Eski Moda’dan yeni şarkılar!

90’lı yıllardan beri Kadıköy’de müzik üreten ‘Eski Moda’ grubu, yeni modaya uyarak bir maxi single çıkardı!

18 Nisan 2019 - 10:09

Seçkin İnceli, Bahadır Özmen ve Behiç Korkutan… 25 yıldır hem arkadaşlar hem de birlikte müzik yapıyorlar. Üstelik Kadıköy’de… Üçü de aynı zamanda İngilizce öğretmeni olan müzisyenler, şimdilerde ilk albümleri ‘Rahat’ın heyecanındalar. Buyrun Eski Moda’yı tanımaya…

  • Grubunuzun adı neden Eski Moda?

Aslında biz 20 yılı aşkın süre Anatolia adıyla sahnelerde müziğimizi kitlelerle buluşturduk.  Ancak albüm fikrinin yine yeniden ortaya çıkması ve bunun gerçekleşmesiyle ortaya çıkan yeni duruma yeni bir isimle başlangıç yapmak istedik. Eski Moda bu olgunlaşma sürecinin sonunda ortaya çıkan, bizi de tam olarak ifade eden bir kavram oldu. Hem müziğimiz hem hayata bakış açımız açısından eskiyle olan münasebetimiz, yeniyle olandan çok daha fazla.

  • Her bir grup üyeniz İngilizce öğretmeniyken müziğe nasıl başladınız? İlk müzik kıvılcımı ne zaman çaktı hayatınızda?

Üçümüzün de yolları kesiştiğinde üniversitedeydik, sonrasında müzikli birlikteliğimiz başladı. Bu bağlamda öğretmenliğe mesleki anlamda başlamadan çok önce grup olarak müzik yapıyorduk zaten. Çocukluk yıllarında tohumlanan, ilk gençlikte filizlenen ve biraraya gelmemizle birlikte sağlam temellere oturan bir gelişimi var bizim hayatımızda müziğin. Kıvılcım değil ama ateşin tutuştuğu zaman üniversite yılları diyebiliriz. (gülüyorlar)

  • Şarkıları nasıl yapıyorsunuz, ortak mı? Söz ve beste yazma süreci nasıl oluyor?

Grup müziğinde önemli olan farklı yaklaşımları bir potada eritip ortak bir ürün ortaya koymak… Biz de bunu başardığımızı düşünüyoruz. Söz ve beste süreci şarkıdan şarkıya farklılık gösterebiliyor. Bir şarkının söz ve müziği birkaç saatte tamamlanabilirken bazı şarkıların bitmesi uzun zaman alabiliyor. Mesela ilk klip parçamız olan “Rahat” şarkısının büyük kısmı yarım saat içinde bitmesine rağmen hep bir eksiklik vardı sanki. Biz de hiç zorlamadık ve onu demlenmeye bıraktık. Birazcık uzun sürdü demlenme, 7 yıl kadar! (gülüyorlar) Ve sonunda kendiliğinde geldi eksik sözler ve müzik…

  • Rahat’ı bize anlatır mısınız? Nasıl bir üretim süreci yaşadınız, içinde ne tarzda şarkılar var?

6 parçadan oluşan maxi single’ımızı Kınay Production’dan yayınladık. İsmiyle müsemma bir çalışma oldu bizim için. Yaklaşık 20 yılın sonunda ortaya çıktığı için oldukça rahat bir çalışma dönemi geçirdik! Şaka bir yana müziğimizin geniş kitlelerle buluşmasının ilk adımı olduğu için değerli ve özel. Ama süreç olarak çok da planlı gitmeyen bir yapım oldu. Besteler 90’lı yıllardan beri yaptığımız çalışmalar. Kayıt süreci bile çok planlı gitmedi. Bütün albümün kayıtlarını bitirmişken son anda vokallerde ve yorumlarda içimize sinmeyen ufak tefek detaylar kayıt sürecinin yaklaşık bir yıl kadar uzamasında neden oldu. İyi ki de öyle oldu diyoruz şimdi. Albümdeki şarkıları dinlerken hep eskilerin özlediğimiz havasını hissedebiliyorsunuz. EP içindeki parçalarda genel anlamda bir uyum var ve her şarkımızın içinde bizi yansıtan unsurlar bulunuyor. Eski Moda adıyla özdeş olan şarkılar bunlar. Mesela Kırmızı Şarap ile 70’li yıllara, Gidiyorum ile 90’lı yıllara selam gönderiyoruz. Her şarkımızın içinde temiz, samimim ve özlem duyulan imgeler mevcut. Anla’da aşkı en saf haliyle, bizde bıraktığı anlam ile anlatırken; Âşıklar Kahvesi’nde ise unutulmaya yüz tutan aşk sahnelerine gönderme var. Ay Gidiyor Batmaya bize ait olan bir kültürün günümüzle harmanlanması, bizcesi söz konusu. Rahat şarkısında ise aslında günümüzde herkesin dertlendiği yaşam biçimine inceden bir gönderme yaparken aynı anda kendimizce ironik ve taşlamalı bir çözüm önerisi de getiriyoruz!

  • Bu kadar uzun süreli bir grup olarak neden albüm yapmadınız?

