Fata Morgana gördünüz mü hiç?

Ordulu sanatçı Alper Aydın’ın kamusal sanat sergisi ‘Fata Morgana’ izleyicisini doğayla iletişim kurmaya davet ediyor

01 Eylül 2023 - 09:17

Geçtiğimiz günlerde ilginç bir sergiyi deneyimlemek için Kadıköy’den kalkıp Ordu’ya gittim. Zira kendisi de Ordulu olan sanatçı Alper Aydın, Türkiye’nin en büyük kişisel açıkhava sergisini açtı. 1989 doğumlu sanatçı Ordu Güzel Sanatlar Lisesi ve Ankara Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği Heykel Ana Sanat Dalı mezunu. 2010'da İtalya'da heykel, video ve performans pratikleri üzerine eğitim aldı. "Türkiye'de Yeryüzü Sanatı" başlıklı tezi ile Gazi Üniversitesi’ndeki yüksek lisans eğitimi. 2019’da Hacettepe Üniversitesi Heykel Bölümü’nde doktorasını tamamladı. 2012 yılında Türkiye’nin en iyi 13 genç çağdaş sanatçısından biri olarak gösterilen Aydın’ın İstanbul Modern’den Yapı Kredi koleksiyonuna kadar birçok kurum ve özel koleksiyonda çalışmaları bulunuyor. 

‘SERAP’ GİBİ SERGİ

Aydın’ın “Fata Morgana” adlı bu sergisi adını bölgedeki bir doğa olayından alıyor. Bir çeşit serap etkisi gösteren olay gerçekleştiğinde, cisimler denizin üstünde uçuyor gibi görünüyor. Sanatçı, bu hava olayından referansla; geçmiş, şimdi ve gelecek algısına, insanın doğa karşısındaki yerine ve anlamına odaklanıyor. Sergi,  klasik kapalı alan sergilerinden farklı. Zira sanatçının 57 eseri, ikisi kapalı, ikisi açıkhava alanı olmak üzere dört mekanda, yaklaşık 100 hektarlık bir araziye yayılmış durumda. 

İlk durağımız Ordu merkezdeki, eski bir kilise olan Taşbaşı Sanat Alanı. Burada sanatçının, bu sergi ve gelecekteki çalışmaları için 7 yılda hazırladığı 36 eskiz yer alıyor. Bir de adını Fata Morgana kısaltmasından alan “Fa Mo” eseri. Alanın bahçesinde de sanatçının Yış adlı ağaç kökü, fidan ve topraktan oluşan eserleri bulunuyor. Aydın, küresel ısınma sonucu yaşanan ekolojik felaketlerden biri olan sellerin sahillere taşıdığı ağaç köklerini toplamış. Bonsai yapma tekniklerinden yaralanarak öz suyunu kaybetmiş, gövdesi olmayan bu kökler içerisinde boşluklar oluşturarak onları toprak ile doldurup yeni fidanlar ekmiş. Böylece ölmüş ağaç köklerine ikinci bir yaşam şansı verilmiş.

EVİNDEN ESERLERİNİ GÖRÜYOR

Sonraki durağımız Alper Aydın’ın doğup büyüdüğü, Perşembe ilçesindeki Yason Burnu. Aydın, şu anda yaşadığı evin penceresinden buradaki eserlerini gördüğünü ve bundan mutluluk duyduğunu söyleyerek, işlerini anlatmaya başlıyor. Devasa iki çanaktan oluşan Yüz Yüze’de Kariye Müzesi’nin kubbesindeki işlemeler ve Ayasofya’nın kubbesindeki kaligrafiler bulunuyor. Bu çanaklar, 360 derece dönerek birbirleriyle ve izleyiciyle ‘yüz yüze’ geliyor, izleyiciyi yüzleşmeye davet ediyor. Buradaki Yason Kilisesi’nde de iki parçadan oluşan bir çalışma sergileniyor. Boşlukta dik bir biçimde asılı duran ve kökleri, dalları olmayan bir ağacın gövdesinde sarılı bir yılan ile tavandan sarkıtılan yıkılmış̧ bir ağaç̧ gövdesi üzerinde kurt ve insan. Sanatçı bu eserinde Alper Aydın, Ordu’da son yıllarda orantısız ve ani gerçeklesen yağmurların neden olduğu sel baskınlarına dikkat çekmek istiyor. Kurt ve insanın olduğu dengede, hangisi hareket ederse etsin doğanın dengenin bozulacağı mesajı veriliyor.

Yason Burnu’nda ayrıca kayalara çizilen  ‘Kırılma Noktası’ ve kırmızıya boyanmış demirlerden inşa edilen EV adlı işler yer alıyor. 

SANATA MÜDAHALE EDEN DOĞA

Alper Aydın’ın sergideki tüm işleri doğayla bağlantılı ve hatta doğanın bizzat biçimlendirdiği eserler. Mesela Yason Burnu’ndaki Taşların Gerçek Ağırlığı işinde sanatçı, taşların yükseklik ve çevrelerini ölçerek ağırlıklarını hesaplamış ve üzerlerinde geçici boyayla yazmış. Serginin açıldığı günden beri de bu rakamların bazıları dalgaların etkisiyle silinmiş. Keza “Bük” adlı yeşillendirilmiş demir konstrüksiyonlar ise zamanla güneşin etkisiyle sararıp solmuş. 

DENİZE GÖMÜLEN ESER!

Serginin belki de en ilginç eseri ise artık varolmayan bir eser! Sülü Burnu’nda deniz suyuyla dolu antik bir taş ocağının ortasına konumlandırılan, denizden çıkan atıklarla oluşturulmuş olan “Hayatın Kaynağı” isimli çeşme heykeli, denizin yükselmesi sonucu dalgalar arasında kalmış. Sergi açıldığından beri iki kez bu tehlikeyi atlatan eser, üçüncüsünde dalgalara teslim olmuş.

Alper Aydın’ın ifadesiyle denizden gelen denize geri dönmüş. Aydın, “Bizlerin kalıcı olarak inşa ettiği her yapı bir anda yok olabilir. Heykeli buraya koyarken her zaman bir risk vardı ve bunu göze almıştık. Tüm bu fırtınaların dalgaların arasında bu kadar dayanması bizim için çok büyük bir direnç göstergesi ve umut olmuştu. Bu günden sonra boşluğun ve dalgaların ortasında ne zaman Sülü burnunda olsak bir zamanlar çeşmenin orada olduğunu güzel bir şekilde hatırlayacağız.” diyor.

KÜRATÖR DOĞA

Alper Aydın, Türkiye sanat piyasasında genç sanatçılara alan açılmamasını eleştirerek, normalde solo bir sergi için açabilmek için 40-50 yaşa kadar beklemek gerektiğini söylüyor. Sanatçı bunu kırmak için 34’ünde bu sergiyi açtığını anlatıyor. Aydın, Fata Morgana’nın her ne kadar solo bir sergi gibi görünse de aslında duo olduğunu belirterek, “Çünkü eserlerimin tamamında doğa ile ortaklık yaptım. Doğanın verdiği imkanlara göre işlerimi ürettim. Bu serginin ‘insan’ bir küratörü yok. Sergimin küratörü doğanın bizzat kendisi. “” diyor.

(Yış adlı bu eser 16 Eylül'de Kadıköy’e getirilerek, Müze Gazhane'de sergilenecek)

20 Haziran’da açılan sergi 10 Eylül’e dek ziyaret edilebilir. 

 https://fatamorgana.alperaydin.art/



 

 


ARŞİV