Feminist oyun Kadıköy'de
“Karanlıkta Kadınlar Sarı Görünür” seyirciyle buluşuyor
“Karanlıkta Kadınlar Sarı Görünür” adlı oyun, geçtiğimiz günlerde Üsküdar Tekel Sahnesi’nde ilk kez seyirci karşısına çıktı. Amerikan erken dönem feminist edebiyatının en önemlilerinden Sarı Duvar Kâğıdı hikâyesinden ilhamla yola çıkarak yazılan bu özgün tiyatro eseri; çevresi tarafından “normalleştirilmeye” çalışılarak sürekli kısıtlamalara, psikolojik manipülasyonlara (gaslighting) maruz kalan genç bir kadını merkezine alıyor.
Tuğba Erdem’in oyunculuğu ve Balahan Gürel yönetmenliği ile sahnelenen tek perdelik oyun, seyirciye “Farklılık nedir? Uyum sağladığımız şeyler bizi tutsak edebilir mi?” ve “Karanlığa hapsolsak da burada kendimize umut dolu bir dünya yaratmayı başarabilir miyiz?” gibi sorular sorduruyor. Düzen ve kalıplardan özgürleşmeye dair bir çağrı niteliğinde olan “Karanlıkta Kadınlar Sarı Görünür” 12 Nisan Çarşamba günü Besa Sahne Cevahir’de, 15 Nisan Cumartesi günü Black Box Sahne Watergarden Performans Merkezi’nde ve 16 Nisan Pazar günü Kadıköy Boa Sahne’de sahnelenecek.
“DUVAR KAĞIDI DÜZENİ TEMSİL EDİYOR”
Yönetmen Balahan Gürel, oyuncu Tuğba Erdem’in Sarı Duvar Kâğıdı hikâyesini kendisine getirdiğini ve hikâyedeki kadının sarı duvar kağıdıyla ilişkisini alıp, yeni bir oyun, karakter ve olay örgüsü yarattığını ifade etti. Günümüzde insanların yeterince empati kurmadığını ve ön yargıları ile hareket ettiğini dile getiren Gürel, “Karakterin yaşadıkları binlerce yıldır kurulan düzenle ilişkili. Oyundaki duvar kağıdının düzeni de deseni de, karakterin yırtmaya çalıştığı bu düzeni temsil ediyor. ‘Karanlıkta Kadınlar Sarı Görünür’ adına karar vermemizin de ana sebeplerinden biri; karanlıkta, cahillikte, anlaşılmazlıkta yaşayan insanın nasıl hasta olarak adlandırılabileceği. Sarı rengi de hikâyede tamamen; hastalığı, acıyı temsil eden ve aşılması gereken bir şey. Oyunu konuşurken de hep dediğimiz gibi; “Aydınlığa ulaşıncaya kadar karanlıkta kadınlar sarı görünür.” dedi. Oyuncu Tuğba Erdem de canlandırdığı karakterin büyük bir özgürlük hissi ve umut yaydığını vurgulayarak, “Bir dram olmasına rağmen umudunu kaybetmemesi ve bunu karşısına çıkan herkese aşılaması çok değerli. Karakterin söylemek istediklerini cesurca dile getirmesi ve bunu da çok naif bir şekilde aktarması beni çok etkiledi.” diye konuştu.