Daha önce albüm çalışmamız yoktu ama girişimlerimiz oldu. Şarkılarımız yine vardı, yine üretim yapıyorduk ancak yaşadığımız Türk Filmi tadındaki bazı aksilikler buna izin vermedi… Bugün anlıyoruz ki demlenmemiş, olgunlaşmamış hiçbir çalışma zamanından önce ortaya çıkamıyor. Belki de her şeyin doğru bir zamanı ve yeri var. Bundan sonraki hedefimiz bir albüm yapmak. “Eski moda” tarzımıza uygun olarak sürpriz anonimleri de bu albüme koymayı planlıyoruz.

  • 25 yıl öncesinde müziğe başlarken bu kadar uzun süreceğini hiç tahmin etmiş miydiniz?

Müzik düzenli çalışmayı, disiplin gerektiren bir çalışma gerektiriyor. Biz bunu başardığımız için 25 yıldır varız. Yaptığınız şarkıların insanlar tarafından beğenilmesi, sahnede kendi şarkınızı söylerken size eşlik edilmesi muhteşem bir duygu. Tabii ki ilk gitar çalmaya çalıştığımız zamanlarda gözlerimizi kapatıp insanların bizim şarkılarımızı söylediğini hayal ettiğimiz zamanlar oldu. Müzikle uğraşan müzik üreten daha doğrusu sanatla uğraşan herkesin hayalidir ürettiği eserin insanlar tarafından sevilmesi ve daha geniş kitlelere ulaşması. Ama burada bizim için önemli olan duyguların karşılıklı olarak bir yerde buluşabilmesi. Anlatmak istediğimizin anlaşılması ve bize geri döndüğünde bunu hissedebilmek dünyanın en büyük keyfi…

  • Uzun yıllardır bu ülkede müzik yapan bir grup olarak Türkiye’nin müzik ortamını nasıl yorumlarsınız?

Türkiye’de müzik şu anda kaos çağını yaşıyor. Ama sadece burada değil, dünya müziği için de aynı şey geçerli. Teknoloji çok hızlı ilerlemeye başladı ve müzik endüstrisi bununla nasıl baş edeceğini nasıl bir yol izleyeceğini hala tam olarak bilmiyor. Diğer bir taraftan teknoloji tüketimi de hızlandırdığı için belki, yapılan işlerde kalite arka plana düştü. ‘Şarkı tutsun da gerisi önemli değil’ bakış açısı hâkim durumda. Bunun sonucunda da hep birbirine benzer şarkı sözleri, benzer altyapılar duymaya başladık. Ancak her ne olursa olsun ortaya çıkan eserin kalitesi, yapılan işin niteliği, zamanla ortaya çıkıyor. Bugün kulaklarımızda yer eden ve hala çalındığı zaman yüzlerce kişinin tek bir ağızdan seslendirdiği şarkıların hakkını teslim eden yegâne değer zaman olmuştur.

  • Geleceğe yönelik hedef ve hayalleriniz neler?

Hiçbir zaman çok ünlü olalım, çok zengin olalım gibi hayallerimiz olmadı. Hayalimiz hep sahnede olmak, dinleyicilerimizle beraber kendi şarkılarımızı söyleyebilmekti. Bugün bunu başardığımızı görüyoruz. Ama tabii ki hedef ve hayaller bitmez, bitmemeli. Bundan sonra hedefimiz hep daha büyük kitlelere ulaşabilmek ve güzel şarkılar yapmaya devam etmek.

KADIKÖY BİZE ÇOK ŞEY KATTI”

  • Ekşi Sözlük’te birisi sizler için ‘Kadıköy kökenliler’ yazmış. Nedir bağınız Kadıköy’le?

Kadıköy’e üçümüz de 1994 yılında geldik, Marmara Üniversitesi’ni kazanmış üç genç olarak. Kampüs Göztepe’deydi. Ama kısa sürede anladık ki bizim kampüsümüz Kadıköy’ün sokakları… Kadıköy belki de kendimizi en rahat en iyi hissettiğimiz yer. Burada doğup büyümüş kişiler olmasak da grubumuzun ‘Kadıköy kökenli’ olarak nitelendirilmesinden mutluluk duyuyoruz.

  • Ve yıllardır da burada sahne alıyorsunuz. Kadıköy’ün seyircisini ve müzik ortamını nasıl buluyorsunuz?

Sanatın her alanını takip eden kitlelerin bir arada olduğu bir yer Kadıköy. Müzik ortamı ve dinleyici profili olarak da ayrıca parantez açacak olursak, 20 yılı aşkın bir zaman diliminde ki Kadıköy Köylüm Bar ile başlayan (1997); 3 Renk gibi adını herkesin hatırlayacağı bir mekânda 2000’li yılları geçirdiğimiz ve hali hazırda Cumartesi geceleri yaklaşık 8 yıldır sahne aldığımız Kadıköy Corner ile devam eden Kadıköy süreci hem kişisel gelişimimize hem de müziğimize çok şey kattı. Kadıköy seyircisini ve müzik ortamını iyi tanıdığımızı düşünüyoruz. Kadıköy seyircisi müzikten, yapılan işin içtenliğinden gerçekten iyi anlar, dolayısıyla sadece maddi kazanımlara odaklı işler Kadıköy’de çok kısa sürede yok olur gider. Ama iyi bir şeyler sunmaya çalışıyorsanız Kadıköy’de mutlaka takdir edilir. Bize göre Kadıköy kaliteli ve farklı tarzda müzisyenlerin kendilerine yer bulabildikleri ve aynı şekilde kaliteli müzik dinleyicisinin de bulunmaktan memnun olduğu çok özel bir yer.


ARŞİV