9 Ekim Dünya Posta Günü vesilesiyle, sayfalarımıza Kadıköy’ün en eski ama belki de en az bilinen sivil toplum kuruluşlarından birini konuk ediyoruz; Kadıköy Filatelistler Derneği.
Bilindiği üzere filateli pulculuk demek, pul koleksiyonu yapan kişiye de filatelist deniliyor. Bu dernek de bundan tam 60 yıl önce, Ekim ayında bir gün Yeldeğirmeni’ndeki Nemlizade Sokak’ta kurulmuş. O gün bugündür Kadıköy’ün filatelistlerine kucak açıyor. Bugün Söğütlüçeşme’de hizmet vermeyi sürdüren derneği ziyaret ettik ve 10. Başkanı olan Sadettin Güzhan ile filateliyi konuştuk.
Emekli elektrik yüksek mühendisiyim. Pul toplamaya çocukluğumdan beri meraklıydım. Nedenini bilmiyorum, ailede pul koleksiyoncusu falan da yoktu aslında ama. Pullar ilgimi çekiyordu sadece. 1950'li senelerde yani ben çocukken, yeni bir pul çıkınca büyük rağbet olurdu. Hatta Sirkeci'deki Büyük Postane önünde kuyruk oluşurdu.
İlk pulumu tam hatırlamıyorum ama en sevdiklerimden birini hatırlıyorum. 1956'larda çıkmış bir Mimar Sinan pulu vardı. Onu uzun uzun incelerdim, deftere yapıştırıp, sonra çıkartıp bakıp, bir daha yapıştırıyordum.
Kaç tane pul olduğunu sormak doğru bir soru değil bence. Çünkü bu konu pul sayısı ile ölçülmüyor. Hiç bir koleksiyon asla tamamlanmaz, her zaman yeni parçalar eklenebilir. Benim kendi koleksiyonum daha çok demiryolu posta tarihi üzerine. Ayrıca bir de tematik olarak demiryolu ile ilgili tren, ray, köprü gibi görselleri içeren pulları içeren koleksiyonum var. Bu koleksiyonlarımla Romanya ve Portekiz’de altın madalya aldım.
Yurtdışındaki sergilerden mesela. Orada pul tüccarları oluyor. Ayrıca müzayedelerden, mübadelelerden ve internetten.
Evet öyle… Ama yalnız maddi değil manevi olarak da değeri büyük şeyler bizim için… örneği bir pulun maddi değeri yüksek olmayabilir ama sizin koleksiyonunuzda eksik bir parçaysa çok değerlidir sizin için. Mesela ben akşamları televizyonun karşısına geçmek yerine pullarımı inceliyorum büyüteçle, onları düzenliyorum, yerleştiriyorum. Örneğin bilmediğim bir motif görünce onu araştırıp, bir şeyler öğreniyorum. Eşim de bazen ‘Sohbetine doyum olmuyor’ diye takılıyor bana.
Bilmem, olabilir belki (gülümsüyor)
Genelde evde ama çok değerli ise kasada tabii. Evde bir kütüphane yaptırdım, pul defterleriyle dolup taşıyor. Hanım bazen kızıyor, ‘Bırak bu işleri’ filan diyor ama… Bırakamam ki, bu bir hobi. Bana ‘Sen öldükten sonra bunlar ne olacak’ diyorlar. Bilmem. Benden sonrası tufan derler ya, aynen öyle. Şuan bu dünyada kendi zevkimi tatmin etmek için bunu yapıyorum.
Maddi gücünüze ve ne tür bir koleksiyon yaptığınıza bağlı. Mesela Almanya pulları toplayacaksınız diyelim. Bugün Euro'nun fiyatını düşününce… Bir de şöyle bir durum var; müzayedeye katıldığınızda fiyatlar çok yükselebiliyor. Çünkü bazı pulların belirli bir katalog bedelleri yok, arz talebe bağlı olarak şekillendiği için 1000 Euro da olabilir 10000 Euro da!
O zamanın para birimiyle 3000 Mark verdiğimi hatırlıyorum.
Koleksiyonları sergilerde sergiliyoruz. Bir tür yarışma gibi oluyor. İyi koleksiyonlar madalya alıyor. Önce Türkiye'deki sergilere katılıyorsunuz belli bir seviyeye geldikten sonra yurtdışındakilere katılıyorsunuz. Biz zaten dernek olarak da Türkiye Filateli Dernekleri Federasyonu üyesiyiz.
Ben pul toplamaktan hiçbir zaman pişman olmadım Çünkü bu çok öğretici bir uğraş. Sadece pul biriktirmiyorsunuz ki, onun bir anlamı var, onu da öğreniyorsunuz. Aldığınız ya da gördüğünüz bir pulun üzerindeki motif size bir bilgi veriyor, ne amaçla yapılmış onu öğreniyorsunuz. Mesela PTT her yıl önemli olaylar için pul basıyor. Siz de böylelikle bu önemli olaylar öğrenmiş oluyorsunuz. Sadece kendi ülkenizi değil diğer ülkelerin tarihine dair de bilgiler edinmiş oluyorsunuz. Genel kültürünüz artıyor yani filateli kültürel bir aktivite.
