Gazhane'de bahar sergileri
Müze Gazhane bahar aylarında yepyeni sergilere ev sahipliği yapıyor; yönetmen Zeki Demirkubuz’un ilk kişisel sergisi, kadın ve İstanbul seramik sergisi ile çevreci öğrencilerin atıklardan sanat ürettikleri yılsonu sergisi…
“Hepimiz unutmak istemediklerimizin ya da istesek de unutamadıklarımızın toplamıyız.” diyen usta yönetmen Zeki Demirkubuz, ilk kişisel fotoğraf sergisini hazırladı. Hasanpaşa’daki Müze Gazhane’nin yeni etkinlik alanı L Binası, kapılarını Demirkubuz’un, yeni filmiyle aynı adı taşıyan sergisi “Hayat” ile açtı. Yerli sinemamızın önemli isimlerinden Demirkubuz’un 2009’dan bu yana çektiği fotoğraflardan 78 karelik bir seçki sanatseverlerle buluşuyor. 14 yıl önce başladığı fotoğrafçılığa, ülkemiz başta olmak üzere; Japonya, Meksika, Amerika ve birçok farklı ülkede yaptığı çekimlerle devam eden sanatçı, ilk sergisinde, dünyanın farklı coğrafyalarında rastladığı kayda değer anları, kendi gözünden izleyicilere açıyor.
Tabiatın, şehrin ve taşranın, varoluşun ve modernizmin üzerimizdeki etkilerini karelerine yansıtan Demirkubuz, sigarayı bırakma bahanesiyle başladığı fotoğraf yolculuklarının, uzun bir süredir en az sinema kadar hayatının merkezinde olduğunu ifade ediyor. Tuhaf dergi, İBB Miras ve İBB Kültür ortaklığıyla düzenlenen serginin küratörlüğünü Nurhak Kaya, sanat yönetmenliğini ise Ebru Yılmaz üstleniyor.
“ÇOCUKLUK FOTOĞRAFIM YOK”
Serginin açılışı 8 Mayıs Pazartesi akşamı, sanat ve medya dünyasından çok sayıda davetlinin katıldığı kokteyl ile yapıldı. Gecede, Nurhak Kaya ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat birer konuşma yaptı. Zeki Demirkubuz da kısa konuşmasında fotoğrafla olan ilişkisine değindi. Bundan 10-12 yıl öncesine dek fotoğraf çekmekten de çektirmekten de hiç hoşlanmadığını anlatan yönetmen, “Hatta nefret ederdim fotoğraf çektirmekten. Hâlâ öyle bir duygum var ama çocukluğumdan hiç fotoğrafım yoktur. Kızım doğduğunda onu çekmeye başladım. Aslında tek ilişkim buydu fotoğrafla. ‘Benim fotoğrafım yok, onun olsun’ diye onu nefret ettirinceye dek çektim. başladı iş. Sonra 11 sene önce sigarayı bıraktım ve yürümeye başladım. ‘Forrest Gump’ gibi inanılmaz yürüyüşler yaptım. Gezmeye, şehirlere, başka ülkelere gitmeye başladım ki yolculuktan nefret ederdim sigara yüzünden. Sonra ben buraları niye çekmiyorum diye düşündüm. Elime bir-iki makine geçti, onlarla çekmeye başladım. Sonra o büyüdü, büyüdü başka bir şeye, bir sergiye dönüştü” dedi. Demirkubuz, “Fotoğraf denilen şey, daha doğrusu anlam denilen iş, sonsuz. Her şekli var. Ortalıkta buna dair bir sürü iddia, olgu var. Ben bütün bunların arasında bana ait olanı, bende bir hayat duygusu uyandıranı ortaya çıkarmak istedim. Filmlerim gibi. Umarım bunu becerdiğimi düşünürsünüz.” diye sözlerine son verdi.
Sergiyi 8 Eylül’e dek Pazartesi hariç hafta içi: 09.00 – 18.00 / hafta sonu: 10.00 – 18.00 arasında ziyaret etmek mümkün.
