Gitarcafe'den erken veda!

Tam 11 yıldır Kadıköy’ün alternatif müzik mekânlarından biri olarak çok sayıda müdavim edinen Gitarcafe, serüvenini şimdilik sonlandırdı. Gitarcafe’nin kurucularından Sumru Ağıryürüyen, yeni bir...

05 Nisan 2011 - 15:39

Geçtiğimiz hafta elektronik posta kutumuza düşen bir haber, hepimizin içinde bir burukluk yarattı. “Bu kez başka türlü bir haber veriyoruz sizlere. Gitarcafe yolculuğu yön değiştiriyor. Bu epeyce hüzünlü veda için bulabildiğimiz en iyi ifade bu. Mekânımızı devrediyoruz kısacası” diye başlayan e-posta, 11 yıldır Kadıköy’ün alternatif müzik dinleyebildiğimiz kişilikli mekânlarından birinin daha kapandığı haberini veriyordu bize. Aslında Gitarcafe mekân olarak kapanmadı sadece buranın kurucusu ve yıllardır işletmecisi olan müzisyenler Sumru Ağıryürüyen ve Onok Bozkurt, maddi sıkıntılar nedeniyle mekânı devretme kararı aldı. Gitarcafe bundan böyle farklı ellerde hayat bulacak.
Haberi alır almaz, geçtiğimiz ağustos ayında gazetemiz için uzunca bir söyleşi yaptığımız Sumru Ağıryürüyen’e ulaştık ve bu üzücü haberin ayrıntılarını öğrenmek istedik. Kendisi de oldukça üzgün olan Ağıryürüyen, neden böyle bir karar aldıklarını şöyle anlatıyor:
“Gitarcafe, özellikle son 5 yılında, gönüllülüğe dayanan ve birçok özelliğiyle pek de benzeri olmayan bir proje idi. Müziğe müzisyenin gözünden bakan, onu bir bütün olarak algılayan bir yaklaşımla, her türden müziğe ve ürettiğiyle derdi olan müzisyenlere; kaliteli müzik dinlemek isteyen, farklı sesleri merak eden müzikseverlere hitap edebildik sanırım. Yurt içinden ve yurt dışından... Atölyelerimizle, seminerlerimizle, sahne sizin etkinliklerimizle bu yaklaşımımızı da bütünlemeye çalıştık. Ayrıca, Fethiye’de 2 yaz boyunca Kayaköy Kültür Sanat adlı konserler ve yaz atölyelerinden oluşan bir etkinliği aynı ekibimizle gerçekleştirdik. 2006’da ve 2010’da İstanbul’da düzenlenen sıradışı müzik etkinliği İsmet Sıral Yaratıcı Müzik Atölyesi’ni (www.iscms.org) hayata geçiren ekipte yer aldık. Aslında başarılı görünen bu süreçte başarısızlık, sürdürülebilir bir model oluşturamamaktı. Bunun da nedeni, bu modele uygun bir işletme-ekonomi anlayışı yerleştiremememiz oldu. Özgür yaklaşımımızı destekleyecek alternatif bir finans yaratabilmeliydik örneğin. Bunu bu mekanda yapmanın olanaksızlığını gördük. En önemli neden bu. Yine de, son 5 yılı bu şekilde olmak üzere toplam 11 yıllık bir macera pek de başarısız sayılmamalı... Bu arada, belki şunu da sormak gerekiyor: Böyle bir kültürel temas noktasına ihtiyaç varsa, bu ihtiyacı duyanlar başka ne yapabilirlerdi... Sanırım bu şekildeki müstesna projelere daha özenle yaklaşmalıyız hep birlikte.”

‘YENİ BİR OLUŞUM PEŞİNDEYİZ’

Sumru Ağıryürüyen, yeni bir oluşum peşinde olduklarının da altını çiziyor: “Gitarcafe’yi devralan arkadaşlarımız farklı bir isim altında benzer bir yaklaşımla devam etme arzusundalar. Umarım kendi anlayışlarıyla yoğurdukları bir mekân oluşturabilirler. Gitarcafe, bir parçası olduğu İsmet Sıral Yaratıcı Müzik Atölyesi ile birlikte yeni bir adla yeni bir oluşum yaratma peşinde. Uygun bir mekân arayışı sürüyor. Ama bu mekân nerede bulunur, bilemiyorum. Gitarcafe’nin önemli bir özelliği de Anadolu yakasında olmasıydı. Yeni oluşumda anlayışın temelde aynı olacağını, ama açılacak mekânın yeni bir Gitarcafe olmayacağını söylemek gerekir.”
Başta da belirttiğimiz gibi Gitarcafe aynı zamanda müstesna bir kitleye sahip, belirli bir müdavim kitlesi olan özel bir mekândı. Peki, sürekli ziyaretçilerinin bu karara tepkisi ne oldu? Ağıryürüyen, herkesin ortak duygusunun “üzüntü” olduğunu belirtiyor:
“Genelde üzüldük hep birlikte. Yani, müdavimler, müzisyenler kadar kararı veren bizler de üzüldük... 30 Mart’ta bir toplantı yaptık, müzisyen ve müziksever dostlarımızla, çalışanlarımızla. Gitarcafe’nin sahibi Onok Bozkurt ve eski ortaklarımızdan yol arkadaşımız Ender Abadoğlu (Helesa grubundan aynı zamanda) ile birlikte derdimizi anlattık, sorulara yanıt verdik. Güzel bir veda idi. Gitarcafe olmasa da, ortaya attığı fikrin yeni oluşumlara esin kaynağı olacağını düşünen dostlarımız çoğunlukta, ne mutlu ki. Bir sanatçı dostumuz, burada kendini özgür bir biçimde ifade edebilmesinin kıymetinden söz etti. Bu bizim en üzerine titrediğimiz konulardan biriydi. Müzisyenle dinleyicisinin iç içe olduğu bulunmaz bir ev ortamında, gerektiğinde coşkuyla gerektiğinde nefes bile almadan izlenen konserlerimiz oldu. Bu ortamı hepimiz özleyeceğiz. Müzisyen dostlarımıza, izleyicilerimize, imecemize dâhil olan herkese ve bizi destekleyenlere teşekkür etmek isteriz bir kez daha. Elbette Gazete Kadıköy’e de...”

Semra ÇELEBİ
 


ARŞİV