Filmlerin eski evi; Bahariye

Bahariye Caddesi, geçmişte “Sinemalar Çarşısı” olarak anılırdı. Opera, Febüs, Apollon, Hale ve diğerleri…

18 Şubat 2016 - 14:21
Mustafa SÜRMELİ
Teknolojinin gelişimine bağlı olarak televizyon ve internet yaygınlaşıp, filmleri evimizdeki koltuğumuzdan izlesek de sinemanın keyfi bir başka oluyor. Geçmişi uzun yıllar öncesine uzanan Kadıköy’deki sinema kültürü günümüzde de devam etmesine rağmen seyirci sayısının azalması, ekonomik nedenler sinemaları olumsuz etkiliyor. Sayıları giderek azalsa da Kadıköy’ün unutulmaz ve değişmez parçası kışlık sinemalar, özellikle hafta sonları ailece yoğun olarak gidilen yerler arasında.

KUŞDİLİ’NDEN BAHARİYE’YE
Pek çok özelliğinin yanı sıra sinemalarıyla da ünlü Kadıköy’ün, sinema geçmişi ve kültürü de geniş. Sadece adı hatırlanan, kendisinden eser bile kalmayan sinemaların yanı sıra halen ayakta olanları da var. “Bizans Metropolünde İlk Türk Köyü Kadıköy” adlı eserinde Kadıköy’ün eski sinemalarını anlatan Dr. Müfid Ekdal, Bahariye Caddesi’ndeki sinemalara da vurgu yapıyor. Ekdal, Opera ve Reks sinemalarına özel bir yer veriyor.
Sahibi, sinemacı Kadri Bey olarak ün salan Kadri Cemali Sümer Bey olan Opera Sinemasının, Balkanların en lüks binası olarak ün saldığını belirten Ekdal, 1938’de büyük bir merasimle açılan sinemanın 1976’da yıkıldığını anlatıyor.
 
REXX (REKS) SİNEMASI
Dr. Ekdal kitabında, bugünkü Rexx Sineması’nın bulunduğu yerde içi ahşap, üst kat locaları yaldız süslü bir sinema bulunduğunu, ilk ismi Febüs olan bu sinemaya daha sonraları Apollon Sineması adı verildiğini belirtiyor. 1930’larda Hale Sineması ismini alan mekânın yıllarca muhteşem iç mekân tasarımıyla hizmet verdiğini belirten Ekdal, 1962’de açılan Reks Sinemasının burada hizmet vermeye başladığını da anlatıyor. Reks Sineması bugün de Kadıköylü sinemaseverleri ağırlamaya devam ediyor.

İLK SESLİ FİLM SÜREYYA’DA
Kadıköylü mimar Arif Atılgan ise, Süreyya Paşa Sineması adlı yazısında Süreyya İlmen’in Bahariye Caddesi’nde 1927’de Süreyya Paşa Opera salonunu inşa ettirdiğini, kulis ölçüsü yetersiz olduğu için salonun kısa süre sonra sinema olarak kullanılmaya başlandığını anlatıyor. Süreyya Paşa’nın, ilk yıllarında sinemanın işletmeciliğini de yaptığını belirten Atılgan, 1930 yılında ilk sesli filmin Süreyya Paşa Sineması’nda gösterildiğini anlatıyor.
“Kızıltoprak’ta Kent, Şaşkın Bakkal’da Atlantik ve Suadiye sinemaları olsa da Bahariye Caddesi bu bakımdan sinemalar çarşısı gibiydi” diyen Atılgan, koltuk, iki balkon ve locaları bulunan Yurt Sineması, Efes, Feza ve As sinemalarının günümüze ulaşmadığını vurguluyor. 1970’lerde Ocak ve Kafkas, Hakan ve Broadway sinemalarının açıldığı yıllarda siyah beyaz TV yayınlarının da başladığını anlatan Atılgan, “Opera Sineması 1976 yılında yıkıldı yerine Opera Pasajı adlı AVM inşa edildi. 1980’lerde TV yayınları hem her eve girmiş hem de renkli yayına dönüşmüştü. İnsanlar evlerinde TV seyretmeye başlayınca sinemalar boş kalmıştı” diyor.

SİNEMA İŞLETMEK ZORLAŞTI
Günümüzde sinema işletmeciliğinin kolay olmadığını, çeşitli sıkıntılar yaşadıklarını belirten sinema işletmecileri değişen ve gelişen Kadıköy’ün özellikle de trafik sorununun müşteri potansiyelini etkilediğini ifade ediyor. Kadıköy’ün günümüze ulaşan sinemalarından olan Rexx Sineması yetkilileri de trafik nedeniyle Kadıköy’e ulaşımda müşterilerin zorluk yaşamasının bir zamanlar sinemalar caddesi olarak anılan Bahariye ve civarındaki sinemaları zor durumda bıraktığını ifade ediyor. Seyirci sayısındaki azalmanın yanı sıra bina kirası, personel giderleri ve çeşitli giderler nedeniyle gelirden çok giderin çoğalmaya başladığını belirtiyorlar.

