Türkçenin şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca, doğumunun 100. yılında yıllarca yaşadığı Kadıköy’de düzenlenen etkinliklerle anıldı.
Kadir İNCESU
Fazıl Hüsnü Dağlarca, doğumunun 100 ölümünün 6. yılında Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen etkinliklerle anıldı.
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ve Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi işbirliğiyle hazırlanan “Türkçem Benim Ses Bayrağım” Dağlarca 100 Yaşında sergisi; Kadıköy Belediyesi ve özel koleksiyonlardan alınan Dağlarca’nın fotoğrafları, kitapları, mektupları, gazete ve dergi kupürleri, şiirleri ve özel eşyalarından oluşuyor. 15 Ekim 2008’de 94 yaşında aramızdan ayrılan Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın yaşamından kesitler veren sergide şairin uzun yaşamı kronolojik bölümler halinde ve bütün yönleriyle ortaya konuyor. Sergiyi Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu da gezerek sergilenen fotoğraflar ve objeler hakkında bilgi aldı.
YKY Kültür Sanattan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Veysel Uğurlu sergiyle ilgili olarak gazetemize yaptığı açıklamada; sergiyi Yasemin Arpa ve Ertan Mısırlı ile birlikte hazırladıklarını belirterek, “Sergide Dağlarca’nın yaşamının her evresine ait fotoğraflar bulunuyor. Dağlarca’nın özellikle askerliği hakkında çok az bilgi vardı. Kendisine ait bir kasaturayı bulduğumuzda çok sevindik. Anılarında anlattığı; kendisinin Kuran’ı Kerim’i üç kere öpüp ‘Kuleli’ye gitmeyeceğim’ diyerek babasına isyanı var. Babası da ondan daha büyük bir Kuran’ı üç kere öpüp alnına koyup ‘Hayır gideceksin’ diyor.. O büyük Kuran’ı bulduk. O Kuran ve kasaturayı yan yana sergiliyoruz. Dağlarca babasına ‘Kuleli’ye gideceğim ama ozan olacağım’ diyor ve gerçekleştiriyor. Sahibi olduğu Kitap Kitabevinin tabelasını ve klişelerini saklamış. Onları da sergiliyoruz. Struga’da kazandığı Altın Çelenk Ödülü’ne ise ulaşamadık” diye konuştu.
Sergi, 14 Kasım’a kadar gezilebilecek.
BARIŞ MANÇO’DA DA ETKİNLİK VARDI
Dağlarca ile ilgili bir başka etkinlik de Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde Bir “anıt –şair” Dağlarca 100 Yaşında adıyla düzenlendi.
Etkinlikte Aykurt Nuhoğu, Ertan Mısırlı, Haydar Ergülen ve Yasemin Arpa, Dağlarca ile ilgili anılarını, edebiyatımızdaki yerini anlatan konuşmalar yaptı.
Zafer Diper’in sunduğu etkinlikte ilk olarak söz alan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Dağlarca ile Vagon Kıraathanesi’nde tanıştıklarını belirterek, “1980’li yıllarda tanıştık Dağlarca ile. Her gün sabah 11.00’da gelir akşam 21.00’a kadar kalırdı. Ailesi, o kahveye gelip gidenlerdi. Başta Cemal Süreya olmak üzere pek çok yazar yanına gelirdi. Edebiyatın oldukça yoğun olarak konuşulduğu bir mekândı. Öğrenciler kadar üniversite hocaları da gelirdi. Dağlarca aile sanat, yaşam, günlük hayat üzerine sohbet ederdik. Geniş bir ufku vardı. Politik süreci de takip ederdi ama yaşamı sanattı. Dağlarca ülkemizin en değerli şairlerinden birisidir. Etkinliği düzenleyenlere, katılan sanatçı dostlarıma teşekkür ederim” dedi.
Daha sonra “Dağlarca Günlüğü” kitabı da geçtiğimiz günlerde yayınlanan Ertan Mısırlı söz aldı. Mısırlı, Dağlarca’nın edebiyat tarihimizin gelmiş geçmiş ‘çok yönlü’ şairlerinden birisi olduğuna dikkat çekerek, “Biz, yaşayan hiçbir şairini, yazarını, sanatçısını ‘objektif’ olarak değerlendirememiş bir ulusuz yazık ki. Ancak, ölümünün ardından yıllar geçtikten sonra, ya alabildiğine övgü, ya körükörüne sövgü ya da gereksiz polemiklerle hatırlamışız onları. Dağlarca, edebi eleştiri alanında şimdiye kadar benzerini görmediğimiz ölçüde bir ‘değerlendirme’ yapmak olanağını sağlamaktadır. Lirik, metafizik, epik, siyasal, satirik, dramatik, epigramatik türlerde üstün örnekler vermiştir.” diye konuştu.
“Dağlarca Günlüğü” adlı çalışmasından da söz eden Mısırlı konuşmasına şöyle devam etti: “Dağlarca şiirin Pisagorudur. Dağlarca kendine özgü yanıyla şiirden şiire, yapıttan yapıta, mikrokosmostan makrokosmosa olgunlaştırarak sözcükleri durmadan gerçekleri aradı. Söylenceler içinde bile! Bir yandan da şiiriyle okuru arasında büyüleyici bir bağ kurdu.”
Salim Okumuş’un hazırladığı sinevizyon gösterisi, Zafer Diper’in yorumladığı Dağlarca şiirleri ile Deniz Üner, Petek Atalay ve Ali Kaan Uysal’ın sunduğu müzik sonrası Haydar Ergülen söz aldı.
“DAĞLARCA BİR ŞİİR VARLIĞIDIR”
Ergülen 2014 sonuna kadar “Dağlarca İçin 94 Cümle” adlı bir kitap hazırladığını ifade ederek, “Bu Dağlarca’ya borcum kuşkusuz. Bu çalışma 94 yaşına bir gönderme… Dağlarca ‘Dağlarca’… Şiirle ilgileniyorsanız, Dağlarca’yı da okumaya başladıysanız, hem Dağlarca’yı okuyorsunuz hem de düşünüyorsunuz. Dağlarca şiiri bir düşünce şiiri… Dağlarca bir şiir varlığıdır. Dağlarca’nın büyük şiir yazdığını söylerken aslında fazla gerekçeye de gereksinimimiz yoktur. Çünkü çocuklar için en çok, en güzel şiirleri Dağlarca yazmıştır. Bunu ancak bir büyük şair yapar. Çocuklar için yirmiyi aşkın kitap yazmak ancak bir büyük şairin harcı olabilir. Hayvanlar duysun, bitkiler dinlesin, çocuklar sevsin, büyükler de anlasın diye yazdı. Dağlarca’yı tabiattan doğma bir şair olarak görüyorum. Dağlarca yaşasaydı, söylediği şeyler de yeni şeyler olacaktı. Eylemini şiir olarak sunan bir şairdir. Dağlarca bize düşünmeyi öğreten bir şair” şeklinde konuştu.
Haydar Ergülen’in konuşmasının ardından Yasemin Arpa tarafından hazırlanan 84 dakikalık “Dağlarca Burada” belgeselinden 12 dakikalık bir bölüm izlendi.