetmen olabilirsiniz. Bu kolektif üretimin bir aşamasında olabilirsiniz. Atölye çalışmasına katılan arkadaşlarımızın çalışma sırasında buna karar vermesini de istiyoruz. Buraya gelen arkadaşlar buna gönül versinler yeter.

YOĞURTÇU PARKI’NDA FİLM FESTİVALİ PROJESİ

Bağımsız Sinema Merkezi, Kadıköy Belediyesi’nin desteğiyle Yoğurtçu Parkı’nda bir Kısa Film Festivali düzenlemeyi planlıyor. Haziran ayında 3 gün sürmesi planlanan festivalde genç sinemacıların kısa filmleri gösterilecek. Oyuncu-müzisyen Renan Bilek: “Yoğurtçu Parkı bunun için çok uygun bir mekan. Biz mümkün olduğu kadar insanların katılımını sağlayacak alanlar bulmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar bu parkta böyle özel bir organizasyon olmadı. Kısa Film Festivali, bunun başlangıcı olabilir”
 
 

 

ARŞİV