SİNEMADAN PİLAVCILIĞA
Kadıköy’de Pilavcı Şenol Usta olarak tanınan Şenol Gökçen de eski bir sinema çalışanı. Niğde’den 1982 yılında 14-15 yaşlarında İstanbul’a geldi. Önce bir gazetenin matbaasında çalıştı. Kadıköy’de Bahariye Caddesi’nde bir gün iş ararken Moda Sineması’nın kapısında gördüğü “eleman aranıyor” ilanıyla sinemaya adım attı. Müşterilere yer göstererek işe başlayan Şenol Gökçen, “İyi ki başlamışım. Hayatımda en çok sevdiğim iş. Hayatımda bu kadar güzel bir iş olacağını hiç düşünmedim” dedi. Bahariye’de o yıllarda Ocak, As,  Kadıköy Rexx ve Süreyya Sinemasının bulunduğunu anlatan Gökçen, “Eski sinemanın tadı yok. Kestanenin kokusu bile başka gelirdi. Kadıköy, Bahariye daha güzeldi. Orası Cuma akşamları, Cumartesi, Pazar sinemaların, sinemacıların doldurduğu bir semtti. Şimdi mağazalar için geliyorlar o zamanlar sinemalar için gelinirdi. Hangi film girerse girsin en az 8-10 hafta oynardı. ‘Sinemalar Caddesi’ dediğimiz Bahariye bir başkaydı. İstanbul’un merkezi yerlerindendi. Sonra sinemalara mısır yapmaya başladım. Bahariye Caddesi’ne ilk yağlı, tuzlu patlamış mısır makinesini ben getirdim. Beni Mısırcı Şenol olarak tanırlar. Hep sinemadan kazandım. Sinemadan kazandığımla çocuklarımı okuttum. Haftada 5 film seyrederdim. Sinemadan sonraki hayat biraz zordu. 7 yıldır pilavcılık yapıyorum.” dedi.

ESKİ GÜNLERE ÖZLEM
Mustafa Uğur Turan ve Feyza Turan çifti ile sinemaya giderken karşılaştık. 60 yıllık Kadıköylü olduklarını söyleyen çift, çocukluk yıllarının sinema keyfinin bir başka olduğunu anlattılar. Mustafa Uğur Turan, “Harçlığımızı alırdık, zaten sinemaya yeterdi, Pazar günü sinemaya giderdik. Hale sinemasına, Süreyya Sinemasına, Kadıköy Sinemasına, Opera, Yurt Sinemasına giderdik. Şimdi video var. Evde film izleyebiliyorsunuz” dedi. Emekli Öğretmen Feyza Turan ise sinemaya gittikleri eski günleri özlemle hatırladığını ifade etti.

 
KADIKÖY SİNEMASI 50 YAŞINDA!
Bir zamanların Opera ile Süreyya sinemaları arasında bulunan Kadıköy Sineması 50. yılını geride bıraktı. Kadıköy’ün sinema tarihinde önemli bir yeri olup, kışlık sinemalardan günümüze ulaşan birkaç sinemadan biri olan Kadıköy Sineması 1964’te tiyatro olarak hizmete açıldı.
Mülkiyetini 1968’de aldıktan sonra 1988’e kadar salonu işleten Erol Kocadağ ile Kadıköy Sineması’nı ve ilçedeki sinema yaşamını konuştuk. Ömrünün neredeyse 50 yılını sinemaya hizmetle geçiren, “Ben sinemaya gönlümü verdim. Sinema benim aşkım” diyen Erol Kocadağ, 1968-1980 yılları arasında Kadıköy Sineması’nda kışın sinema gösteriminin yapıldığını yazın ise tiyatro oyunlarının sergilendiğini anlattı.
Erol Kocadağ, “Sinemacılık çok büyük sevgim olan bir işti. İnşaat sektöründe de çalıştım ama sinema bambaşka bir şey. Çok severek yaptığım bir işti” dedi.
Sinema sayısının azalmasını, gelirin giderleri karşılamaya yetmemesi, kalitenin düşmesi gibi nedenlere bağlayan Kocadağ, mal sahibi olduğu için sinemanın bugünlere ulaşabildiğini ifade ediyor. Bahariye’nin bir zamanlar fevkalade güzel olduğunu söyleyen Kocadağ, “Sinema çoktu Kadıköy’de. Bambaşkaydı sinemaya olan ilgi o zamanlar. Hiç boş yerimiz yoktu” diye konuşuyor.
İnsanların gün içinde alışverişlerini yaptıktan sonra özenle giyinip sinemaya geldiği günleri unutmadığını ifade eden Kocadağ, bir zamanlar çok ünlü tiyatrocuların sahne aldığı Kadıköy Sineması’nın İstanbul’da ayrı bir yerinin olduğunu da belirtiyor.

 

ARŞİV