İSTANBUL, KADIN VE SERAMİK
Müze Gazhane’nin ev sahipliği yaptığı bir diğer sergi de “İstanbul ve Kadın” temalı seramik çalışmalarını içeriyor. Seramik heykel sanatçısı Hülya Sözer’in 20 öğrencisiyle birlikte hazırladığı sergide, sanatçıların ortak çalışmasıyla hazırlanan kolektif işin yanı sıra, her bir sanatçının özgün seramik heykelleri sanatseverleri İstanbul’da kadın olma deneyimin evrenselliği ve sübjektifliği üzerine düşünmeye davet ediyor. Sözer, “Medeniyetlerin beşiği olan tarifsiz güzel bu şehirde, ilk pilot, ilk yazar, ilk sanatçı gibi alanlarında ilk olan kadınlarımız yaşadılar. Bu şehir hepimize olduğu gibi, onlara da büyük imkanlar sundu, fırsatlar verdi. Belki toplumumuz onların gücünü, hayallerini, azmini yeterince anlamamış, desteklememiş olabilir. Yine de yılmadan uğraşarak kültürümüze birçok hediye bıraktılar. Hepimizin varlık sebebi olan kadınlara, bizi doğuran, besleyip büyüten annelerimize, yolumuzu aydınlatan rol modellerimize saygımızı bu sergiyle sunmak istedik.” dedi.
25 Mayıs’a dek Gazhane C Salonunda ziyarete açık olan sergideki tüm eserlerin satışından Elde edilecek olan gelir, kız çocuklarının eğitimini desteklemek için kullanılacak.
ATIKLAR SANAT OLDU
Müze Gazhane’deki bir diğer sergide ise İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları (GVO) öğrencilerinin imzası var. Yıl sonu sergisinde sanat ve çevre konusuna odaklanan çevreci öğrencilerin, atıklarla yaptıkları yaratıcı çalışmalar sergi oldu. İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları’nın Beylerbeyi Anaokulu, İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin geleneksel olarak gerçekleştirdiği Yıl Sonu Resim Sergisi bu yıl ikinci kez “Sanat ve Çevre” temasıyla yapılıyor. Sergide öğrencilerin özgün çalışmalarının yanı sıra sanat tarihine iz bırakmış sanatçıların eserlerinin yorumlanmış hali de yer alıyor. 15 Mayıs’a dek açık kalacak olan sergide, toplam 50 öğrenci çalışması sergileniyor.
Sergide yer alan çalışmalar hazırlanırken birçok atık malzeme de yeniden değerlendirildi. Kullanılmış kağıtların ruloları, gazoz kapakları, plastik kapaklar, düğmeler gibi materyallerin de yer aldığı eserler sürdürülebilir bir bakış açısıyla hazırlandı. Kullanılan teknikler arasında seramik, atık malzeme, linol baskı teknikleri, iki boyutlu renkli resim teknikleri, kolaj ve tasarım çalışmaları, cam boyası, akrilik boya, mozaikler ve doku çalışmaları yer alıyor. İTÜ GVO Beylerbeyi Anaokulu, İlkokulu ve Ortaokulu Müdürü E. Aybars Şehirtay, “Eğitimlerimizde dünya sanat tarihini altyapı olarak kullanıyoruz. Sergi ile öğrencilere sanatı sevdirmeyi, çok yönlü ve eleştirel bakış açısı kazandırmayı, doğayı ve sanatı anlatmayı hedefliyoruz. Bu yolla sanatın iyileştirici gücünü kullanarak izleyiciye, seyirciye yansıtabiliyorlar… Sanat ve çevre teması ile çocuklara sanat yoluyla ekolojik eğitimin temellerini aşılarken, sanat eseri üretmenin yanı sıra insan ve doğa arasındaki etkileşimi olumlu yönde de değiştirmeye ve sürdürmeye teşvik ediyoruz. Öğrencilerin sanatsal yorumlarıyla çevreyi korumada aktif bir ses olmalarını arzu ediyoruz. Sergimizde çocukların yanı sıra, yetişkin ziyaretçilerin de, öğrencilerimizin işlerini keyifle izleyeceklerine inanıyoruz’’ dedi.