1978’de girdim, 2014'ten beri de başkanlık görevini yürütüyorum.
Evet, bu sene 60. yılımızı kutlayacağız. 28 Ekim-10 Kasım arası Barış Manço Kültür Merkezi'nde yurt içi ve yurt dışı sergilerinde çeşitli ödüller kazanmış pul ve kartpostal koleksiyonlarından oluşan bir sergi açacağız. Ayrıca geçmiş 10 başkanımızın anısına ve 60. yaşımıza özel hatıra pulları bastıracağız.
Açıkçası bizim camia biraz kapalı bir camia. Çünkü herkes pul toplamıyor, dolayısıyla da fazla kimsenin bu dernekten haberi yok. Pulla ilgilenenler biliyor tabii ki. Bu bir gönül verme meselesi.
Bilmiyorum ki, onu onlara sormak lazım. Bizim insanlarımızın boş zamanları nasıl değerlendirdiğine bakmak lazım. Emekli olan erkekler genelde kahveye gidip okey oynuyor. Oysa herkesin bir hobisi olmalı bence. Tabi filatelistlik biraz da maddiyat gerektiren bir uğraş.
Resmi olarak 600 civarı ama aktif olarak katılan 100-150 kişi. Pazar günleri, bazen de ihtiyaca göre haftaiçi bir gün biraraya geliyoruz. Mübadele yapıyoruz. Yani elindeki fazla pullarını getiren, burada başkasıyla pul takası yapıyor.
Evet öyle, dernekte de birkaç tane kadın üyemiz var. Nedense kadınlar filateliyle daha az ilgileniyorlar. Nedenini bilmiyorum onlara sormak lazım
Elbette öncelikle bir pul defteri ve pul maşası edinmeleri şart. Çünkü pullarda asla parmak izi filna olmamalı. Önce pulları toplayıp, sonra ülke ülke, tema tema kümelemek lazım. Bu emekleme dönemi tabi. Yeni başlayan birine önce kendi ülkesinin pullarını toplamasını ve tanımasına tavsiye ederim. Mesela Kadıköy'deki merkez PTT’de bir postanede bir filateli bankosu vardır. Oradan PTT pullarını temin edebilirler.
Siz bunu sordunuz ama maalesef ki gençlerimiz filateliye pek ilgili değiller. Bu teknolojik mesaj çağında, hiç mektup yazmadıkları için pul nedir onu da bilmiyorlar!
Pul; mektup, posta kartı, gazete, küçük paket ve benzeri posta gönderlerinde ücretin alındığını gösteren, önyüzünde ait olduğu egemen ülkenin siyasi, kültürel, tarihi olaylarını, güzel sanatlarını, coğrafyasını, faunasını ve saire yansıtan çeşitli resim, grafik, motifli şekiller basılmış, arka yüzüne zamk sürülmüş, genelde dikdörtgen ancak diğer geometrik veya serbest şekillerde çeşitli büyüklüklerde düzenlenebilen, genelde ayrılmasında kolaylık sağlamak üzere kenarlarına dantel açılmış, sahtesinin yapılmasını zorlaştırmak gayesi ile filigranlı özel kağıt veya benzeri malzeme üzerine, hizmet amacına yönelik değişik değerlerde basılmış bir çeşit makbuzdur. Pulun keşfi bir İngiliz'e aittir ve 1840 yılında ilk pul tedavüle çıkmıştır. Yerli ilk pul ise 1 Ocak 1863'te basılmıştır. Çıkartan kişi ise aslında bir gazeteci olan zamanın Posta Nazırı Agah Efendi'dir.
En pahalı pul unvanı, 1 cent değerindeki İngiliz Guyanası'na ait. Şubat 1856’da tedavüle çıkartılmış olan bu pul karmin kırmızısı renginde olup üzerinde yelkenli bir gemi bulunuyor. Yerel bir matbaada bastırılan bu pul kalitesiz baskısından dolayı “Çirkin Guyana” olarak da anılıyor. Dünyanın en nadir pullarından biri olan bu pul, 2014’te 9,5 milyon Amerikan Dolarına satıldı. Dünyanın en meşhur pulu ise “Mavi Mauritius”dur.
Paris’te 15 ülkenin katılımı ile 11 Mayıs 1863 tarihinde ilk defa bir “Posta Konferansı” düzenlenmiş ve bu konferans daha sonra “Dünya Posta Birliği” fikrini doğurmuştur. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 22 devletin tam yetkili temsilcileri İsviçre’nin Bern kentinde toplanarak “Dünya Posta Birliği”’nin esaslarını tespit etmiş ve bu esaslar 9 Ekim 1874 tarihinde ilk Genel Kurul Kararları olarak imzalanmıştır. Bu vesile ile de Birleşmiş Milletler Teşkilatının bir ihtisas organı olan ve ülkemizin de üyesi bulunduğu bugün itibariyle 191 üyeli Dünya Posta Birliği kurulmuştur. Bu birliğin kuruluş tarihi olan 9 Ekim de ‘Dünya Posta Günü’ olarak ilan etmiştir.